Türk mutfağı Gastronomi Liseleri Projesi ile yeni bir atağa hazırlanıyor. Gastronomi diplomasisinde elçiler yetiştirmeyi amaçlayan projeyle Türkiye’nin 7 farklı bölgesinde tematik gastronomi liseleri açılacak ve unutulan lezzetler de yeniden hayat bulacak. Gastronomi uzmanlarına göre önümüzdeki dönem hayata geçecek proje, kapsamı bakımından dünyadaki benzerlerinden ayrılıyor.
ATIKSIZ MUTFAK
Gastronomi Liseleri Projesi’nin atıksız mutfak uygulamasını da yaygınlaştırması bekleniyor. Proje kapsamında verilecek eğitimle, hammaddeyi verimli kullanma tekniklerinin de öğretilmesi bekleniyor.
Türkiye’de hali hazırda bir gastronomi meslek lisesi bulunuyor. Bunun haricinde meslek liselerinin içinde gastronomi ve aşçılık bölümleri mevcut. Yeni proje gastronomiye daha bütüncül bir bakış açısı getirecek. Yedi coğrafi bölgede konumlandırı-lacak bu tematik okullar, bulundukları bölgenin iklimsel, tarımsal ve kültürel zenginliğine göre özelleştirilmiş müfredat sunacak. İstanbul’da Osmanlı mutfağı, Gaziantep’te baklava ve tatlılar, Konya’da buğday ve hamur işleri gibi odak alanlarıyla her okul, kendi coğrafyasının mutfak mirasını kayıt altına alacak ve yaşatacak.
Yazılı olmayan tariflerde birbirinden farklı pek çok lezzeti barındıran Türk mutfağının bilimsel literatür çalışmaları için önemli bir adım 2021 yılında atılmıştı. Cumhurbaşkanlığı himayesinde basılan ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ kitabıyla saklı kalmış tarifler yeniden gün yüzüne çıkmıştı. Ardından ilan edilen Türk Mutfağı Haftası da küresel gastronomi pazarında gözlerin Türkiye’ye çevrilmesini sağlamıştı.
DÜŞÜNCE BİÇİMİ OLUŞTURACAK
Talip Bayram-Gastronomi yazarı: Bu okullar, gastronomiyi toprağından başlayarak masaya kadar bir kültür, ekosistem ve düşünce biçimi olarak ele alan bireyler yetiştirecek. Böylelikle Türkiye gastronomisi, sadece lezzetleriyle değil; sosyolojik, tarihsel, ekolojik ve etik boyutlarıyla da dünyaya anlatılabilecek güce kavuşacak. Bu yaklaşım sayesinde Anadolu’nun kıyıda köşede kalmış, sözlü kültürle taşınan mutfak unsurları kayıt altına alınacak. Bu bilgi genç şeflerin ellerinde yeniden canlanacak. Gastronomi liseleri böylece Türk mutfağının sadece bilinen yüzünü değil, derinlerde saklı cevherlerini de gün yüzüne çıkaracak. Eğitimli genç şeflerin katkısıyla bu kadim zenginliğin bir mirastan öteye geçerek stratejik bir kültürel değer haline dönüşeceği kanaatindeyim.