Fed: Komite faiz oranını düşürmenin uygun olacağını öngörmüyor

ABD Merkez Bankası (Fed), ülkede enflasyonun geçen yıl önemli ölçüde yavaşladığını ancak hala yüksek kalmaya devam ettiğini bildirdi.

Giriş: 01.03.2024 - 22:35
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


ABD Merkez Bankası (Fed), ülkede enflasyonun geçen yıl önemli ölçüde yavaşladığını ancak hala yüksek kalmaya devam ettiğini bildirdi.

 

Fed tarafından ABD Kongresi için yılda iki kez hazırlanan yarı yıllık Para Politikası Raporu'nun mart sayısı yayımlandı.

 

Fed Başkanı Jerome Powell'ın haftaya Kongre'de sunacağı raporda, "Enflasyon, Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) yüzde 2 hedefinin üzerinde kalmaya devam etmesine rağmen geçen yıl önemli ölçüde gevşedi ve enflasyondaki yavaşlama işsizlikte önemli bir artış olmadan gerçekleşti." değerlendirmesinde bulunuldu.

 

Raporda, uzun vadeli enflasyon beklentilerine ilişkin ölçümlerin pandemiden önceki on yılda görülen değerler aralığında yer aldığı ve FOMC'nin yüzde 2'lik uzun vadeli hedefiyle genel açıdan uyumlu olmaya devam ettiği bildirildi.

 

İş gücü piyasasının ise nispeten sıkı olmaya devam ettiği belirtilen raporda, işsizlik oranının tarihsel olarak düşük seviyelere yakın ve açık iş pozisyonlarının hala yüksek olduğu kaydedildi.

 

Raporda, ekonomik büyümenin de tüketici harcamalarındaki sert artışların desteğiyle güçlü olduğu ifade edildi.

 

İş gücü piyasasındaki sıkılık hafifledikçe ve enflasyondaki ilerleme sürdükçe Komitenin istihdam ve enflasyon hedeflerine ulaşmasına yönelik risklerin daha iyi bir dengeye geldiğine işaret edilen raporda, Komitenin enflasyon riskleri konusunda son derece dikkatli olmaya devam ettiği vurgulandı.

 

Raporda, "Komite, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2'ye doğru ilerlediğine dair daha fazla güven kazanana kadar faiz oranını düşürmenin uygun olacağını öngörmüyor." ifadesi kullanıldı.

 

BANKACILIK SİSTEMİNDEKİ BAZI RİSK ALANLARININ İZLENMESİNE DEVAM EDİLMESİ GEREKİYOR

 

Finansal koşulların da değerlendirildiği raporda, finansal piyasalardaki koşulların yaz boyunca ve sonbaharın başlarında önemli ölçüde sıkılaştığı anlatıldı.

 

Raporda, Fed’in son olarak geçen yıl temmuz ayındaki toplantısında faiz oranını 25 baz puan daha yükselttiği ve Mart 2022’den bu yana faiz oranını toplam 525 baz puan artırdığı anımsatıldı.

 

Yüksek faiz oranlarının finansman faaliyeti üzerinde baskı yarattığına işaret edilen raporda, bankaların hanehalkı ve işletmelere verdiği kredilerin geçen yıl hazirandan bu yana önemli ölçüde yavaşladığı kaydedildi.

 

Finansal istikrara ilişkin değerlendirmelerin de yer aldığı raporda, “Genel olarak bankacılık sistemi sağlam ve dayanıklı olmaya devam ediyor, her ne kadar bankacılık sistemindeki akut stres geçen yıl mart ayından bu yana azalmış olsa da bazı risk alanlarının izlenmesine devam edilmesi gerekiyor.” İfadesi kullanıldı.

 

ORTA DOĞU’DAKİ JEOPOLİTİK GERİLİMİN ARTMASI ENFLASYONUN DÜŞÜRÜLMESİNE YÖNELİK İVMEYİ BOZABİLİR

 

Fed'in raporunda, uluslararası gelişmelere ilişkin ise geçen yılın başındaki toparlanmanın ardından dış ekonomik aktivitedeki büyümenin 2023'ün ikinci yarısında yavaşladığı bildirildi.

 

Para politikası sıkılaşmasının ekonomik faaliyet üzerinde oluşturduğu baskı ve yüksek enflasyonun reel hanehalkı gelirlerini aşındırması nedeniyle ekonomik büyümenin özellikle gelişmiş dış ekonomilerde zayıf olduğunun altı çizilen raporda, Avrupa'da yüksek enerji fiyatlarına yönelik yapısal uyum ekonomik performansı engellemeye devam ederken emlak sektörünün zayıflığı ve iç talebin yavaşlamasının Çin'in ekonomik faaliyetini sınırladığı belirtildi.

 

Raporda, enflasyonun diğer ülkelerde de düştüğü kaydedilerek, enflasyondaki düşüş hızının ülkeler ve sektörler arasında değişiklik gösterdiği, çoğu yabancı merkez bankasının geçen yılın ikinci yarısında politika faizi artışlarına ara verdiği ve o zamandan beri faiz oranlarını sabit tuttuğu bildirildi.

 

Ayrıca raporda, Orta Doğu'da artan jeopolitik gerilimler ve buna bağlı Kızıldeniz üzerinden gemi taşımacılığında yaşanan aksaklıkların genel olarak tüketici fiyatlarına, özelde ise küresel enerji fiyatlarına sınırlı düzeyde yansımasına rağmen gerilimin daha da artmasının enflasyonun düşürülmesine yönelik küresel ivmeyi bozabileceği uyarısında bulunuldu.