2023 yılında dövizin hızla yükselmesi, dövize endeksli girdileri olan kuruluşlarda maliyet artışları fiyat ayarlamalarını zorunlu kılmış, bu nedenle de fiyatlar yukarı yönlü hareket ederek enflasyonu tetiklemişti. Turizm sektöründe Euro fiyatlamalar, bu sektörde de TL cinsi fiyatların yükselmesine yol açtı. Bu nedenle hizmet sektöründe de fiyatlar yukarı yönlü hareketlendi. Kur, ülkemizde maliyet enflasyonu sebebidir. Her kur artışı, aynı zamanda girdi maliyetlerinin de artması anlamına gelir.
Bunların yanında gittikçe artan jeopolitik riskler, ihtiyaç olunan ürün veya hammaddeye ulaşımı zorlaştırırken, lojistik maliyetleri bile arttı. Böyle bir ortamda hem yaptırımlar ve engeller hem de pandemiden bu yana tam düzelmemiş tedarik zincirinin sağlıksız yapısı, enflasyonu artıran nedenler arasında yerini aldı.
GİRDİ MALİYETLERİ
Gelelim bugüne ve şu soruyu soralım: Enflasyonun düşmesi için şartlar uygun mu?
Öncelikle maliyet bacağına bakacağız. Girdilerde enflasyonu artırıcı gelişmeler hâlâ oluyor mu, onu kontrol edelim.
Eylül ayında tarımsal girdi fiyat endeksi, aylık bazda yüzde 1.77 arttı. Yıllık bazda artış ise yüzde 31.83. Görüleceği üzere tarımsal girdilerde enflasyonu tetikleyen bir durum söz konusu değil. Daha detaya baktığımızda, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetlerde aylık bazda yüzde 2.87 oranında artış, bu bölümde detaylara odaklanmayı gerekli kılar. Çünkü enflasyonun baskılanmasında bu bölüm direnç gösteriyor.
Yurt dışı üretici ekim fiyat endeksine baktığımızda, aylık bazda sadece yüzde 0.09 değişimin olduğunu görüyoruz. Yani neredeyse aylık bazda fiyatlar aynı kalmış. Yıllık bazda artış ise yüzde 30.70. Dolayısıyla burada da enflasyonu tetikleyecek herhangi bir durum söz konusu değil.
Şimdi gelelim tarım ürünleri üretici fiyat endeksindeki verilere. Ekim ayında tarım ÜFE rakamının aylık bazda yüzde 5.03 artmış olduğunu görüyoruz. Bu durum, gelecekte enflasyonun düşmesi için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Burada biraz daha detaya indiğimizde şunları gözlemliyoruz. Tek yıllık bitkisel ürünlerde aylık değişim yüzde 13.27 artışla adeta alarm veriyor.
ÜRETİM ARTMALI
Döviz sepetine baktığımızda ise yeni bir maliyet enflasyonuna yol açacak herhangi bir risk görünmüyor.
Enflasyonun aşağı yönlü baskılanması için girdi maliyetlerinin yükselmemesi önemli olmakla beraber üretimin artması da çok önemli. Aksi halde talep, fiyatların yükselmesine neden olarak talep enflasyonunu tetikleyebilir. En son açıklanan eylül süt üretimine baktığımızda, toplanan inek sütünde yıllık yüzde 14.9, tereyağı üretiminde yüzde 13.9, inek peyniri üretiminde ise yüzde 11.6 artış olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu bölümde arz artışı yeterli görünüyor. Tavuk eti üretiminde ise yıllık yüzde 11.8 üretim artışı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla burada da üretim yolunda görünüyor.
Tüm bu veriler, önümüzdeki dönemde herhangi yeni sürprizlerle karşılaşmazsak enflasyonda aşağı trendin devam etme ihtimalinin fazla olduğunu bize gösteriyor. Ancak ürün bazında fiyat oynaklıklarına dikkat edilmeli.
Burada stok yönetimini iyi yapamayanların zarar etme riski de arttı.
hikmetbaydar@3-goz.com