Çin Başbakanı Li Çiang, ülkesinin ekonomide dışa açılma politikasına bağlı kalacağını, ekonomik fırsatları dünya ile daha fazla paylaşmak için elverişli ortamı sağlamaya çalışacağını söyledi.
Başbakan Li, İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısında konuşma yaptı.
Çin ekonomisinin 40 yıldan uzun süredir dışa açılmayla istikrarlı şekilde geliştiğini ve dünya ekonomisine katkı sağladığını ifade eden Li, "Dünya nasıl değişirse değişsin, Çin dışa açılmaya yönelik temel ulusal politikasına bağlı kalacak, kapılarını dünyaya daha fazla açacaktır." dedi.
Li, Çin ekonomisini, toplantının düzenlendiği Davos kasabasının eteklerine kurulduğu Alp Dağları'na benzeterek, "Avrupalı dostlar, Alpler'in gerçek azametini görmek istiyorsanız ona uzaktan bakmalısınız diyor. Çin ekonomisine bakarken de öyle; vizyonunuzu genişletmeli, resmin bütününü kapsamlı ve objektif şekilde görmek, nereden nereye geldiğini kavramak için panaromik bir perspektiften bakmalısınız." ifadesini kullandı.
Çin ekonomisinin, küresel ekonomik büyümeye katkısının yıllar içinde yüzde 30'a ulaştığına dikkati çeken Li, Kovid-19 salgınının ardından 2023'te güçlü toparlanma ivmesi sergilediğini vurguladı.
2023'TE YÜZDE 5,2 BÜYÜME BEKLENİYOR
Li, Çin'in gayrisafi yurt içi hasılanın 2023'te yüzde 5,2 artışla yıllık büyüme hedefinin üzerine çıkmasının beklendiğini bildirdi.
Çin hükümeti 2023 yılı için "yüzde 5 civarında" ekonomik büyüme hedefi belirlemişti.
Ekonomik toparlanmayı teşvik ederken pasif canlandırma tedbirlerine başvurmadıklarının, kısa dönemli büyüme için uzun dönemli risklerin birikmesine yol açacak adımlar atmadıklarının altını çizen Li, bunun yerine içsel dinamiklere odaklandıklarını vurguladı.
Li, Çin'in uzun vadeli büyüme temellerinin sağlam olduğunu, tüm kategorilerde gelişmiş sanayi altyapısına sahip olduğunu, imalat sanayinde üretilen küresel katma değerin yüzde 30'unu oluşturduğunu ve bu alanda 14 yıldır dünyada ilk sırada yer aldığını aktardı.
Üretim faktörleri açısından ülkenin kalabalık nüfusunun sağladığı demografik avantajın nitelikli kalkınmayla yetenek avantajına dönüştüğü görüşünü dile getiren Li, ülkenin, sermaye açığından küresel sermayenin yaklaşık yüzde 30'nu sağlayan bir konuma ulaştığına işaret etti.
Li, Çin'in veri üretimi açısından dünyada ikinci sırada yer aldığını, inovasyon kapasitesinin her yıl çift hanelerde büyüme kaydeden araştırma-geliştirme harcamaları ve yüksek teknoloji yatırımlarıyla geliştiğini belirtti.
ORTA GELİR GRUBU, 10 YIL İÇİNDE 800 MİLYONA ULAŞACAK
Çin pazarının, genişliği ve derinliğiyle dış talepteki zayıflığa karşı küresel talebi canlandırabilecek dinamiğe sahip olduğuna dikkati çeken Li, ülkenin 400 milyonluk bir orta gelir grubunun on yıl içinde iki katına çıkarak 800 milyona ulaşmasının öngörüldüğünü ifade etti.
Li, Çin'in kentleşme oranının gelişmiş ülkelere kıyasla hala yüzde 10 daha az olduğuna işaret ederek, yaklaşık 300 milyonluk potansiyel kırsal göçmen nüfusunun, konut, eğitim, ve sağlık alanında yeni yatırımlara ihtiyacı ortaya çıkaracağının altını çizdi.
Çin'in yeşil kalkınma alanında önemli bir atılım içinde olduğu, dünyanın güneş enerji üretiminin yaklaşık yarısını karşıladığını, dünyadaki elektrikli araçların yarısından fazlasının Çin'de olduğunu kaydeden Li, yeşil enerji, yeşil altyapı, yeşil ulaştırma ve yeşil yaşam tarzı gibi yeni sektörlerin yıllık 10 trilyon yuanlık (1,4 trilyon dolar) bir yatırım ve tüketim piyasası oluşturduğuna dikkati çekti.
DIŞA AÇILMAYA BAĞLI KALACAĞIZ
Li, Çin'in 40 yılı aşan dışa açılma politikasıyla ekonomik olanaklarını dünya ile paylaştığını, bugün dünyada 140'tan fazla ülke ve bölgenin en büyük ticari ortağı konumuna geldiğini belirtti.
Ülkenin ortalama gümrük tarifesi oranının yüzde 7,3'e gerilediğine, bunun Dünya Ticaret Örgütündeki gelişmiş ülkelere yakın bir seviye olduğuna işaret eden Li, son yıllarda birçok çok uluslu şirketin Çin pazarındaki faaliyetlerini artırdığını, ülkenin imalat alanındaki kabiliyetinden faydalanarak küresel etkisini artırdığını vurguladı.
Li, son 5 yılda Çin'e yapılan yabancı doğrudan yatırımların getiri oranının yıllık yüzde 9 civarında, bunun küresel anlamda fazlasıyla rekabetçi bir seviye olduğuna dikkati çekerek, "Çin pazarını seçmek şirketler için risk değil fırsat." dedi.
Dış yatırımlar için kurumsal düzenlemeleri iyileştirmeye hız vereceklerini, yabancı yatırım negatif listesini kısaltacaklarını, imalat sektörüne yabancı erişimin önündeki tüm engelleri kaldırarak yabancı işletmelerin ulusal standartta muamele görmesini sağlayacaklarını dile getiren Li, "Dünyanın her ülkesinden yatırımlara kucak açmayı ve piyasa odaklı, hukuka dayalı, dünya standardında bir iş ortamının oluşturulması için çalışmayı sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Mart 2023'te düzenlenen Ulusal Halk Kongresi'nde başbakan seçilen Li, Davos toplantısında ilk defa Çin'i temsil ediyor.
Li, daha önce Haziran 2023'te Çin'in Tiencin şehrinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun yaz toplantısına katılarak burada konuşma yapmıştı.