ABD şu anda bir ‘yarı iletken patlaması’ sürecinden geçiyor. TSMC ve Samsung gibi küresel çip üreticileri, ülkeye büyük ölçekli yabancı yatırımlar yönlendiriyor. Trump yönetiminin görevi devralmasıyla birlikte ABD’li müşterilerden gelen çip talebinde ‘eşi benzeri görülmemiş’ bir artış yaşandığı, bunun da TSMC gibi şirketlerin ABD’de dayanıklı bir çip tedarik zinciri kurmak için ‘yüzlerce milyar’ dolarlık yatırım taahhüdünde bulunmasına yol açtığı ifade ediliyor. McKinsey’nin tahminine göre ABD’deki çip endüstrisinin büyüme hızı, diğer tüm bölgelere kıyasla belirgin biçimde daha yüksek.
ABD’DE ÇİP PATLAMASI
Rapora göre yarı iletken sektöründeki toplam doğrudan yabancı yatırımın yaklaşık yüzde 90’ı yalnızca 2025 yılında ABD’ye yönlendirildi. Bu yatırımların önemli bir kısmında Tayvan ve Güney Kore kökenli kuruluşlar arasındaki ortaklıklar öne çıkıyor. Üretimi ABD’ye kaydıran şirketler arasında TSMC, hem yatırım hacmi hem de ülke içinde çip tedarik zinciri kurma çabasının ağırlığı nedeniyle başlıca aktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
TSMC ARIZONA YATIRIMI
TSMC’nin Arizona fabrikası hâlihazırda 4 nm teknolojisini seri üretiyor ve üretim süreçlerini A16 (1,6 nm) teknolojisine kadar ölçeklendirmeyi planlıyor. Bu planlar, şirketin ABD’de çip üretimi konusundaki kararlılığının göstergesi olarak değerlendiriliyor. Tayvan’ın yanı sıra Güney Kore de Samsung ve Micron gibi şirketlerle ABD yarı iletken sektörüne büyük yatırımlar yapıyor. Samsung’un Teksas’taki Taylor tesisi, CHIPS Yasası kapsamındaki hibeler sonrasında gecikmeler yaşamış olsa da, son raporlar fabrikanın yeniden ilerlediğini ve ABD’de SF2 (2 nm) üretim sürecine doğru yol aldığını gösteriyor. Tesla’nın özel yapay zeka çipleri için alınan siparişler de Samsung’un ABD çip tedarik zincirindeki rolünü güçlendiriyor.

GÜNEY KORE ETKİSİ
ABD’de üretim faaliyetlerindeki artışta, Trump yönetiminin yarı iletken konusunu ‘ulusal güvenlik’ başlığı altında ele alması etkili oldu. Başkan Donald Trump’ın, TSMC gibi şirketleri ülke içinde seri üretim yapmamaları hâlinde yüzde 100’e varan vergilerle karşılaşabilecekleri yönünde uyardığı bildirildi. TSMC müşterilerinin büyük bölümünün ABD’li olması, şirket için ülke içinde dayanıklı üretim hatlarına sahip olma gerekliliğini artırıyor.
AVRUPA’NIN TEDBİR ADIMLARI
Çip tedarik zincirindeki değişim yalnızca ABD ile sınırlı değil. Raporda, Avrupa’nın ‘teknolojik altyapısını’ aktif biçimde koruma, agresif ihracat kontrolleri uygulama ve Nexperia gibi kuruluşların kontrolünü üstlenme yönündeki yaklaşımı da vurgulanıyor.
TSMC’nin Avrupa Birliği’ne, özellikle Almanya’ya yatırım yapması, üretimi Doğu’dan Batı’ya kaydırma niyetinin bir parçası olarak görülüyor. Bu girişimlerin, Batı’ya tamamen bağımsız bir tedarik zinciri garantisi vermediği, ancak bölgenin kendi topraklarında önemli bir teknoloji üreticisi olma konumunu güçlendirdiği değerlendiriliyor.