Avrupa’dan 3. sera gazı uydusu: Hassas emisyon haritaları sunacak

AB’nin Copernicus programı kapsamında 2027’de fırlatılacak CO2M uyduları, küresel sera gazı (CO₂ ve CH₄) takibinde devrim yaratıyor. Empa simülasyonları, başlangıçtaki iki uydu yerine Avrupa Komisyonu'nu üçüncü bir uyduya ikna etti. Bu sayede, sera gazları tüm dünyada 5 günde bir yerine, her 3,5 günde bir ölçülerek, tek tek enerji santrallerinin emisyonları bile 2 kilometre çözünürlükle haritalanabilecek.

Giriş: 04.11.2025 - 13:53
Güncelleme: 04.11.2025 - 13:53
Avrupa’dan 3. sera gazı uydusu: Hassas emisyon haritaları sunacak

Uluslararası bir araştırmacı ekibi, benzersiz bir nadir toprak malzemesinde polaron adı verilen, bulunması zor bir kuazi parçacık keşfederek kuantum fiziğinde uzun süredir devam eden bir bulmacayı çözdü. Kiel Üniversitesi ve DESY araştırma merkezinden Profesör Kai Rossnagel'in de aralarında bulunduğu bilim insanlarının yaptığı keşif, bu malzemenin elektrik ileten bir metalden mükemmel bir yalıtkan haline nasıl aniden geçebildiğini açıklıyor.


2027 itibarıyla, CO2 ölçümü (CO2M) için yeni uydular yörüngeye fırlatılacak. Başlangıçta sadece iki uydu planlanmıştı, ancak İsviçre'deki Malzeme Bilimi ve Teknolojisi Federal Laboratuvarı (Empa) tarafından yapılan simülasyonlar, Avrupa Komisyonu'nu üçüncü bir uydu inşa etmeye ikna etti. Bu, küresel ölçekte kapsamı önemli ölçüde artıracak: Sera gazları karbondioksit (CO₂) ve metan CH4 artık dünya genelinde beş günde bir ölçülmek yerine, her 3,5 günde bir ölçülebilecek.


EMİSYONLAR HARİTALANIYOR

Yeni cihazlar, önceki uyduların aksine dar ölçüm şeritleri yerine, tüm bölgeleri kapsayan, iki kilometre çözünürlüğe sahip kapsamlı sera gazı görüntüleri sağlayacak. Bu sayede, tek tek ülkelerin, şehirlerin ve hatta tek tek enerji santrallerinin emisyonları mekânsal olarak ayrıntılı bir şekilde belirlenebilecek.

CO2M görevi, AB'nin Copernicus Dünya gözlem programının bir parçasıdır ve amacı dünya çapında insan kaynaklı CO₂ emisyonlarını izlemektir. Empa'nın Hava Kirleticileri/Çevre Teknolojisi laboratuvarından Gerrit Kuhlmann, uyduların atmosferdeki sera gazları ve hava kirleticilerinin konsantrasyonlarını ölçtüğünü; ancak karmaşık dağılım simülasyonlarının yardımıyla bir enerji santralinin, bir şehrin veya hatta tüm bir ülkenin emisyonlarını hesaplayabildiklerini açıkladı.


NO₂ İLE AYRIM

Empa araştırmacılarının ESA tarafından yaptırılan bilgisayar simülasyonları, CO2M uydularının yalnızca CO2'yi değil, aynı zamanda azot dioksiti NO2 de ölçmesini sağlamada belirleyici oldu. Bu kombinasyon, insan kaynaklı emisyonların doğal kaynaklardan ayırt edilmesini sağladığı için hayati önem taşıyor: Kömür, petrol ve gazın yanması, biyosferin doğal CO2 emisyonlarının aksine, CO2'ye ek olarak her zaman NO2 üretir.


Kuhlmann, birkaç enerji santralinin egzoz dumanlarını net bir şekilde tespit edip NOx emisyonlarını saptayabildiklerini belirtti ve ABD'deki enerji santralleri emisyonlarının hesaplamalarıyla oldukça örtüştüğünü söyledi. Bu durum, uyduların emisyonları yalnızca gözlemlemek için değil, aynı zamanda bunları yalnızca birkaç kilometrekarelik bir mekansal çözünürlükle ölçmek için de güvenilir bir araç olduğunu gösteriyor.


VERİ TABANI SÜRPRİZLERİ

Empa araştırmacıları, kömür, gaz ve petrol santralleri gibi büyük emisyon kaynakları hakkında küresel bir veri seti derlerken, kamu ve ticari veri tabanlarıyla gerçek uydu ölçümlerini karşılaştırdılar ve bazı sürprizlerle karşılaştılar. Listelenen santrallerin bazıları mevcut bile değilken, bazıları veri tabanlarında yer almıyordu.


Kuhlmann, gazın birçok yerde ağırlıklı olarak kullanıldığını ve bunun da tahmin edilenden önemli ölçüde daha düşük nitrojen oksit emisyonlarına yol açtığını gösterebildiklerini açıkladı. Geliştirilen yöntem ve teknolojilerin gelecekte CO2 gibi sera gazlarına da uygulanması planlanıyor. Kuhlmann, "Birkaç yıl içinde, CO2M uydularıyla dünya çapındaki başlıca sera gazı kaynaklarını doğru ve sürekli olarak izleyebileceğiz" dedi. Bu, dünyanın iklim değişikliğiyle mücadelede gerçekten ilerleme kaydedip kaydetmediğini ayrıntılı olarak gösteren uzaydan yeni bir bakış açısı sunuyor.