Türk savunma sanayisinin öncü şirketlerinden ASELSAN, bu yılki ihracat performansıyla dikkati çekiyor.


ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin teknolojideki gurur kaynağı, lider şirketi ASELSAN'ın 16. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF'23) 20'yi aşkın ürünü ilk kez sergilediğini, toplamda 500'ü aşkın ürün tanıttığını söyledi.

 

Bu yıl IDEF'te yabancı ilgisinin geçmiş yıllara göre daha fazla olduğunu dile getiren Akyol, "Özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin başarılı faaliyetleri ve onunla entegre olmuş Türk savuma sanayisinin son dönemde yaptığı atılımlar artık burayı bir marka haline getirmiş. Geçtiğimiz yıllarda gördüğümüz manzaraya baktığımız zaman burada artık Türkiye savunma sanayisinde bir marka ve Türkiye ile işbirliği yapmak için gelen kullanıcılar, ziyaretçiler görüyoruz." dedi.

 

Bu değişimin net olarak hissedildiğini dile getiren Akyol, şöyle devam etti:

 

"Son dönemde özellikle ülkemizin uluslararası camiada gösterdiği başarılı hamleler bize çok somut yansımalarını gösteriyor. Birçok paydaşımızla değişik ihracat görüşmeleri yapıyoruz. ASELSAN olarak bu yılın ilk yarısında geçtiğimiz yılın tamamını ihracat rakamı olarak yakalamış durumdayız. Önümüzdeki dönemde bu ilgi çok daha büyük projeleri somut olarak işleteceğimizi de bize gösteriyor. Orta Doğu'dan, Doğu Avrupa'dan, Asya'dan, Güney Amerika'dan, Güney Afrika'dan, birçok ülkeden artık 'Türkiye ile savunma sanayisinde işbirliği yapalım' diye onlarca heyeti ağırladık. Çok faydalı, gelecek açısından çok umut verici gördüm."

 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN KÖRFEZ GEZİSİNİN YANSIMALARI

 

Orta Doğu'daki dost ve müttefik ülkelerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seyahatinden sonra çok somut, büyük projelerde daha kararlı şekilde ilerlediğini gördüklerini vurgulayan Ahmet Akyol, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

"Bazı anlaşmaları sonuçlandırdık. Bazı firmalarımız, gerek ASELSAN, gerek diğer firmalarımız ve bir kısım büyük projelerin de artık önemli aşamalarını geçiyor durumdayız. Özellikle son seyahatin çok faydalı olduğunu buradaki temaslarımızdan anlıyoruz. Somut, sonuca dayalı ve çok büyük ölçekli projeleri artık bizimle konuşuyorlar. Bir kısmıyla ilerledik, imzaladık, imzalıyoruz. Ben, bölgesel olarak, Türkiye'nin artık savunma sanayisinde bir güç, marka olarak kabul edildiğini ve burayı bütün bu ülkelerin artık bir işbirliği yapılacak ülke olarak değerlendirdiğini hissediyorum. İnşallah önümüzdeki dönem çok büyük anlaşmaları, geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi, Türkiye'nin yaşayacağını şimdiden buradaki temaslarımızdan söyleyebilirim.Tabii Sayın Cumhurbaşkanı'mızın açılış konuşmasında gösterdiği bir yaklaşım da var Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin. Bir taraftan bu ülkelerle ticari olarak konuşmakla beraber teknolojimizi de paylaştığımızı, yetkinliklerimizi belli ölçüde açacağımızı ve kazan-kazan üzerine bir yöntemle bu ilişkileri sürdüreceğimizi beyan ediyoruz."

 

TEKNOLOJİDE LİDERLİK ETMEYE DEVAM EDEN BİR ASELSAN'I MİLLETİMİZ GÖRECEK

 

ASELSAN olarak çok değişik alanlarda, çok ciddi yetkinliklerinin bulunduğunu vurgulayan Akyol, son dönemde yüksek teknolojiye, yapılamayanı yapmaya, zorluk seviyesi yüksek, orta ve küçük ölçekli firmaların yapamadığı niş alanlara odaklandıklarını aktardı.

 

Fuara hava savunmada 4 yeni ürünle geldiklerini, bunların son derece karışık sistemler olduğunu anlatan Ahmet Akyol, şunları kaydetti:

 

“Çok ileri seviye teknolojilerdeki radarlarımızı getirdik. Milli Muharip Uçağımızdan İHA’larımıza, F16’larımıza entegre edeceğimiz, bununla birlikte yine bu hava araçlarının en kritik bileşenlerinden kameraları getirdik. Bir tanesini de geçtiğimiz günlerde tamamladık. Bu hafta da uçuşunu bitirmiş olduk. Şunu söyleyebilirim muadilleriyle çok rahat kıyaslanabilen ve birtakım özellikleriyle daha iyi performans verdiğini artık uçarak da doğrulamış olduk. Bununla birlikte dost-düşman tanıma sistemleri, hava savunma sistemleri, füze sistemleri baktığımız zaman yine güdümlü mühimmatlarımız ki son dönemde, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın da etkisiyle, çok yoğun ilgi görüyorlar. Bütün hepsi ileri teknoloji, yapılamayanın yapıldığı ve odaklanıldığında çok yüksek teknik kabiliyet aktaran ürünler. Bu anlayışla, bu vizyonla hem kendi kahraman Mehmetçiğimize hem de oradan aldığımız güçle global müşterilere bu anlayışı sürdürüp ihracat odaklı büyümeyi devam ettireceğiz. Bu sene, ihracat rakamlarında, yeni imzaladığımız sözleşmelerde geçen yılın tamamını ilk yarıda yakalamış durumdayız. İnşallah artırarak devam ettireceğiz bunu. Odaklanmış, yapılamayanı yapan, ihracat odaklı büyüyen ve Türk milletine, Türk devletine teknolojide liderlik etmeye devam eden bir ASELSAN’ı milletimiz görecek.”

 

FUAR SÜRERKEN SAHADAKİ TESTLER HIZ KESMEDİ

 

IDEF'in birtakım kabiliyetleri göstermenin vesilesi olduğunu ama bir taraftan arkada büyük bir mühendislik ordusunun çalışmaya devam ettiğini anlatan Akyol, ASELSAN'lı mühendislerin, alt yüklenicilerin, paydaşların iddialı takvimlerle Türk Silahlı Kuvvetlerine yetkinlik kazandırmayı sürdürdüğünü belirtti.

 

Son dönemde SİHA'ların dünya çapında bir marka haline geldiğine işaret eden Akyol, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Bunların faydalı yükleri de bir o kadar kritik. Mehmetçiğimizden aldığımız geri bildirimler, platform üreticilerimizden aldığımız geri dönüşlerle zaten daha iyi kameraları yapmayı tasarlamıştık, çalışmaları başlatmıştık. Bugünlerde ürünleri tamamlayıp uçurabilir hale geldik. Uçunca laboratuvarda anlatmak değil, gerçek sahada göstermiş oluyorsunuz. İlk sonuçları aldığımızda gururla şunu söyleyebilirim: Artık dünyada alanında en iyi diyeceğimiz sınıfta kameraları yapan, üreten, dizayn eden bir firma olarak bu yolculuğa devam edeceğimizi söyleyebilirim. Önümüzdeki günlerde zaten kahraman Mehmetçiğimizle bunlar buluşacaklar."

 

MİLLİLEŞTİRME 1 MİLYAR DOLARI ÜLKEDE TUTACAK

 

Ahmet Akyol, ASELSAN olarak millileştirme çalışmalarını bir misyon olarak ortaya koyduklarını ve konuya “seçenek değil, zorunluluk” olarak yaklaştıklarını belirtti.

 

ASELSAN’ın liderlik ettiği büyümede, beraberlerinde ekosistemin, paydaşlarının da büyüdüğüne işaret eden Akyol, bugüne kadar 700’ü aşkın ürünü millileştirdiklerini, IDEF’te millileştirilmiş 108 ürünü sergilediklerini, bunların ASELSAN sistemlerinde kullanılan parçalardan oluştuğunu söyledi.

 

Akyol, şöyle konuştu:

 

“Son 3-4 yılda Savunma Sanayii Başkanlığımızın liderliğinde başlatılmış çalışmalarla 300 milyon dolar millileştirerek kazandığımız, gerçekleşmiş çalışmamız var. Millileşen ürünlerin önümüzdeki 3 yıllık projeksiyonda 1 milyar dolara yakın Türkiye’de katma değer oluşturmasını bekliyoruz. Bunun istihdama da etkisi çok büyük. Yüksek teknoloji ürün geliştiren bu ekosistemi büyütmeye etkisi çok büyük. Bununla birlikte ASELSAN’ın kalite standartlarını alttaki firmalarımıza taşımış oluyoruz. Onların bu standarda erişip bizle çalıştıktan sonra başka mecralara, ihracat dahil bu ürünleri taşımalarına da yardımcı oluyoruz. Dolayısıyla bugün 5 bin 500’ü aşkın bir ekosistem firmamız var bizim. Bunlarla bugüne kadar 700 ürünü millileştirip 300 milyon doları da Türkiye’de bırakmış ve önümüzdeki dönem 1 milyar dolara yakın bir dövizi Türkiye’de tutacak bir çalışmayı da bitirmiş durumdayız. Hız kesmeden devam ediyoruz. Burada yeni 20 firmamızı stratejik ortak olarak dahil ettik bu yürüyüşe. ASELSAN büyüdükçe teknoloji Türkiye’de gelişecek. Özellikle gençlerimiz, yeni mezun, yeni iş hayatına atılan gençlerimiz için de çok büyük bir ekosistemi hazırlıyoruz. Keyifli, zevk alacakları, kendilerini gösterebilecekleri bir ekosistem geliştiriyoruz.”

 

SİVİL ALANDAKİ ÇALIŞMALAR ARTARAK DEVAM EDECEK

 

ASELSAN'ın bir yanda da sivil teknolojilere yönelik çalışmalar yürüttüğüne işaret eden Akyol, özellikle yenilenebilir enerjiye çok ciddi yatırımlar yaptıklarını bildirdi.

 

Türkiye'nin ilk milli rüzgar türbininin kurulumunun bugünlerde İzmir'de yapıldığını belirten Akyol, şirketin sivil alanlara yönelik çalışmalarına ilişkin de "Kendi mühendislerimizin tasarladığı ve ürettiği bir sistem. Bununla birlikte yine ulaşımla ilgili ciddi projelerimiz var. Elektrikli otobüslerimiz var. Türkiye'nin değişik yerlerinde ASELSAN'ın elektrikli kısımlarını tasarladığı sistemler kullanımda." ifadelerini kullandı.

 

Metro ve trenler için sinyalizasyon sistemlerinin olduğunu vurgulayan Akyol, Fuarda BMC'yle bir protokol imzaladıklarını da duyurdu.

 

"Hibrit dediğimiz, elektrikli artı konvansiyonel tahrik sistemlerinden oluşan, motor kısmını BMC'nin motor şirketinin geliştirdiği, bizim elektronik kısımlarını, elektronik diferansiyelini geliştirdiğimiz ve daha uzun menzili ve daha yüksek güçleri sağlayacak bir sistem." diyen Akyol, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Kamu güvenliğine yönelik kamu haberleşmesine yönelik sistemlerimiz var polislerimiz, jandarmalarımız için. Son depremde JEMUS olarak adlandırdığımız Jandarma Muhabere Sistemi'miz kesintisiz hizmet verdi. Tüm bu savunma alanındaki faaliyetlerimizi, işte sınır güvenliğini aktarıyoruz. Yapay zeka tabanlı ihlal tespit işlemlerimiz var ki Bilkent Üniversitemizle işbirliği halinde geliştirdiğimiz sistemler. Dünyada önemli bir yetenek çok hassas bir konumlama yeteneğiyle her türlü ihlali çok hassas tespit edilen sistemlerimiz var, bunlar kullanımda. Bu sistemlerle aynı zamanda geleceğin sistemlerini de buluşturuyoruz. Bir kısmında yapay zeka, bir kısmında doğal dil işleme, görüntü işleme gibi çok yetkin çok ileri teknoloji sistemleri kendi sistemlerimizde buluşturuyoruz. Dolayısıyla bu sivil alandaki çalışmalarımızı da artırarak devam ettireceğiz. Bu teknolojik yetkinliğimizi bu tarafa da taşımaya devam edeceğiz."

30 Temmuz 2023 Pazar