Salı, 05 Kasım, 2024
Donald Trump'ın ABD’nin başkanlık koltuğuna yeniden oturması durumunda Avrupa Birliği (AB) ile yeniden sürtüşmeler yaşanması beklenirken, Brüksel buna karşı hazırlık yapmaya başladı.
Avrupa Birliği (AB), ABD'de 5 Kasım'da yapılacak seçimleri Cumhuriyetçi Parti'nin adayı ve eski Başkan Donald Trump'ın kazanması halinde ticari ilişkilerde ortaya çıkabilecek sorunlara karşı hazırlık yapıyor.
"AB, Beyaz Saray'ın yeni ev sahibini nasıl bekliyor?" başlıklı dosya haberin ikinci bölümünde ekonomi ve ticaret alanlarında yaşanması muhtemel gelişmeleri derledi.
Kendisi de bir iş insanı olan ve siyaset öncesinde başarılı ticaret hayatıyla öne çıkan Trump'ın başkan seçilmesi halinde ekonomi alanında atacağı adımların önemli etkiler doğurması bekleniyor.
AB ve ABD en büyük ikili ticaret ve yatırım ilişkisine sahip olmakla birlikte çok bütünleşmiş bir ekonomik yapı içinde bulunuyor. Taraflar arasında toplam mal ve hizmet ticareti yıllık 1,3 trilyon doları bulurken, ABD açık ara AB'nin en büyük ticaret ortağı olmayı sürdürüyor.
AB, geçen yıl ABD'ye 502,3 milyar avro ihracat yaparken ABD'den 346,5 milyar avroluk ithalat yaptı. Böylece, AB, 2023'te ABD ile mal ticaretinde 155,8 milyar avro fazla verdi. Bu durum özellikle Trump'ı çok rahatsız ediyor.
AB'NİN İLK TİCARET ORTAĞI OLMAYA DEVAM EDİYOR
ABD hizmetlerde de AB'nin ilk ticaret ortağı olmaya devam ediyor. AB, geçen yıl ABD’den 396,4 milyar avro hizmet ithal ederken, ABD'ye 292,4 milyar avro hizmet ihraç etti. Hizmet ticaretinde ise AB, ABD'ye 104 milyar avro açık verdi.
ABD'nin AB'deki doğrudan yabancı yatırım miktarı 2,7 trilyon doları, AB'nin ABD'deki doğrudan yabancı yatırımları toplamı da 2,4 trilyon doları buluyor.
Bu boyutta bir ticaret hacmi karşısında transatlantik ilişki, genel küresel ekonomi ve ticaret akışlarında çok belirleyici bir rol oynuyor.
Bu büyük ticari ilişkide de Trump'ın atacağı adımların önemli etkiler ortaya koyması bekleniyor.
ABD'de Trump'ın önceki başkanlığı olan 2017-2021 döneminde özellikle AB ülkeleri ile ciddi ticari ve ekonomik gerilimler yaşanmıştı.
Trump'ın göreve geldikten sonra izlediği korumacı ticaret politikaları, Avrupa ülkelerine ilave gümrük vergileri koyması, Paris İklim Anlaşması'ndan çekilmesi ve üslubundaki katılık, bu ülkeyi AB için öngörülemez müttefike dönüştürmüş, ilişkileri sarsmıştı.
AB ile ABD arasında ekonomik ilişkilerde uzun süredir çeşitli sorunlar ve uzlaşmazlıklar yaşanmasına rağmen Trump'ın konulara yaklaşım tarzı ve katı söylemleri Avrupa'da çok kaba ve sert bulunurken süreci daha karmaşıklaştırmıştı.
Taraflar arasında uzun yıllardır üzerinde durulan ve uzlaşılması beklenen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşması müzakereleri, korumacı ekonomi politikalarını savunan Trump'ın başkan seçilmesiyle tamamen sonlandırılmıştı.
AB ile ABD arasında ticari gerilimlerde tansiyon Trump'ın 2018'de ulusal güvenlik gerekçesiyle devreye aldığı ithal çelik ve alüminyuma ilave gümrük vergileri uygulama kararıyla yükselmişti. Avrupa tarafı yakın müttefikinden böyle bir yaklaşım beklememişti. ABD'ye karşı ticari misilleme yapan AB, yüzlerce farklı ABD ürününe gümrük vergisi uygulamaya başlamıştı.
AB'nin misilleme kararının ardından da Trump, Avrupa'yı en hassas sektörlerinden biri olan otomotiv ile tehdit etmişti. AB ile ABD arasında yaşanan sürtüşmede uzlaşı sağlanabilmesi yönetimde değişiklikle olmuştu. 2021'de Joe Biden'ın başkanlık döneminde bu alandaki uzlaşmazlık giderildi.
Trump, AB'nin ülkesine karşı verdiği dış ticaret fazlasından da rahatsızlık duyuyor ve bu durumun ABD ekonomisine zarar verdiği görüşünde.
Söz konusu dönemde havacılık alanında sağlanan desteklemeler Avrupa ile ABD arasında uzun yıllardır uzlaşılamayan bir başlığı ortaya koyuyordu. Taraflar birbirlerinin Boeing ve Airbus'a sağladığı sübvansiyonlar nedeniyle karşılıklı olarak ürünlerine ek gümrük vergisi uyguluyordu. Havacılık ihtilafı da ancak 2021'de Biden döneminde giderilebildi.
AB'nin ABD'nin teknoloji ve dijital alanlarda faaliyet gösteren şirketlerine uyguladığı para cezaları da Trump'ı rahatsız ediyordu ve gerginlik unsuru olarak öne çıkıyordu. İklim değişikliği ve çevre politikalarına odaklanarak dünyada bu konuda öncü olmayı hedefleyen AB, Trump'ın Paris İklim Anlaşması'ndan çekilme kararını da soğuk karşılamıştı.
AB açısından Biden dönemi özellikle ticari konularda sorunların diyalog ortamında giderilebildiği bir dönem olarak öne çıkarken, Brüksel, bu durumun Demokratların başkan adayı Kamala Harris'in seçilmesi halinde devam etmesini öngörüyor.
DONALD TRUMP'IN YENİ SÖYLEMİ
Trump, başkanlık koltuğuna ikinci kez oturması halinde, yeni tarifeler uygulamayı, içeride vergi indirimlerine gitmeyi ve fosil yakıt üretimini artırmayı planlıyor.
"Önce Amerika" yaklaşımıyla öne çıkan Trump'ın adil ve dengeli ticaret, vergi kesintisi, bürokrasinin azaltılması ve fosil yakıtlara odaklanılması gibi alanlarda adım atması bekleniyor.
Geçmişte müttefikleri de dahil diğer ülkelerden ithal edilen çelik ve alüminyuma ilave gümrük vergileri getiren Trump'ın başkanlık koltuğuna yeniden oturması durumunda benzer ilave vergiler koymasına kesin gözüyle bakılıyor.
Trump, şimdiden Çin menşeli mallara yüzde 60, diğer ülkelerden ithal edilen mallara ise yüzde 10 ila 20 arasında gümrük vergisi uygulayacağını açıklamış durumda. Bu vergiye AB menşelilerin de dahil edilmesi öngörülüyor.
AB'nin dijital platformlara yönelik katı kurallarının ve kestiği yüksek para cezalarının da Trump'ın öfkesiyle karşılaşması bekleniyor. Trump, Amerikan teknoloji şirketlerine yönelik AB rekabet soruşturmalarından rahatsızlığını sıklıkla dillendiriyor. Seçim söylemlerinde Trump, özellikle AB'nin Apple'a kestiği 13 milyar avroluk para cezasını örnek göstererek bunlara karşılık vereceğini açıklamıştı. Bu alanda daha çok sorun yaşanması kaçınılmaz olacak.
AB'nin çevre dostu ve yenilenebilir dönüşüm yaklaşımına karşı ABD'nin fosil yakıt yönelimi de ayrı bir anlaşmazlık olarak ön plana çıkma ihtimali taşıyor.
AB HAZIRLANIYOR
AB, yeni Trump dönemi için şimdiden hazırlıklara başlamış durumda. AB tarafı Trump döneminde ticaret savaşının tetiklenmesine kesin gözüyle bakıyor. Bu çerçevede, ABD'deki yeni dönem karşısında AB ülkeleri AB Komisyonu önderliğinde strateji koordine ediyor.
Öyle ki son aylarda yeni ekibini oluşturma çabası içinde olan AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen'in, aynı zamanda da 5 Kasım'daki ABD seçimlerinin sonuçlarına hazırlanmak için bir nevi "hızlı tepki gücü" kurduğu ortaya çıktı.
Bu ekip, hem Trump hem de Harris'in olası zaferine karşı hazırlansa da Brüksel'de bu "Trump görev gücü" olarak anılıyor.
AB'nin ABD ile bir ticaret savaşı durumunda atacağı adımları içeren bir liste de hazırladığı öne sürülüyor. Detayları henüz açıklanmasa da burada geçmiş tecrübelerden alınan dersler ışığında yeni bir yol haritası belirlendiği ifade ediliyor.
AB tarafı 2018'de Trump'ın çelik ve alüminyum vergilerinde hazırlıksız yakalanmıştı. Tansiyonu düşürebilmek için çok sert adım atamamış ve ancak kısmi misillemede bulunmuştu. Bu durumda karşılıklı müzakereler çok yavaş ilerlemiş ve somut sonuç alınamamıştı.
Yeni dönemde ise AB, Trump'a çok hızlı ve sert tepki vermeyi planlıyor. Böylece Trump'ı müzakere masasına daha hızlı oturtmayı ve makul bir uzlaşı sağlamayı umuyor. AB tarafı, ilk Trump döneminde yaşanan benzeri uzun yıllara yayılan bir misilleme sarmalına dahil olmak istemiyor.
02 Kasım 2024 Cumartesi
04 Kasım 2024 Pazartesi
04 Kasım 2024 Pazartesi
04 Kasım 2024 Pazartesi
04 Kasım 2024 Pazartesi
04 Kasım 2024 Pazartesi