Teknopark İstanbul, ülkemizin teknolojik ilerlemesine büyük katkıda bulunarak uluslararası arenada rekabet gücünü artırıyor.

 

Karadeniz’deki doğalgaz keşfinden insanlı insansız hava araçlarına, savunma sanayi araçlarından biyoteknolojiye derin teknoloji içeren dev projeleri hayata geçiren Teknopark İstanbul, ülkemizin teknolojik ilerlemesine büyük katkıda bulunarak uluslararası arenada rekabet gücünü artırıyor. Küresel ölçekte tanınan bir inovasyon merkezi haline gelen kurum, gençlere ve hayalinin peşinde koşan azimli girişimcilere verdiği destekle yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi konusunda kritik rol oynuyor.

 

HABER: ÖMÜR KIRBAŞLI

 

Teknopark İstanbul’un temelleri, ileri teknoloji ihtiyaçlarının milli kaynaklardan karşılanabilmesi ve gerekli bilimsel ve teknolojik altyapının oluşturulması amacıyla 1987’de atıldı. Teknopark İstanbul; günümüzde 2.5 milyon metrekare alana yerleşik, 9 binden fazla mühendis, Ar-Ge firmaları, üniversiteler, laboratuvarlar ve kuluçka merkezleri ile başta savunma sanayi olmak üzere ‘milli teknoloji geliştirme üssü’ haline dönüştü. Teknopark İstanbul Genel Müdürü Muhammet Fatih Özsoy,  yerli ve milli teknolojiyle gelen başarıyı İstanbul Ticaret’e anlattı.  

 

YENİLİKLERİ HAYATA GEÇİRMELİYİZ

 

Tam bağımsızlık için teknolojinin rolü nedir?

 

Teknoloji, hayatın her alanını kolaylaştırıp geliştirirken, küresel anlamda da yeni rekabet alanları doğuruyor. Geleceğin stratejik alanları olarak biyoteknoloji ve yapay zekaya dayalı yazılımlar, savunma sanayi, enerji, siber güvenlik, havacılık ve uzay, ulaştırma ve finansal teknolojiler belirgin şekilde öne çıkıyor. En büyük gücümüz olan genç nüfusumuzla yeniliklere kolay uyumun yanı sıra geliştirme potansiyeline ve arzusuna sahibiz. Çatımız altındaki 9 binden fazla mühendis, Ar-Ge firmaları, laboratuvarlar ve kuluçka merkezi ile Türkiye’nin önde gelen derin teknoloji merkezi Teknopark İstanbul olarak ülkemizin gücüne güç katacak gençleri ve hayallerinin peşinde koşan azimli girişimcileri destekleyerek onların işini kolaylaştırmaya çalışıyoruz. 

 

EŞSİZ FIRSATLAR 

 

Cumhuriyetimizin bugün ulaştığı nokta açısından Teknopark oluşumu ne anlama geliyor?

 

100 yıl öncesinin Türkiye’si ile günümüz Türkiye’si arasında büyük farklar var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki o zorlu günlerde bugünün güçlü temelleri atıldı. O derin temelleri, teknoloji ile donatarak pek çok alanda ülkemizi güçlendiriyoruz. Cumhurbaşkanlarımızdan rahmetli Turgut Özal’ın fikir önderliğinde yıllar önce temelleri atılan teknoparklar, üniversiteler ile iş dünyası yani saha arasındaki geçişkenliği bir başka deyişle teoriden uygulamaya geçişi kolaylaştırıyor. Aynı kolaylıklar girişimciler için de geçerli. Teknoloji pek çok alanda hayatı dönüştürürken yeni ihtiyaçlar ve iş alanları doğurdu. Bu alanlara yönelik iş fikri bulunan girişimciler için teknoparklar eşsiz fırsatlar sunuyor. Halihazırda Türkiye’de gördüğümüz birçok büyük teknolojik projenin altyapısında çalışan binlerce mühendis bugün teknoparklarda yer alıyor. Türkiye’de 100’ün üzerinde teknopark var.


 

DEV PROJELER

 

Teknopark İstanbul olarak Cumhuriyetimize nasıl bir değer kattığınızı düşünüyorsunuz?

 

Derin teknoloji projeleri sadece savunma alanında değil, güvenlik, yazılım, yapay zeka, sağlık gibi birçok alanda dünyada ses getirecek ve maddi değeri çok yüksek Ar-Ge projeleri sınıfında yer alıyor. Teknopark İstanbul’da, buz dağının görünmeyen tarafında çalışan binlerce mühendisimiz var. Karadeniz’deki doğalgaz keşfinden insanlı insansız hava araçlarına, savunma sanayi araçlarından biyoteknolojiye kadar derin teknoloji içeren Ar-Ge projeleri öne çıktı. Teknopark İstanbul, üniversiteler ve Ar-Ge mühendisleri ile işbirliği içinde, sayıları 500’ü geçen Ar-Ge firmasıyla dev projeleri hayata geçirdi. Örneğin, doğalgaz rezervlerini bulan sismik araştırma gemimiz Oruç Reis, bir Teknopark İstanbul projesidir. Yaklaşık 2-3 kilometre denizin derinliklerinde çalışan kaşif robotlarımızın tasarımı, mühendislik çalışmaları ve üretimi, Teknopark İstanbul’da yapıldı. Doğalgaz kuyularından ana karaya borulama yapan firmamız da yine Teknopark İstanbul’dan. Dolayısıyla Teknopark İstanbul, büyük projelerin içerisinde çok ciddi şekilde yer alıyor. ASELSAN, ROKETSAN, TUSAŞ ve STM başta olmak üzere 500’ün üzerinde Ar-Ge firmasının etkin bir şekilde faaliyet göstermesinde büyük rol oynadı. MİLGEM (Milli Gemi), Denizaltı Kâşif Robotu, TCG Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi, Delta-V Hibrit Roket Motoru ve Altay Ana Muharebe Tankı Güç Grubu gibi Türkiye’yi uluslararası arenada temsil eden ve gurur kaynağı olan projelerin hayata geçirilmesine öncülük edildi. Bu örneklerin her biri bizi gururlandırıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın gelecek vizyonuyla hayata geçen Teknofest’le beraber bu ivmenin çok daha yüksek noktalara geldiğini de vurgulamak isterim. Bu kadar projenin birlikte konuşuluyor olmasında gençlerimizin teknolojiye gösterdiği ilginin, şüphesiz çok büyük etkisi var. Bu ilgi, projelerin içerisindekiler için büyük motivasyon olurken, gençlerimiz de örneklerini görerek kendi hayallerini kuruyor. Teknopark İstanbul sadece kurum olarak değil, ülkemizin teknolojik ilerlemesine büyük katkıda bulundu. Teknopark sektöründe sergilenen liderlik ve vizyon sayesinde, küresel ölçekte tanınan bir inovasyon merkezi haline geldi, ulusal ve uluslararası alanda birçok ödüle layık görüldü.

 


AR-GE DESTEĞİ 

 

İkinci yüzyıla yönelik konumlanma ve hedefleriniz konusunda neler söylersiniz?

 

2010’da T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve İstanbul Ticaret Odası’na bağlı olarak faaliyetlerine başlayan Teknopark İstanbul, uluslararası standartlardaki kampüslerinde Türk mühendislerinin ve girişimcilerinin yanı sıra ülkemizin gururu şirketlerin Ar-Ge faaliyetlerine destek vermeye devam edecek. 2023 itibarıyla 500’ün üzerinde firma, 3 binin üzerinde milli proje ve 10 bine yakın Ar-Ge mühendisine ev sahipliği yapıyoruz. Avrupa’nın en büyük girişimcilik merkezlerinden biri olan Küp Kuluçka Merkezi (Cube Incubation), derin teknoloji odaklı kuluçka merkezi yapısıyla inovatif iş fikirlerine sahip girişimcilere, yatırımcılara ve diğer paydaşlara uluslararası standartlarda fırsatlar sunan bir ekosisteme sahip. 2022 yılında 800’den fazla girişimci ve girişimci adayının başvurduğu Cube Incubation’da 117 girişim kuluçka hizmetinden yararlandı. 150’den fazla girişimci ise hızlandırma hizmetinden faydalandı. Küp Kuluçka Merkezi’nde faaliyet gösteren 14 derin teknoloji girişimi; son 1 yılda; toplam 2.7 milyar TL değerleme üzerinden 750 milyon TL’lik yatırım aldı. Teknopark İstanbul’un Türkiye’nin kendi tematik alanında ilk uydu kuluçka merkezi olan Cube Beyoğlu’ndan sonra ikinci kuluçka merkezi olan Cube Ümraniye Kuluçka Merkezi de faaliyetlerine başladı. Ümraniye Kuluçka Merkezi, özellikle İstanbul Finans Merkezi’ne olan yakınlığıyla, finans teknolojisi alanında girişim ve projelerin hayata geçmesinde önemli bir oynayacak. 

 

TEKNOLOJİ PARKLARI ‘İPEK YOLU MODELİYLE’ İSTANBUL’DA BULUŞUYOR

 

“13-15 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilmesi planlanan 26. Asya Bilim Parkları Birliği (ASPA) Konferansı’na, Teknopark İstanbul olarak ev sahipliği yapacağız. Konferans, bu yıl ‘Asya Bilim ve Teknoloji Parklarını İpek Yolu Modelinde Birleştirmek’ temasında gerçekleştirilecek. Geçmişte ticaretin ana yolu olan ‘İpek Yolu’ günümüzde teknoloji transferinin gerçekleşeceği önemli kanallardan biri olarak karşımıza çıkarken, bu büyük buluşmada tarihi bağlamın, modern teknoloji ve iş dünyasına taşınması amaçlanıyor. Etkinlik, farklı ülkelerin teknoloji parklarını ve şirketlerini bir araya getirerek, işbirliği, bilgi paylaşımı ve inovasyonun önemini vurgulayacak; aynı zamanda İpek Yolu’nun mirasını günümüzdeki iş ilişkilerine entegre etmenin önemini gösterecek. Teknopark İstanbul, bu önemli etkinlik sayesinde projelerini ve bünyesinde faaliyet gösteren firmaları dünyaya tanıtırken, yeni işbirlikleri ve anlaşmalar ile güçlü konumunu pekiştirecek. Ülkemizdeki teknoloji çalışmalarını destekleme çabalarımız gelecek yıllarda artarak sürecek. Ar-Ge firmalarımızı ve bütün girişimcileri Teknopark İstanbul’a bekliyoruz.”

31 Ekim 2023 Salı