HABER: ADEM ORHUN
İstanbul Ticaret Odası, sektörleri mercek altına aldığı istişare toplantılarının dördüncüsünü sanayide gerçekleştirdi. Makine, takım tezgahları, teknik hırdavat, döküm, demir çelik gibi alanlarda faaliyet gösteren firmaların temsilcileri, İTO’daki toplantıda bir araya geldi.
Toplantıda Meclis Üyesi ve Komite Üyesi iş adamlarına seslenen İTO Başkanı Şekib Avdagiç, geçtiğimiz günlerde döviz kurunda yaşanan aşırı dalgalanmada iş dünyasının yükü artarken, üretimin ülke ekonomisi için kritik öneminin ortaya çıktığını kaydetti. Avdagiç “Kurun ani çıkışında piyasanın en büyük problemi fiyatlama yapamamak oldu. Bu şerrin bazı açılardan faydaları da olabilir. Bundan en az hasarla nasıl hayırla çıkabiliriz, makro anlamda neyi başarabiliriz görmemiz lazım” dedi.
İTHALATA TEŞVİK
Toplantıda, finansman başta olmak üzere problemlerini paylaşan iş adamları, sektörün büyümesinin önündeki en büyük engelin ithalatı teşvik edici şartlar olduğunu belirttiler.
Yıllarca olması gerekenden düşük seviyede seyreden döviz kurunun, birçok malı üretmeyi anlamsız kıldığını vurgulayan iş adamları, “İthal sanayi ürünlerini satanların birçoğu eski imalatçı. Zira doların senelerce yerinde saydığı dönemde fabrikalarını kapatıp ithalata yöneldiler. Bu sebeple, imalatı da destekleyen bir kur seviyesinin olması, ülkemize daha faydalı olacaktır” dediler.
KAMU ALIMLARI
Kamu ihalelerinde dahi çok büyük bir ithal ürün hacmi oluştuğunu kaydeden bazı sanayiciler, “40 milyar TL’lik alım yapılıyor. Bunun büyük bölümü ithal ürün. Fiyat kriterine göre ihaleyi kazananlar, Türkiye’yi Çin mallarıyla dolduruyor. Bu durum, üretmek isteyene de köstek oluyor. Bunu Yeni İstanbul Havalimanı gibi büyük projelerde de görüyoruz. Yatırımda ve kamu ihalelerinde, yerli ürün kullanımını artıracak daha ciddi düzenlemeler yapılmalı” diye konuştular.
YERLİ ÜRÜN BİLİNCİ
İstişare toplantısında birçok iş adamı, ‘yerli ürün bilincini’ geliştirmek gerektiğini vurguladı. Reel sektörün temsilcileri şunları söylediler: “Bir an önce, Türk ürünü kullanma atağına kalkmalıyız. İnsanımız, kolayca kendi ürününü kötüleyebiliyor. Çocuklardan başlayarak, toplumsal farkındalık çalışması yapılmalı. Yerli ürün tercih oranını yüzde 5 artırmak, birkaç milyar dolarlık mal anlamına geliyor.”
DİKİŞ MAKİNESİ
Toplantıda, tekstilde sanayi tipi dikiş makineleri satışı yapan iş adamları, bu ürünün ithalata dayalı olduğunu belirttiler. İthal ürünün TL üzerinden satıldığını kaydeden firma yetkilileri, döviz kuru sebebiyle iki yıllık kârın eridiğini ifade ettiler. Türkiye’de
sanayi dikiş makinesi üretimi olmadığını kaydeden sektör temsilcileri, “Bu ürün Çin, Tayvan ve Almanya’dan geliyor. Yılda 200 milyon dolarlık ithalat yapılıyor” dediler. Bu tabloda aslında büyük bir iş fırsatı olduğuna dikkat çeken sektör temsilcileri, “İthalata bağımlılığı azaltarak, cari açığı düşürebiliriz. Bu konuda makinecilere büyük iş düşüyor” diye konuştular.
SİPARİŞLER DOLU
Türk sanayisinin, cari açıkta 28 milyar dolara tekabül eden sektör mallarının yüzde 70’ini üretebilecek durumda olduğunu vurgulayan iş adamları, “Yüksek kurun özellikle makine üreten ve ihraç eden için olumlu etkisi var. Tekstil makineleri üreten arkadaşlarımızın önümüzdeki altı ayı dolu. Siparişleri hazırlıyorlar. Üstelik dövizle ihracat yapıyorlar” dediler.
Tekstil makineleri ihracatının önceki yıl 700 milyon dolara çıktığını belirten sektör temsilcileri şöyle devam ettiler: “İhracattaki artışa rağmen 2 milyar dolarlık makina alımı yapıldı. İhracatımız yüzde 25 artarken, ithalatımız yüzde 82 arttı. Dolayısıyla tarımdan sanayiye her şeyi üretir hale gelmeliyiz. Makine üretmiyorsan fasoncu olursun.”
HAMMADDE TEMİNİ
Toplantıda bazı sektör temsilcileri, kur artışı ve finansman güçlüğünün ithalat problemine de sebep olabileceği uyarısında bulundu. Döküm sektörünün, makinenin, sanayinin ve savunmanın olmazsa olmazı olduğunu belirten iş adamları şöyle konuştular: “Türkiye’de döküm sektörü Almanya’ya çalışıyor. Döküm ürünleri ihracatının azalmaması için almamız gereken tedbirler var. Zira kurdaki yükseliş sebebiyle hammadde sıkıntısı başgösterdi. Zaten Alman firmaları hurda malı, toplayıcılardan, bizim aldığımızdan daha ucuz fiyata temin ediyor. Dolayısıyla orada da bir haksız rekabet oluşuyor.”
FABRİKA ARAZİSİ
İstişare toplantısında sanayi arsası ihtiyacı da dile getirildi.
İş adamları, “Büyümek istiyoruz, ancak arsa bulamıyoruz, bulsak da çok pahalı. Sanayici yatırım sermayesini fabrika kurmaya mı harcayacak arsaya mı verecek?” şeklinde konuştu.
İkitelli’deki sanayicilerin sıkıştığını kaydeden sektör temsilcileri şunları söylediler: “Artık dar gelen atölyelerin-den çıkıp fabrika kuramıyorlar. Sanayi bölgelerinde ise geçmişte yaşanan fiyat artışları malum. Devlet yatırımcıya, sanayiciye, fabrika kurmak isteyene daha hızlı ve daha kolay bir şekilde arazi tahsis etmeli.”
Şehirde sanayiye ihtiyaç olduğunu anlatan sektör temsilcileri, “Avrupa’da sanayi şehirle iç içe üretim yapıyor. Bunun lojistiği, insan kaynağı, tüketicisinin ulaşımı da düşünülmeli. Sanayiyi şehirden çıkarmadan buna çözüm bulunmalı” dediler.
ZİHİN AYDINLANMASI ÜRETİMİ ARTIRACAK
Sanayi istişare toplantısında konuşan İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, “Cari açığı büyüten enerjiyi kapatamayız ama makine stratejik bir sektör. Önümüzde bir fırsat var. Bu musibet, bir zihin açılmasına vesile oldu. Daha çok üretim yapmamız gerektiği ortada. Milli üretimle ilgili kampanya üzerinde çalışmalıyız. Bunu da İstanbul’dan Türkiye’deki bütün sektörleri kapsayacak seviyeye yaymalıyız” dedi.
CİVATAYI DA İTHAL EDİYORUZ
Civata, gönye, flanş, somun ve hidrolik sistem parçaları gibi düzinelerce çeşit bağlantı elemanı 80’e yakın sektörde kullanılıyor. Diğer yandan mali yükümlülüklere rağmen, civata ithalatının sürdüğünü belirten sektör temsilcileri, “700 milyon dolarlık ithalat yapılıyor. İthal edilenleri ve ara malını biz kesinlikle üretebiliriz. Fakat üretenle tüketeni bir araya getiremiyoruz” dediler.
ÜRETENE TANITIM DOPİNGİ LAZIM
Sektör temsilcileri, sanayide metal kesme testeresi üreten ve ihraç eden firma olduğu halde, bu üründe ithalatın yüzde 75 olduğuna dikkat çektiler. Sektör temsilcileri şunları söylediler: “Yapı marketler, kendi ülkelerinin mallarını satmaya öncelik veriyor. Yerli ürün raflarda yer bulamadığından iç piyasada satışı neredeyse imkansız hale geliyor. İki tarafı buluşturamıyoruz. Böyle bir üretim olduğunu duyurabilsek, ithalat bağımlılığımızı yok ederiz. Bunun için yeni sektör buluşmalarına ihtiyaç var.”