tatil-sepeti
Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

Geçtiğimiz hafta Çin’e, Şangay ve Pekin’e gerçekleştirdiğimiz ziyaret, pek çok önemli tespiti yapmamıza imkan sağladı. Hem Şangay hem de Pekin’de Çin medyası ve Çin akademi dünyasından önemli isimler ile bir araya gelerek, Türkiye’nin Avrasya’daki ‘oyun kurucu’ gücünü, ‘kapsayıcı’ rolünü ve Türkiye ile Çin arasında güçlendirilmesi arzu edilen ekonomi-politik ilişkilerin sağlayacağı sinerji ve fırsatları konuştuk. Şangay’da kritik önemde araştırma merkezlerinin ve medya kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile görüşmeler gerçekleştirdik. Türkiye’ye ilgi yoğun. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderlik performansı, Türkiye’nin Avrasya’daki öncü rolü dikkatle ve merakla takip ediliyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in öncelik verdiği proje olan ‘bir yol, bir kuşak’ projesi için de Türkiye’nin üstleneceği role yönelik önemli çağrı aldık.

‘I dai, I lu’ olarak ifade edilebilecek olan bu proje, Çin’in dünya ekonomisi ve siyasetindeki yükselen rolü açısından, önümüzdeki 30 ile 50 yılı şekillendireceğini düşündüğü bir proje. Çin’in dünyadaki doğrudan yatırım büyüklüğü 1.2 trilyon dolara ulaşmış durumda. ‘Yeni İpek Yolu’ olarak da ifade edebileceğimiz bu proje, Şangay İşbirliği Örgütü’nü de öne çıkarıyor. Çinli muhataplarımıza, Türkiye’nin 2000’li yıllarda ekonomi ve siyaset alanında yakaladığı ‘özgüven’in, ülkemizi uluslararası ekonomi-politik ilişkilerde pek çok yeni fırsatı değerlendirme noktasına getirdiğini aktardık. FETÖ, DAEŞ ve PKK gibi dünyanın en tehlikeli terör örgütleri üzerinden yürütülen ‘vahşi savaş’ın, Türkiye’ye Çin ve Rusya gibi ülkeler ile daha güçlü ilişkiler kurma gayretleri nedeniyle, gözdağı ve caydırma amaçlı kullanıldığını ifade ettik. Türkiye’nin kararlılığına Çin ve Rusya’nın da aynı ölçüde cevap vermesinin zamanının geldiğini ifade ettik.

Türkiye, Yavuz Sultan Selim’den, Osmangazi’ye, 18 Mart Çanakkale’den Avrasya’ya, bir bir tamamladığı mega projeler ile Çin’in ‘bir yol, bir kuşak’ projesine önemli lojistik ve ulaşım fırsatı verecek bir ‘altın halka’ oluşturuyor. Türkiye Avrasya’nın dünyaya entegrasyonu adına, tarihi mega projeleri hayata geçirirken, Çin’in Türkiye ile daha güçlü ilişkiler kurmasının sağlayacağı avantajları daha sık aktarmalıyız. Nitekim, ‘bir yol, bir kuşak’ projesini önemli ve uzun bir süreç olarak tanımlayan Çin de Türkiye’ye ‘birlikte olma’ çağrısı yapıyor. Bununla birlikte, Türkiye’nin ‘yeni’ çok yönlü dış politika duruşunu, daha sık Çin’i ziyaret ederek ve onları Türkiye’de ağırlayarak, detaylı aktarmamız gerektiğini de atlamayalım.

ÇİN’DEN BÖLGEMİZ ‘KARIŞIK’ GÖZÜKÜYOR

Şangay, 400 milyar dolarlık bir katma değer üretimine, 750 bin düzeyindeki tekstil sektörü çalışanını 40 bine indirerek; buna karşılık bu 40 bin kişi ile tamamıyla dizayn, pazarlama ve teknolojiye yoğunlaşarak yakalamış. Şangay Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Merkezi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz panel ve sonrasında akademisyenlerle gerçekleştirdiğimiz beyin fırtınası toplantısı, hayli ilginç detaylar yakalamamızı sağladı. Her şeyden önce Çin, Türkiye’nin merkezde olduğu coğrafyayı ‘Batı Asya’ olarak tanımlamakta ve buradaki ülkelerin tümüyle ilişkileri ihmal etmiyor. Rusya’nın bu bölgede izlediği politikaları dikkatle takip ettiği gibi Türkiye ve İran başta olmak üzere Mısır, Tunus ve İsrail’le ilişkilere de dikkat ediyor.

Dünyada Müslüman nüfusun yüzde 90’ı Sünni, yüzde 10’u Şii. Bununla birlikte, Türkiye’nin çevresindeki coğrafyada Sünni ve Şii nüfus neredeyse eşit. Çin, bu nedenle, kendisini Suudi Arabistan ile İran arasında işbirliği imkanı oluşturabilecek bir ülke olarak görüyor. Enerji ve bilhassa nükleer enerjide, bölgedeki pek çok ülke ile çalışma imkanı olabileceğini öngörüyor. Ancak Arap ülkelerinde bir siyasi ve ekonomik zayıflama süreci gözlemliyor ve bu zayıflamanın daha da derinleşeceğini düşünüyor. Bu nedenle ‘oyun kurucu’ gücünü ve bölgede ağırlığını artıran Türkiye ile ilişkiler çok önemli. Körfez ülkeleri de özel hassasiyetinde.

TÜRKİYE’NİN YÜKSELİŞİNİ HİÇ BİR KÖTÜ NİYET DURDURAMAYACAK

Çin’in 25 milyon kişinin yaşadığı başken Pekin’de Renmin Universitesi Chongyang Finansal Çalışmalar Enstitüsü’nde gerçekleştirdiğimiz panelde, Çin tarafı, diplomasinin yanı sıra yüksek öğretim ve medya alanında da karşılıklı işbirliği için Türkiye’ye çağrıda bulunuyor. ‘Türkiye-Çin Forumu’ için de bir çağrı aldık. 16 Nisan’daki referandum başarıyla geçildikten sonra, Türkiye’nin Avrasya’daki tartışılmaz rolü, yeni ‘partner’ ile birlikte, oyun kurucu gücümüze hız verecek ve Türkiye’nin yükselişini hiç bir güç ve kötü niyet durduramayacak. Umarız, Türkiye’nin Avrasya’daki ‘iletişim ağı’ gücünü, kimi ülkeler çok geç kalmadan fark ederler.

03 Nisan 2017 Pazartesi