tatil-sepeti
Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

Vahşi bir darbe girişimi sonrasında bile Türkiye, yeni hikayesini hemen oluşturmayı bildi; Ulusal Varlık Fonu. Bu konu, son 10-15 yıldır, dünya ekonomisinde de en çok konuşulan konulardan birisi. Dünya ekonomisi 2000’li yılların başında önemli bir zihin ve yapılanma değişikliği yaşadı ve bu yapı değişikliğinin bir sonucu olarak, 1970 öncesinde görsek de önde gelen gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin ağırlık verdikleri bir konu Ulusal Varlık Fonları oldu.

YENİ EKONOMİK GÜÇ

Bu fonların yüzde 67’si 2000 ile 2015 arası kuruldu ve trilyonlarca doları yönetiyorlar. Örneğin, Çin 1.5 trilyon dolar, BAE 1.2 trilyon dolar, Norveç 800 milyar dolar, Suudi Arabistan ve Kuveyt 600 milyar dolar civarında Ulusal Varlık Fonu yönetiyor. Halen 49 ülkede var. UVF’ler ve sadece cari fazlası olan veya emtia ihracatçısı ülkelerde olduğu görüşü doğruyu yansıtmıyor. Güney Afrika, Papua Yeni Gine hatta Karayiplerin bile fonu var. Daha da önemlisi, G20 Grubu’nun bir üyesi olarak, UVF olmayan tek ülke Türkiye.

Türkiye’nin kalkınması, büyümesi ve bölgesel rolünü perçinlemek adına yürütülen mega projelerin finansmanı için bu tür Ulusal Varlık Fonlarının önemi tartışılmaz. Kaldı ki, G20 ülkeleri içerisinde, dünya ekonomisinin sürdürülebilir büyümeyi yakalaması adına, G20 liderler zirvesinde belirlenmiş olan 70 trilyon dolarlık, önümüzdeki 10 yıla yönelik alt ve üst yapı yatırım hedefine bağlı olarak, mega projelerini ısrarlı sürdüren tek ülke Türkiye. Bu da küresel yatırım fonlarının neden Türkiye’ye ilgisi olduğu, Türkiye’nin mali disiplini ile birlikte, büyümesini sürdürebilen ender ülkelerden birisi olması açısından anlamlı. Bu nedenle, söz konusu UVF’ye katılmak isteyecek onlarca küresel yatırım fonu olacaktır.

ULUSLARARASI STANDARTLARDA

Ulusal Varlık Fonu Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın ciddi bir birikimi ve özverili bir çalışması ile TBMM’nin önüne geldi. Bu noktada, böyle bir reformist adım için ÖİB Başkanı Mehmet Bostan ve ekibini tebrik etmek gerekiyor. Bu alanda, gelen eleştirilerden birisi bütçe açığını arttırabileceği riski. Oysa, bütçe açığının büyümesi, söz konusu Fon’a kamunun vergi dışı normal gelirlerinden yüksek oranda bir kaynak aktarılır ise gündeme gelebilir. Burada, merkezi yönetim bütçesindeki vergi dışı normal gelirlere yüklenen bir model yok.

Türkiye’nin bölgesel kalkınmasına katkıda bulunacak stratejik yatırımlar için tarımda modernizasyon gibi Fon’un bünyesinde küçük küçük fonlar da oluşturmak mümkün olacak. Milli otomobil için ilk startup adım neden Ulusal Varlık Fonu’muzdan gelmesin ki? Türkiye için kritik önemdeki projeler için UVF sayesinde, zaman içerisinde dış borçlanma ihtiyacı da ortadan kalkacak. Kamu Mali Disiplin başarımızı, kamu tasarruflarının proaktif kullanımı teyit edecek bir adımdan, Fon’dan söz ediyoruz. Türkiye’nin tasarruflarını, Türkiye lehine dünyanın bir çok yerindeki kritik önemdeki yeni projelerde proaktif bir şekilde değerlendireceğimiz bir imkan UVF. Türkiye örneğin Tesla’nın veya bir başka küresel teknoloji projesinin ortaklarından birisi olmasın ki?

TÜRK HALKI TL’YE SAHİP ÇIKTI

FETÖ darbe girişiminin hemen ardından, pazartesi günü açılan piyasalarla, Türk Lirası’na sahip çıkan halkımız, 15-29 Temmuz döneminde mevduat bankaları ve katılım bankalarında toplam yabancı para (YP) mevduatının yüzde 6.2’sini bozdurarak, 174 milyar 120 milyon dolardan, toplam döviz mevduatı 163 milyar 295 milyon dolara gerileyinceye kadar 10.8 milyar dolar döviz bodurdu. Böylece, tüm küresel ekonomik belirsizliklere rağmen, dolar-TL kuru 3 TL’nin bile altını gördü. Türk halkının feraseti tarihe geçmiştir.

08 Ağustos 2016 Pazartesi