Önceki yazılarımızda, TCMB’nin şu anki koşullara göre ‘yüklü’ faiz artışı kararı yönünde adım atmasının, orta vadede büyüme performansını olumsuz yönde etkileyebileceğini; bu nedenle, TCMB açısından, TL’nin reel değerini yönetmeyi sürdürecek proaktif adımları 2 ay daha devam ettirmenin daha doğru bir taktik olacağını belirtmiştim.
Para Politikası Kurulu, temel para politikası ve faiz koridoru üst ve alt bandına dokunmayarak, geç likidite penceresi çerçevesinde uygulanan gecelik borç verme faiz oranını 0.75 puan artırarak, ocak ayında başlattığı proaktif adımları sürdürdüğünü teyit etti ve bu adımın piyasalarda olumlu etkisi hemen gözlendi. TCMB üst yönetimi, Türkiye ekonomisindeki iktisadi faaliyetteki kademeli toparlanmayı olumsuz yönde etkileyemeyecek bir titiz çalışma ortaya koyuyor.
TCMB, iç talepteki seyrin halen zayıf olduğuna; buna karşılık, ihracat hacmindeki iyileşmenin devam ettiğine işaret etmiş. Bilhassa, AB’ye yönelik ihracattaki toparlanmanın olumlu etkisi not alınmış. Para Politikası Kurulu üyeleri, yapısal reformların hızla uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artıracağına da işaret etmiş. 16 Nisan referandumundan çıkacak ‘evet’ ile reformlara odaklanılması, 3 ay içerisinde, büyüme ve istihdamda olumlu bir sıçramayı ve yatırımlarda ciddi bir hareketlenmeyi de beraberinde getirecek. Türkiye’nin işsizlik verilerini analiz ederken, sadece 2016’da 900 bin kişiye yakın işgücüne katılım oranı, Avrupa’daki işsizlik verileri ile Türkiye’nin işsizlik verilerini karşılaştırmanın haksızlık olacağını bize hatırlatmalı. Bu nedenle, artan işsizliğe rağmen, Türkiye’nin yeni istihdam üretme kapasitesi göz ardı edilmemeli.
ENFLASYON YAZ BAŞINDA GEVŞEYECEK
Öngörüler, önümüzdeki 2-3 ay, enflasyonun yüksek seyretmeye devam edeceğine işaret ediyor. Bununla birlikte, haziran ve bilhassa temmuz ayında, TCMB’nin para politikasında sıkılaştırıcı tedbirleri ve referandumdan ‘evet’ çıkması ile dolar kurunda 3.30 TL bandına kadar gözlenecek gevşeme, en geç yaz başından itibaren fiyatlarda normalleşme sağlayacak. Nitekim, TCMB’nin, yıllıklandırılmış manşet enflasyon normalleşene kadar, kararlılığını net bir şekilde vurgulaması piyasalarca desteklendi. 2 ay sonra, bambaşka ve olumlu bir piyasayı konuşuyor olacağız. Döviz kurlarındaki normalleşme ve 2019’a kadar yeni bir seçim olmaması ile birlikte, bilhassa özel sektör yatırımlarındaki canlanma piyasaları hareketlendirecek.
Moralimizi yüksek tutalım.
FED BEKLENEN ADIMI ATTI
Küresel piyasalar iki haftadır, geçtiğimiz çarşamba Fed’in açıklayacağı faiz kararıyla yatıp kalkıyorlardı. Fed’den faiz artış kararı çıkacağına dair beklenti doruktaydı ve esas, 2017’de kaç kez faiz artıracağı merak konusuydu. Fed Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) para politikası faizini yüzde 0.75-1.00 bandına çekme kararı beklentinin gerçekleşmesi oldu. Bununla birlikte, FOMC üyelerinin görüşleri ve karar sonrasında Fed Başkanı Janet Yellen’ın açıklamaları, küresel finans piyasası profesyonelleri açısından, Fed’in 2017 sonuna kadar en fazla iki faiz artış kararı daha alabileceği şeklinde yorumlandı ve bu yıl en az dört faiz artış kararı opsiyonu şu an için masadan kalkmış gözüküyor. Bu gelişme, başta Euro, önde gelen gelişmiş ve gelişmekte olan para birimlerinin ABD Doları’na karşı değerlerinin toparlanmasını sağladı. Fed yetkililerinin, Başkan Trump’ın ekonomi politikalarının henüz netleşmemesi nedeniyle temkinli davrandıkları da göz ardı edilmemeli.
Trump’ın politika tercihleri, altyapı yatırımlarına yönelik olası hamlesi, ABD ekonomisi açısından enflasyon riskini artırabilecek gelişmeler. Bu nedenle, piyasa profesyonelleri, artan enflasyon riskine bağlı olarak Fed’den 2017 için en az dört faiz artışı adımına yönelik mesaj bekliyorlardı. Verilen mesaj, tüm 2017 için üç faiz artışı kararı olasılığına işaret edince, 101.70 puanın üzerinde olan Dolar Endeksi, 100.70 puanın altına geriledi. Bir başka açıdan, son küresel finans krizi ile birlikte, ekonomi tarihinde ilk kez, bu derece yüksek ihracat yapmaya odaklanmış olan ABD ekonomisinin, Fed’in seri faiz artışı kararları ile aşırı değer kazanacak dolar nedeniyle, ihracat performansında bir kırılma yaşamaktan hoşlanmayacağı ifade edilebilir. Bu nedenle, Fed’in faiz artışlarına yönelik seri adımlar atması ve bu nedenle doların aşırı değer kazanması, ileride Trump Yönetimi ile Fed arasında kritik tartışmaları da alevlendirebilir gözüküyor.
21 Mart 2017 Salı