tatil-sepeti
Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), para politikası faiz oranını sabit tutarak, piyasaları şaşırttı. Gerek Anadolu Ajansı Finans Portalı’nın anketi, gerekse de piyasa profesyonellerinin görüşleri, ekonomistlerin faiz koridorunun üst bandında 0.25 puanlık bir indirim beklediklerine işaret ediyordu. Sınırlı sayıda ekonomist ise döviz kurlarındaki dalgalanma nedeniyle, PPK toplantısından faiz oranlarının sabit bırakılacağı bir karar çıkmasını bekliyorlardı.

Benim görüşüm de faiz indiriminin devam edeceği yönündeydi. Çünkü enflasyondaki iyileşme, TCMB’nin elini rahatlatıyordu. Eylülde tüketici enflasyonu yüzde 0.18 artarak, ekonomistlerin beklentilerinin bir hayli altında kalmıştı. Tahminlerin ortalaması yüzde 0.72’ye geliyordu. Ekonomistlerin ekim enflasyonu tahminlerinin ortalaması ise yüzde 1.32. Döviz kurlarındaki oynaklığa bağlı olarak enflasyon tahminlerinin yükselmesi normal. Bununla birlikte, 2015 ekim enflasyonunun yüzde 1.55 olduğu dikkate alındığında, yüzde 1.32’lik, hayli yüksek tahmine rağmen, yıllık enflasyon gerilemeye devam edeceğine de işaret ediyordu. Yani, hükümetin 2016 sonu için öngördüğü yüzde 7.5’lik enflasyon tahmininin de altında kalma ihtimalimiz halen kuvvetli. Bu da esasen, TCMB için faiz indirimi imkanı anlamına geliyordu.

MERKEZ, FAİZLERİ SABİT TUTTU

Çok geniş bir ekonomist grubu faiz indirimi beklerken, TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) üyeleri, döviz kuru ve diğer maliyet unsurlarındaki gelişmelerin enflasyon görünümündeki iyileşmeyi sınırlaması nedeniyle para politikasındaki temkinli duruşun korunması gerektiğini belirtip; ‘enflasyon riskini öncelikleyip, faizleri sabit tutmayı tercih ettik’ dediler. Bununla birlikte, aynı PPK, geçen ayki para politikası karar metninde, akaryakıt ürünlerindeki vergi ayarlaması ve diğer maliyet unsurlarındaki gelişmelerin enflasyondaki iyileşmeyi sınırladığına işaret etmesine rağmen, eylül toplantısında faiz koridorunun üst bandında indirime gitmekten geri kalmamıştı.

TCMB’nin aynı risklere işaret etmesine rağmen, eylülde faiz indirip, şimdi indirmemesine yönelik görüşüm, TL’nin yabancı paralar karşısında değer kaybetmesinin enflasyona geçişkenliği nedeniyle TCMB’nin, para politikası faiz oranlarını sabit tutarak, esas döviz kurlarındaki dalgalanmayı sakinleştirmeyi tercih ettiği yönünde. Bu durumda, 3 Kasım’da açıklanacak ekim enflasyon verisi, bilhassa geçen yılın ekim enflasyon verisinin altında kalır ise PPK’nın kasım toplantısında, kaldığı yerden faiz indirimlerini sürdüreceğini öngörüyorum. Bu dönemde, ekonomi yönetiminin, bilhassa KOBİ kredilerinin maliyetlerini azaltacak ek tedbirleri de yılın son iki ayında ekonomiye ek bir hareketlilik kazandıracaktır.

AÇIK, KİMSEYİ PANİK ETMESİN

Gelelim, geçen hafta başında açıklanan bir başka önemli veriye. Merkezi Yönetim Bütçesi’nin eylülde 16.9, dokuz ayda 12 milyar TL açık vermesi kimseyi panik etmesin. Yıl sonunda milli gelire oranla yüzde -1.6’lık açık 35 milyar TL’ye geliyor. Son çeyrek için Türkiye’nin 23 milyar TL açık verme alanı var. AB’ye 29’uncu üye ülke olsak, bütçe performansında 12’nici sıradayız. Verilere bir de bu gözle bakalım.

ENFLASYON SEPETİ VE BÜTÇE

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin açıklaması, gıda ve alkolsüz içeceklerin tüketici fiyatları endeksi içinde yüzde 24 olan ağırlığının, yılsonunda yapılan endeks güncellemesinde yüzde 20’ye ineceğine işaret ediyor. Orta vadede, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin fiyat endeksleri içindeki ağırlık olan yüzde 15’e inmesi, gıda fiyatlarındaki dalgalanmanın enflasyon üzerindeki etkisini ciddi manada azaltacaktır ve TCMB’nin elini rahatlatır. Yeniden yapılandırılan Gıda Komitesi’nin daha hızlı çalışma ortaya koyması ile tarım ürünlerinin taşınma esnasında zayi olmasına engelleyecek ek tedbirler ve yeni standartlar, yıllık enflasyon üzerinde en az yüzde 15’lik bir pozitif etkiye sebep olur, Türkiye’yi yıllık enflasyonda yüzde 6 patikasına getirir.

24 Ekim 2016 Pazartesi