Türkiye İstatistik Kurumu, Ocak 2025 sanayi üretim endeksini açıkladı. Söz konusu bültene göre sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 1.2 artarken, aylık bazda yüzde 2.3 oranında azaldı.
Yıllık bazda artışa bir bakalım. Madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0.7 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1.2, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 5 arttı. Oysa 2024 yılının son ayında yıllık artış yüzde 7 idi. Dolayısıyla sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 7 artıştan yüzde 1.2 artışa düşmüş oldu.
Şimdi 2025 Ocak ayındaki gelişmelere bakalım. Sanayi üretim endeksi aylık bazda yüzde 2.3 azalırken, detaylarda imalat sanayi sektöründeki azalmanın yüzde 3 olduğunu gözlemliyoruz. İmalat sektöründeki düşüş sıkı para politikasının etkisiyle dış kaynağa ulaşmanın zorlaştığı, yüksek reel faiz maliyeti nedeniyle finansmanın el yaktığı bir döneme geliyor. Bunun yanında artan TL bazlı maliyetlerle ihracatçının kâr marjları düşmeye başladı ve kura dayalı ihracat avantajı da kalmadığından kolay ihracat yolu da tıkandı.
GÜMRÜK TARİFELERİ
Aylık gelişmelere göre, madencilik ve taş ocakçılığı sektörü yüzde 7.5 artarak yıllıktaki düşüşün canlanmaya dönüşmekte olduğunu da açıkça ifade ediyor. Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımında ise yüzde 0.8 azalma olduğu görülüyor. Buradaki düşüş, azalan imalat sanayi üretim endeksinin enerjiye daha az ihtiyaç duyduğunu da teyit ediyor.
Gümrük tarifeleri nedeniyle fiyatlamalarda oynaklıkların olduğu bir dönemde, gözden kaçırmamamız gereken bir husus da gerek gümrük duvarlarının gerekse askeri gücün ticarette bir şantaj malzemesi olarak yoğun bir şekilde kullanılmaya başlamasıdır.
Özellikle nadir element bulunan ülkelere silah karşılığı bu elementlerin verilmesi şartı dikkat çekicidir. Bunun yanında tarifelerin altın talebine ciddi etki yaptığını düşünürsek (600 ton civarında altın ABD firmaları tarafından talep edilmiştir) her kararın global ekonomilerde nasıl dalgalanmalara yol açabileceği unutulmamalı.
İHRACAT BAĞLANTILARI
Böyle bir dönemde ihracat bağlantıları yapmak da kolay değildir. Dolayısıyla iç taleple ilgili daha ılımlı bir politika uygulanmasının zamanı geldi. Sanayi, üretmek için talebe ihtiyaç duyar. Bu talebin dışardan veya içerden muhakkak gelmesi gerekiyor. Ancak ikisi arasında önemli bir fark var. O da vadedir. Yurt dışına peşin satış ağırlıklı iken yurt içerisinde 8 aya varan vadeler görüyoruz. Üretici, bu vadelere kadar müşterisini fonlamak zorundadır.
Bu da yetmez, sattığı ürünün vergisini ödemek için henüz nakit tahsilat yapmaması nedeniyle kredi kullanmak zorunda kalıyor. Yani ciro arttıkça KDV ödemek için kredi kullanılmak zorunda kalınıyor. Bu da tabii ki finansman maliyetlerinin artması demektir. T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, KDV tahakkukundan birkaç ay sonra vergi tahsilatını yapsa piyasa daha rahat nefes alabilecek. Hele belirsizliklerin hakim olduğu şu zorlu dönemde.