tatil-sepeti
Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

Hazine Müsteşarlığı, Moody’s derecelendirme not indirim kararının hemen ardından gerçekleştirdiği 5 ihale ile piyasadan 10.4 milyar lira borçlanırken, ihalelere gelen yoğun talep ve beklentilerin altında oluşan maliyet oranı dikkati çekti; yerli ve yabancı yatırımcıların Moody’s’in not indirimini dikkate almadıklarını gösterdi. İhaleler esnasında, rekabetçi olmayan teklifler dahil 19 milyar 554 milyon liralık talep geldi. Talepler ihale miktarının 4 katına kadar çıktı. Haftanın ilk işlem gününde 10 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 10.01’e kadar ulaşırken, yapılan 3 ihalede faiz oranları tek hanede kaldı. 10 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi de çift hanenin altına gerileyerek 9.80’e kadar indi. Salı günkü ihaleler öncesinde ise yüzde 9.84 seviyesinde olan uzun vadeli tahvilin bileşik faizi ihaleler sonrası yüzde 9.60’a, 2 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi de yüzde 8.99’dan yüzde 8.77’ye geriledi. Yani, piyasalar Moody’s’in not indirimini değil, Türk Ekonomi Yönetimi’nin performansını dikkate aldıklarını gösterdiler.

MAKROEKONOMİK GÖSTERGELERİ SAĞLAM

Pek çok kesimden, hatta yabancı finans profesyonellerinden dahi kararın spekülasyona açık veya siyasi olabileceği yönünde itiraz ve eleştirilerin yükseldiği Moody’s’in kararına en çarpıcı tespitlerden birini de Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş yaptı. Türkiye’nin makro ekonomik dinamiklerinin sağlam olduğunu belirten Ateş, “Ama bütün bunlara rağmen kredi derecelendirme kuruluşlarına kendimizi bir türlü beğendiremiyoruz. Ağzımızla kuş tutmamız lazım herhalde” dedi. Başta ABD ve Avrupa olmak üzere tüm dünyada bir büyüme sorunu olduğunun altını çizen Ateş, “Böyle bir küresel ortamda Türkiye ekonomisi makroekonomik göstergelerini sağlam tutarak gücünü göstermiştir” diye konuştu. Moody’s’in not indirim kararının ardından Türkiye’nin ileriye bakması gerektiğini kaydeden Ateş, yapısal reformların hızlı bir şekilde devam etmesi gerektiğini vurgulamış.

SADECE KREDİ NOTU BAZ ALINMAZ

Moody’s’in sürpriz not indirim kararını erken bulduğunu söyleyen TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ise olası bir not indiriminin bir kısmının daha önceden fiyatlara yansıtıldığını belirterek, birkaç günlük bir dalgalanma yaşanabileceğini; dış yatırımcıların sadece kredi notunu baz almadığının altını çizerek, “Yatırımcılar karar sürecinde, ülkenin stratejisine, yapılan reformlara ve işlerin kalitesine bakıyor. Biz kendimize düşenleri layıkıyla yaptığımız sürece karardan çok olumsuz etkileneceğimizi düşünmüyorum” yorumunu paylaşmış. “Karar banka maliyetlerini etkilemez demek yanlış olur” diyen Leblebici, “Maliyetler az da olsa etkilenecek. Bankaların yurt dışı borçlanma maliyetleri 0.25-0.50 puan aralığında artacak” diye değerlendirmesini paylaşmış.

YABANCILAR DA MOODY’S’E TEPKİLİ

Nomura Stratejisti Timothy Ash, sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, “Moody’s’in kararı bana göre hiç de adil değil” yorumunda bulundu. Türkiye’nin makro verilerde ya da ödemelerde bozulma içermeyen son derece uzun bir sicili olduğunun altını çizen Ash, “Moody’s’in kararı sübjektif” dedi. Ash, “Türkiye’nin uzun bir borçlarını ödeme geçmişi var ve kredi notu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltildiğinden beri ana makro oranlarında önemli bir kötüleşme yok. Moody’s’in kararı oldukça sübjektif” ifadelerini kullandı. Moody’s’in kararının ardından hükümetin vereceği tepkinin önemli olduğunu belirten Ash, “Hükümet yetkilileri kredi derecelendirme kuruluşlarını yerden yere vurmaktansa olgun davranarak reformlara odaklanmalı” yorumunda bulundu. Ash, Moody’s’in karar almak için Ekim’e kadar beklememesine şaşırdığını belirtirken, “Ama sanırım, başarısız darbe girişimi ve kamudaki temizliğin kurumsal sağlamlığı zayıflattığını düşündüler” dedi.

Ash, Türkiye’nin bazı yönleriyle not indirimini bertaraf etmek için yeterli olduğunu, kararın piyasalar açısından belirsizliği ortadan kaldırdığını kaydederken, Rusya, Hırvatistan ve Brezilya’nın Türkiye’yle benzer kredi notu seviyesinde olduğunu da hatırlatmış.

03 Ekim 2016 Pazartesi