tatil-sepeti
Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

Dijitalleşme, son 10 yıldır hayatımızın her anını, her noktasını etkileyen bir kavram. Eğitimden sağlığa, günlük alışverişten dış ticarete, bankacılık işlemlerinden sanayi üretimine, süreçlerin dijital ortamda kurgulandığı, dijital ortamda başlayıp dijital ortamda tamamlandığı; bu sayede oluşan dijital bilgilerin ise karar alma süreçlerini iyileştirmek adına, ‘büyük veri’ olarak depolandığı, yönetildiği, çeşitli işlemlerle yine kullanılabilir hale getirildiği bir dünyanın içindeyiz. 5G teknolojisi ise hayatın her noktasındaki dijitalleşmenin sebep olduğu devasa ölçüdeki büyük veriyi olağanüstü bir hızla aktarmak; tarım, sanayi, inşaat ve hizmetler sektöründe üretimin, katma değerin, iç ve dış ticaretin akıllı cihazlar aracılığıyla yönetildiği, yapa zeka imkanlarından, her şeyin internetinden tam kapasite yararlanılacak bir ‘genişbant’ dünyasının da kapısını açıyor.

5G teknolojisinin ‘Polar Kodlar’ buluşuyla, küresel ölçekte daha verimli bir veri akışına kavuşmasını sağlayan bilim adamı ise bir Türk, Prof. Dr. Erdal Arıkan. Türkiye, son 25 yılda, bankacılığın dijitalleşmesinden e-devlet hizmetlerine, başta birçok AB ülkesi, dünyanın saygın ülkelerinin büyük bir bölümünü solladığı bir ‘dijitalleşme başarısı’na imza atıyor. Bunun son örneğini, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın liderliğinde Ticaret Bakanlığı başarmış durumda. 13 ayrı dijitalleşme projesini hayata geçirmiş veya geçirmek üzere olan Ticaret Bakanlığı, nisan ayı sonu itibariyle tüm gümrüklerde ‘kağıtsız ihracat’ı hayata geçiriyor. Pilot olarak seçilmiş olan gümrüklerde hali hazırda başlamış olan kağıtsız ihracat uygulaması, 83 bin ihracatçı firmamızın fiziki olarak gümrüğe gitmeden, ihracat için gerekli evrakların tümünü ‘elektronik ortam’da gümrüğe ibraz etmelerine olanak sağlıyor.

Kağıtsız gümrük uygulamasına geçişle, 154 belge elektronik ortama taşındı. Bu başarı, Türkiye’yi Dünya Bankası Küresel İş Yapma Endeksi’nde, 2019’da 17 basamak ilerleterek 43. sıraya yükseltti. Nisan ayından itibaren reel sektörün üretim ve ihracat maliyetlerini azaltacak pek çok reformun devreye gireceği bir sürece kağıtsız ihracat devrimiyle başlanması, Türkiye’nin ihracatla yükselişini sürdüreceği gerçeğini de teyit etmiş oldu.

HEDEF ‘YATIRIM MERKEZİ’ TÜRKİYE

Nisan ayından itibaren, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın koordinasyonunda, ekonomi yönetiminin hızla hayata geçireceği reformlar, önceki yazılarımızda belirttiğimiz üzere, reel sektörün ‘maliyet yönetimi’ boyutunda hareket kabiliyetini artıracak, üreticilerimizi, bir başka deyişle ihracatçılarımızı küresel rekabette daha güçlü kılacak alanlara odaklanacak. Reel sektör üzerindeki yükü hafifletecek ve manevra kabiliyetini yükseltecek yepyeni bir ‘vergi mimarisi’, reel sektörün daha geniş finansman imkanlarına daha uygun koşullarda ulaşmasını sağlayacak. Derinleştirilmiş bir sermaye piyasası ile güçlendirilmiş yepyeni bir ‘finansal mimari’nin yanı sıra; bilhassa yerli hammadde ve ara mamulle üretim ve ihracat gerçekleştiren firmaları ödüllendirecek yepyeni bir ‘tedarik mimarisi’, nisan ayından itibaren devreye girecek reformların odak noktası olarak ifade edilebilir.

Bu adımları, verimliliğe odaklanmış yepyeni bir ‘insan kıymetleri mimarisi’ ile birleştirdiğinizde, Türkiye’yi aynı zamanda Avrasya’nın en cazip ‘yatırım merkezi’ konumuna da taşırsınız. Ülke ekonomileri üc temel istikrar sacayağı üzerinde ‘sürdürülebilirliği’ yakalar. Büyüme ve kalkınmada da istikrar, fiyat istikrarı ve finansal istikrar. Bu üç temel sacayağı arasında ilişkiyi sağlayan önemli unsurlardan biri ise ‘sabit sermaye yatırımları’nın istikrarlı bir şekilde devam etmesidir. Sabit sermaye yatırımlarının devamlılığını sağlayacak unsur ise finansal istikrardır.

Dünyanın pek çok bölgesel ve küresel ekonomik ve politik gerginlikle boğuştuğu böyle bir konjonktürde, Türkiye’yi cazip bir ‘yatırım merkezi’ yaparak, ülkemizi bu konjonktürden de giderek daha fazla soyutlamış olacağız.

01 Nisan 2019 Pazartesi