Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Yeni Ekonomik Program (YEP) kapsamında detaylarını paylaştığı ‘dengeleme-disiplin’ dönemine yönelik tedbirler adım adım devreye girdikçe, Türkiye ekonomisinin temel makro göstergelerinde öngörülen ‘dengeleme’nin beklenenden hızlı hayat bulduğu gözlendi. ‘Dengeleme’ sürecinin en önemli iki göstergesinin ilki fiyat istikrarı, yani enflasyonla mücadele kapsamında, maliyet enflasyonunu temsilen ÜFE’de ve tüketici enflasyonunu temsilen TÜFE’de gözlenecek gerileme; ikinci gösterge ise finansal istikrar, yani cari işlemler açığındaki gerileme olacak. Bakan Albayrak’ın işaret ettiği iki önemli gelişmeden ilki, TCMB’nin son ‘Enflasyon Raporu’nda yüzde 23.5 olarak tahmin ettiği, YEP’de ise yüzde 20.8 olarak öngörülmüş olan 2018 yıl sonu manşet enflasyonun söz konusu oranların dahi altında kalabileceği.
YATIRIMCILAR YENİDEN ‘ALIM’ POZİSYONUNDA
Nitekim, Türk-İş’in kasım ayı enflasyon tahminleri de, tarım ve gıda enflasyonunda gerilemeye bağlı olarak, yıllıklandırılmış manşet enflasyonun gerileyebileceğine işaret ediyor. Bakan Albayrak’ın bir diğer önemli tespiti; aralık başında açıklanacak olan ekim ayı cari işlemler dengesinin vereceği fazlalığın, yine ekonomi çevrelerini şaşırtacağı yönünde. Bu tablo, makro ekonomik göstergelerde bozulma olsa da, Türkiye ekonomisinin dinamikleri sayesinde alınan tedbirlere temel makro dengelerin çok hızlı cevap verdiğini gösteriyor. Zaten, bu temel gerçeği hızla hatırlayan küresel yatırımcılar, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ekonomisine yönelik ‘ölçüsü kaçmış’ olumsuz yorumlarını fazlasıyla ciddiye alıp, Türk varlıklarında pozisyon kapatmış olmaktan pişmanlar. Bu nedenle, yeniden ‘alım’ pozisyonuna geçmiş durumdalar.
JCR, TÜRKİYE’Yİ ‘NEGATİF’ İZLEMEDEN ÇIKARDI
Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR da, TCMB’nin para politikası tedbirleri ve Türkiye-ABD ilişkilerinde gözlenen iyileşmeye bağlı olarak Türk Lirası’nın değer kazanması, aylık bazda cari açıkta görülen hızlı gerilemenin dış dengeye olumlu etkisi ve mali disipline bağlı olarak kamu borcunun milli gelire oranının halen hayli düşük olmasını dikkate alarak Türkiye ekonomisini ‘negatif’ izlemeden çıkardı. Yıl sonuna kendimizi beklenen hızlı iyileşen enflasyon ve dış dengeye hazırlamamızda yarar var.
BOĞAZİÇİ’NDE ‘HERKES İÇİN KALKINMA’
Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği ve vizyonunda, ‘Medeniyet Diplomasisi’ sürecini, Avrasya’nın oyun kurucu ülkesi olarak, Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması başta olmak üzere tüm 1. ve 2. kuşak komşuları adına, ‘barış ve huzur’ teması üzerinden yürütüyor. 1880’den beri, ‘asimetrik düzen’in Atlantik İttifakı’nın kurumsal yapısı içerisinde yer alan ‘güç’ odakları, Türkiye’nin etrafındaki coğrafyayı savaş kurguları üzerinden ‘kolayca’ yönetmek adına tüm kirli senaryoları denemeyi sürdürseler de; Türkiye aksine, tek başına ‘barışın sürdürülmesi’ adına ciddi bir mücadele ortaya koyuyor.
Filistin için, Kudüs için, bu coğrafyada zaman zaman ‘huzuru’ bozacak politikalarına rağmen yeri geldiğinde İran’ın haksızlığa uğramaması için Orta Doğu’da, Afrika’da ‘kalıcı barış’ için, ‘sert’ ve ‘yumuşak’ güç unsurlarının tümüyle sahada Türkiye.
Cumhurbaşkanlığımız himayesinde, bu yıl 9’uncusu gerçekleştirilen ‘Boğaziçi Zirvesi de, ‘barışın sürdürülmesi’ adına ‘Uluslararası İşbirliği Platformu’nun çabalarıyla aralarında KKTC ve Makedonya cumhurbaşkanlarının da yer aldığı 80’in üzerinde ülke üst düzey temsilcisini bir araya getirerek, ‘herkes için kalkınma’ çağrısı gerçekleştirdi. Çünkü ‘sürdürülebilir barış’, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye’nin ortaya koyduğu ‘Medeniyet Diplomasisi’ üzerinden, Afrika’yı, Orta Doğu’yu, Balkanlar’ı, Kafkasya’yı, Orta Asya’yı ‘kapsayan’ bir ‘sürdürülebilir kalkınma’ çağrısını da içeriyor.
Zirvede, ihracattan mega projelere, enerjiden savunmaya, gayrimenkulden finansa, KOBİ’lerin dijital dönüşümünden genç liderlere, Avrupa’dan Afrika’nın geleceğine, yabancı ve yerli uzmanlar, onlarca yuvarlak masa ve panelde, doyurucu bir içerikle, küresel ve bölgesel meseleleri masaya yatırıldı.
03 Aralık 2018 Pazartesi