Prof. Dr. Kerem Alkin
Türkiye ekonomisinin 2019 yılını yüzde 0.3 ile 0.8 arasında pozitif bir büyümeyle kapatacağına dair beklentiler güçleniyor. İstisnasız, Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD), uluslararası finans kurumlarından derecelendirme kuruluşlarına, tüm kurumlar 2019 beklentilerini, Türkiye’nin 2019 yılını pozitif bir büyüme ile kapatacağına yönelik olarak revize ettiler. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı verileri ve reel kesim güven endeksi ile tüketici güven endeksi verileri, pozitif büyümeye yönelik güçlü sinyallere işaret ediyor.
GÜVEN ENDEKSİNDE POZİTİF ARTIŞLAR
Ekonominin nabzını tutan güven endeksi verilerinde, kasım ayında yukarı yönde pozitif artışlar gözlenirken, bilhassa imalat sanayindeki firmaların genel gidişata yönelik olumlu görüşlerinin endeksin değerini ekim ayındaki 95.9 puandan 102.1 puana taşımış olması önemli. Bilhassa son üç ayda gelen siparişlerdeki toparlanmanın sağladığı memnuniyetle, toplam sipariş endeksinin eylül ayındaki 90.8 puan seviyesinden, ekim ayında 103.3; esas, kasım ayında 108.2 puan düzeyine yükselmiş olması, üretime ve büyümeye yönelik pozitif sinyalleri perçinliyor.
İŞSİZLİĞİ AZALTACAK HAREKETLENME
Bu durum, eylül ayından bu yana, gelecek üç aya yönelik üretim hacmi beklentisini de 108-109 puan düzeyinde tutarak, sadece 2019’un üçüncü çeyreği için değil, aynı zamanda dördüncü çeyreğin üretim ve büyüme performansına yönelik beklentiyi de iyileştiriyor. Nitekim kasım ayı kapasite kullanım oranı verisi de bu tabloyu teyit edecek şekilde geldi. İmalat sanayinin son üç aydır, gelecek üç aya yönelik istihdamını korumaya yönelik olarak da pozitif bir duruş sergilediği gözleniyor. Bu nedenle, ekonomide iç talebin toparlanmasına bağlı olarak, işsizliği azaltacak bir hareketlenme 2020 yılının ilkbahar ortası gibi gözlenecektir.
İç talebin büyümeye katkısında da hane halkının tüketim harcamaları ve kamu harcamalarının ötesinde, özel sektör yatırım harcamalarının, yeni makina ve tesis harcamalarının yüksek katkı sağlaması, sağlıklı bir büyüme için çok önemli. Bu noktada, eylül ayı itibariyle yeni makina, yeni tesis yatırımı eğiliminin 100.6 puan düzeyindeyken, kasım ayı itibariyle 106.3 puana yükselmesi; yatırım harcamalarının da büyümeye katkısı anlamında önemli.
Dış talepte ise net ihracatın büyümeye katkısı boyutunda, imalat sanayi kararlılığını sürdürüyor. Buna göre, ticaret savaşlarının sebep olduğu belirsizliğe rağmen kasım ayında gelecek üç aya yönelik ihracat siparişi beklentisi 108.9 puan ile pozitif seviyesini koruyor. Tüm bu tablo, 2019’u pozitif bir büyümeyle kapatmanın yanı sıra 2020’de de temposunu artırmış bir piyasa ortamında gireceğimize ve 2020 büyümesinin de yüzde 3.5 ve üzerinde olacağına işaret ediyor.
BOĞAZİÇİ’NDE ‘ZEITGEIST’
Küresel şartların geldiği nokta, insanoğlunun daha fazla dayanışma içerisinde, birbirine empati duyarak, küresel sistemdeki ‘kimi’ karar vericilerin değil, kendi öncelikli ajandasını oluşturarak hareket etmesini gerektiriyor.
10. Boğaziçi Zirvesi de, bu temel gerçekten hareket ile ‘Yeni Dünya Düzenine Doğru’ ana temasıyla, 90’ı aşan ülkeden yüzlerce küresel ve bölgesel kanaat önderini, 3 bin seçkin katılımcı ile bir araya getirdi.
KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Almanya eski Cumhurbaşkanı Wullf, Kolombiya eski Devlet Başkanı Pastrana, İspanya eski Başbakanı Zapatero başta olmak üzere pek çok ülkenin üst düzey siyasetçilerinin, bakan, bürokrat ve iş dünyası temsilcilerinin de aralarında yer aldığı seçkin bir katılımcı grubu, üç gün boyunca çok sayıda yuvarlak masa toplantısı ve panelde bir araya geldi. Zapatero’nun, “Türkiye çok önemli bir güç. Doğu ile Batı’yı bir araya getirme kapasitesi çok yüksek. Türkiye, AB’de olmalı” yönündeki sözleri ses getirdi. Almanya eski Cumhurbaşkanı Wulff ise dünya milli gelirinde ağırlığın Türkiye, Arap dünyası ve Çin’e kaydığına işaret etti. Wulff, Türkiye’nin bu aşamada Avrupa, Asya ve Afrika arasında köprü olabileceğinin, bunun en akıllıca yol olacağının altını çizdi.
Türkiye’nin, Boğaziçi Zirvesi gibi uluslararası bir organizasyonla küresel sistemin kanaat önderlerini bir araya getirebilme kabiliyeti, küresel sistemde yükselen rolünü de perçinliyor. Bu tür toplantıların yansımalarını ve sonuçlarını kaçırmayalım.
29 Kasım 2019 Cuma