Dünyanın önde gelen düşünce kuruluşları, başlıca sigorta kuruluşları ve yönetim danışmanlık şirketleri harıl harıl 2025’in küresel risk analizlerine gömülmüş durumda. Bunun nedenini birkaç noktada derinlemesine masaya yatırmamız gerekiyor. Birincisi, küresel ölçekte enflasyon baskısı ve ekonomik belirsizliklerin sebep olduğu oynaklığı kontrol altında tutmak adına, önde gelen merkez bankalarının yüksek faiz ve daraltılmış para arzına dayalı sıkı para politikası tedbirleri çarpan etkisi ile reel sektörde gözlenen kırılmaları derinleştiriyor. Önde gelen ekonomilerin tümünde fiyat istikrarı, büyüme ve istihdam üçlemesi kırılgan bir zeminde ilerliyor. Yatırım maliyetlerindeki ciddi artış, dijital dönüşüm ve enerji dönüşümü gibi kritik alanlardaki hedefleri de büyümeyi de yeni istihdam fırsatlarını da zora sokuyor.
EN BÜYÜK RİSK İKLİM KRİZİ
Bilhassa temiz ve yenilenebilir enerjiye geçişin gecikmesi, dünyanın önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticileri için bir numaralı öncelikli risk olarak tanımlanan küresel iklim krizinin etkilerini azaltmaya yönelik umutları da kırıyor. Önde gelen ekonomilerin tümü, bir yandan sıkılaştırılmış para politikası patikası, bir yandan da artan jeopolitik gerginlik ve çatışmalara karşı daha dayanıklı reel sektör ağı oluşturma arasında sıkışmış durumda. İkincisi, binlerce üst düzey yönetici ve uzmanın katılımıyla yapılan en taze anket ve araştırmalar, katılımcıların yüzde 98’inin küresel ve jeopolitik gerginlik ve çatışmaların tetiklediği krizlerin dünya vatandaşlarının günlük hayatlarında ağırlaşan ölçüde belirgin etkilere sebep olduğunda hemfikirler; yaşam standardı erimesi, yoksulluk, artan işsizlik, ekonomik umutların zayıflaması gibi.
KLASİK MALİYE POLİTİKALARI YETERSİZ
Üst düzey yönetici ve uzmanların yüzde 88’i, küresel internet ağı ve sosyal medya platformlarından yayılan yanlış bilgilerin ve bilhassa yürütülen dezenformasyon çalışmalarının ülkelerin siyasi rejimlerinin en önemli temsilcisi konumunda olan yürütme, yasama ve yargı kurumlarının itibarı ve etkinliği üzerinde derinleşen bir negatif etkiye sebep olduğunu belirtiyor. Yine uzmanlar, önde gelen 40 ekonomide ulusal sigortacılık ve reasürans sisteminin hane halkını ve firmaları, şirketleri küresel ölçekte etkisi artan risklere karşı koruyacak daha etkili yeni nesil koruma mekanizmaları geliştirmeleri gerektiğine inanıyor. Üçüncüsü, küresel ölçekte en iddialı şirketlerin üst düzey yöneticileri ve uzmanları, 2025 için şu temel uyarıda birleşiyorlar: ‘En beklemediğiniz risklere karşı esas hazırlıklı olun.’ 2025, ‘beklenmeyeni bekleyin’ yılı olarak tanımlanıyor. Bu nedenle 2025, klasik para ve maliye politikası yaklaşımları ile yönetilemeyecek bir yıl olarak gözüküyor.
YAPAY ZEKADA DERİNLEŞEN REKABET
İklim değişikliği krizi, her kıtadaki uzmanların en önemli endişesi olmaya devam ediyor. Bu riski ilk beşte seçen uzman oranı bir yılda yüzde 73’ten 77’ye yükselmiş durumda. En akla gelmedik coğrafyalarda artan doğal afet görüntüleri ve milyarlarca dolarlık zararlar, bu endişeyi haklı çıkarıyor. Jeopolitik gerginlik ve çatışmaların sebep olduğu risk algısı ise 2023’ten 2024’e yüzde 50 artmış durumda. Jeopolitik gerginlik riski ile siber güvenlik riski, 2024’ün sonunda yer değiştirmiş olsalar da uzmanlar siber güvenlik riskini de büyük bir tehdit olarak görmeye devam ediyor. Bu riske ilişkin endişeler, jeopolitik istikrarsızlık ile güç merkezleri arasındaki yapay zeka yeteneklerine dair derinleşen rekabetin ve çok sayıda ülke ve şirketin büyük dijital hizmet sağlayıcılara artan bağımlılığın tetiklediği endişelerden de besleniyor.
keremalkin@superonline.com