2018, dünya ekonomi-politiği açısından birbirinden ağır başlıklarda ‘büyük’ aktörler arasında büyük kapışmaların, büyük gerginliklerin yaşandığı bir yıl oldu. Söz konusu gerginliklerin sebep olduğu en büyük riski, Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak ‘2008 küresel finans krizinde gözlenen küresel koordinasyonun, bugün hayli zayıf olması’ olarak tanımlıyor. Bakan Albayrak, bugün ne Türkiye’nin eski Türkiye, ne Türkiye’nin etrafındaki bölgenin eski bölge, ne de dünyanın eski dünya olduğunun bilinciyle bölgesel meselelerde ABD, Rusya, AB ve İran’la yoğun diyalog içerisinde olan tek ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatıyor. 2019’da Suriye ve Irak’ta yeni bir faz oluşuyor. Türkiye, bunun farkında ve tarihimizde hiç olmadığımız kadar hazırız.
2020, ABD VE AB EKONOMİSİ İÇİN DAHA BÜYÜK RİSK
2018, Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde, stratejik ortağı ve NATO’daki müttefiki ABD’den ekonomik bir saldırıya bu derece açık ve doğrudan maruz kaldığı bir yıl olarak tarihe iz bırakacak. Bununla birlikte, son 16 yılda hayata geçirilen reformlar, güçlü bir mali disiplin ve iyi yapılandırılmış bir bankacılık sektörü bilançosu ile bir başka ülkenin ağır kırılma yaşayabileceği bu derece büyük bir saldırıyı yönetmeyi başardık. Güçlü ve zayıf yönlerimizi gördük ve 2018 gibi zor bir yıldan, 2019’a daha da ‘çeliklenmiş’ olarak çıktık. 2020 ABD ve AB ekonomileri açısından daha büyük risklere işaret ediyor. Bakan Albayrak, 2020-2021 dönemi için giderek gerçekleşme olasılığı güç kazanan küresel risklere karşı, Türkiye ekonomisini daha da tahkim edecekleri bir yıl olarak tanımlıyor 2019’u.
TÜRKİYE’NİN KREDİBİLİTESİ DAHA DA GÜÇLENECEK
Bu haftalarda, 2018’in ikinci 6 ayı nasıl geçti, geniş bir bilgi aktarımı olacak. Bakan Albayrak, 2018’i bitirirken, bütçe disiplini ve enflasyonla mücadelede piyasaları şaşırtacaklarını; 2019 bütçe performansıyla Türkiye’nin kredibilitesini daha da güçlendireceklerini vurguluyor. 2019, yapılanların ve yapılacakların iletişiminin daha yoğun yönetileceği de bir yıl olacak. 2018’de verilen mücadeleden daha güçlü olarak, 2019’da kamu faiz yükünde önemli sürprizlere hazır olmamız gerektiğini hatırlatıyor, Bakan Albayrak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dönüşümüyle birlikte Türkiye ekonomisinin tarihi bir saldırıya maruz kaldığı bir 2018’de etkili bir sınav verdi. Berat Albayrak ekibiyle 2019 için de reel sektörün yoluna devam etmesi adına güçlü bir sınava hazır. İlk 6 ayda yakalanacak başarıyla, 2019’un ikinci yarısında Türkiye ekonomisini düzlüğe çıkarmakta kararlı. Başarılar dileyelim.
ENFLASYONDA DÜŞÜŞ TRENDİ SÜRECEK
Tüketici Fiyatları Endeksi’nin (TÜFE) yıllıklandırılmış bazda 5 puana yakın, Üretici Fiyatları Endeksi’nin (ÜFE) ise 12.5 puana yakın gerilediği kasım ve aralık ayı verileri, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın koordinasyonunda, ‘enflasyonla topyekun mücadele’ tedbirlerinin ve eş zamanlı olarak döviz kurlarındaki stabilizasyonun etkili sonuç verdiğine işaret ediyor. Bu doğrultuda, TCMB’nin para politikası faiz setinde eylül ayında gerçekleştirdiği adım da, sıkı para politikası mesajı olarak enflasyondaki gerilemeyle birlikte daha da anlam kazandı. Bu nedenle yıllıklandırılmış manşet enflasyon yüzde 18’in altını görmeden, TCMB’nin para politikası faiz setinde bir değişikliğe gitmemesi, sıkı duruşun piyasalar üzerindeki yatıştırıcı, stabilize edici etkisini güçlendirecek.
Ekonomi yönetimi, enflasyonda aşağı doğru trendin aralıksız sürmesinin, Türkiye ekonomisinin algısı ve reel sektörün daha kabul edilebilir koşullarda finansmana ulaşması noktasında öneminin farkında. Bu nedenle enflasyonda düşüş trendinin sürmesi adına çeşitli mal ve hizmetlerdeki vergi indirimlerinin 3 ay daha uzatılmış olması ve hane halkının enerji maliyetlerinde gerçekleştirilen anlamlı indirimler; diğer tarafta iş dünyasının iş gücü maliyetlerini dengeleyecek adımlar, gerek TÜFE, gerekse de ÜFE’nin yönetimi; talep ve maliyet enflasyonunda aşağı doğru trendin sürdürülebilirliği açısından etkili olacak. Her ay enflasyonda aşağı doğru trendin az veya çok devam etmesi, piyasanın aradığı motivasyon ve güveni bulabilmesi adına da önemli.
Enflasyonda aşağı doğru trend devam ederken, TCMB’nin para politikası faiz setini değiştirmemesi, sıkı duruşun devamı adına aynı zamanda döviz kurları üzerindeki baskıyı da artıracak. Enflasyondaki düşüşün sürmesinin sağladığı motivasyon ve güvenin yanı sıra sıkı para politikası duruşunun da etkisi ile döviz kurlarının stabilizasyonu da yine enflasyonla mücadeleye pozitif bir katkı sağlayacak. Yılın ikinci yarısında hızla toparlanan Türkiye ekonomisine birlikte tanık olacağız.
07 Ocak 2019 Pazartesi