İstanbul Öğretmen Akademileri ve Atölyeleri Kapanış Dersi, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın katılımıyla İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Süleyman Demirel Kültür Merkezi Ayazağa Yerleşkesi'nde gerçekleştirildi.
Kacır, burada yaptığı konuşmada, bütün dünyada son dönemde en kuvvetli rüzgarlardan birinin kritik teknoloji alanlarında üretim kabiliyetlerinin bütün ülkeler tarafından yeniden kazanılabilmesi olduğunu belirterek, ülkelerin kritik teknoloji alanlarında öz yeterlilik düzeylerini artırabilmeleri istikametinde ilerlediğini ifade etti.
Salgınla bütün dünyanın, sadece birkaç ülkenin ürettiği teknolojiye bağımlılığın insanlık için büyük riskler oluşturduğunu gördüğünü aktaran Kacır, "Daha önce ucuz iş gücünü uzak Asya ülkelerine, Çin gibi ülkelere bırakmaya yönelik bir trend varken, şimdi artık ABD, Avrupa ülkeleri Japonya, Kore, İngiltere gibi ülkeler bütün kritik teknolojileri kendi topraklarında üretme yarışı içindeler. Türkiye bu yarışa hazırlıklı yakalandı. Çünkü, biz zaten 20 yıla yakın bir zamandır 'Milli Teknoloji Hamlesi' yolculuğundayız." dedi.
Kacır, Milli Teknoloji Hamlesi'nin Türkiye'nin kritik teknolojileri yerli ve milli olarak geliştirmesi, üretmesi ve rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilmesi yolculuğu olduğuna işaret ederek, bu hamlenin gerçekleşebilmesi için bir büyük ekosistemi inşa ettiklerini, Türkiye'de bugün 102 teknoparkta 10 binden fazla firmanın araştırma, geliştirme, inovasyon yaptığını aktardı.
Türkiye'de bugün 1600'den fazla AR-GE ve tasarım merkezi olduğunu dile getiren Kacır, AR-GE insan kaynağının 300 bine yaklaştığını, 20 yıl önceyle mukayese edildiğinde 29 binden 272 bine yükselmiş bir AR-GE insan kaynağından bahsedildiğini söyledi.
Türkiye'nin AR-GE, teknoloji geliştirme yarışında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olabilmesini hedeflediklerini kaydeden Kacır, "Bunun için kapasiteyi artırmaya, altyapıyı inşa etmeye her daim öncelik veriyoruz. Bugün, Türkiye'de 200'den fazla üniversitemiz var. Türkiye'nin teknoloji girişimcilerine hizmet veren 100'e yakın kuluçka merkezi ve hızlandırma programı var." şeklinde konuştu.
MİLLİ GELİRİMİZDE SANAYİNİN PAYI BELİRGİN ŞEKİLDE YÜKSELİYOR
Bakan Kacır, Türkiye'nin yüksek teknoloji ihracatının yaklaşık 7,5 milyar dolar düzeyinde olduğuna dikkati çekerek, AR-GE'ye milli gelirden ayırılan payın yüzde 0,5 düzeyinden yüzde 1,3 düzeyine yükseldiğini belirtti.
Türkiye'de 20 yıl önce yıllık patent başvurusu sayısının 414 olduğunu anımsatan Kacır, "Şimdi bu kapasite 8 bin 600'lere erişti. Türkiye'nin fikri mülkiyet kapasitesi de muazzam bir yükseliş gösterdi. Bu yükselişi tasarım başvurularında, marka tescillerinde, fikri mülkiyetin tüm alanlarında görüyor olmak mümkün. Bugün, Türkiye dünyanın önemli üretim güçlerinden biri. Türk sanayi bütün dünyaya ihracat yapıyor. Milli gelirimizde sanayinin payı belirgin şekilde yükseliyor." diye konuştu.
Kacır, Türkiye'nin bugün teknolojiyi rekabetçi şekilde üretebilen ve başta Avrupa olmak üzere dünya pazarlarına rekabetçi şekilde ihraç edebilen bir ülke olma düzeyine geçtiğinin altını çizdi.
Cumhuriyetin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı yaparken, yatırım, istihdam, üretim, icat ve ihracat rotasında yola devam etmeyi amaçladıklarını aktaran Kacır, "Bu yolculuğun hepimiz için en önemli başlıklarından biri nitelikli istihdamı güçlendirmek. Türkiye'de beşeri sermayeyi daha ileri düzeylere çıkarabilmek." dedi.
TÜRKİYE KÜRESEL TEKNOLOJİ YARIŞINDA BİR ADIM ÖNE ÇIKIYOR
Kacır, bugün savunma sanayinde yürütülen projelerin sayısının 850'ye eriştiğine işaret ederek, "20 yıl önce bu sayı sadece 62 idi. Türkiye'nin savunma sanayi ihracatı sadece 250 milyon dolar düzeyindeydi. Şimdi Türkiye'nin savunma sanayi ihracatı 5,5 milyar doları aştı." ifadelerini kullandı.
Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğunun savunma sanayiden ibaret olmadığını dile getiren Kacır, "Sanayinin ve teknolojinin tüm alanlarında kritik teknolojileri yerli ve milli olarak geliştirmek gibi bir hedefimiz var. Türkiye lider milli teknoloji girişimleri ortaya çıkararak küresel teknoloji yarışında bir adım öne çıkıyor. Bunun somut örneklerinden biri Türkiye'nin otomobilidir." diye konuştu.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür de 21. yüzyıl bilgi dünyasında artık bilginin nakledilmesinin bir anlamının olmadığını ifade etti.
Bilgiden yeni bilgiyi üretebilen, inovatif düşünebilen, teknolojileri okuyabilen ve öğrencisine bu ekosistemle ilham veren bir ortama ulaşmayı amaçladıklarını anlatan Yentür, bütün gayretlerinin bu yönde çocukları yarına hazırlamak olduğunu dile getirdi.
İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu da teknolojik imkanların öğrenme materyallerine ve kaynaklarına erişimi kolaylaştırdığını, aynı zamanda teorik eğitimi görsel bir deneyime dönüştürerek öğrencilere simülasyon ortamında eğitim olanağı sunduğunu belirtti.