Ulaşımda yeni gerçek: Mikromobilite

Geleneksel ulaşım yöntemlerine ikame olan bisiklet, scooter ve motosiklet gibi taşıtların sayısı giderek artıyor.

Giriş: 19.02.2024 - 11:19
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


Çevre kirliliği ve sürdürülebilirlik problemleri yaşanan büyük şehirlerde hızlı, ekonomik ulaşım çözümü sunan mikromobilite araçları, artık daha fazla tercih ediliyor. Bu gelişme son yıllardaki motosiklet satışlarına da yansıdı.  

 

HABER: DOÇ. DR. AYÇA DOĞANER

 

Otomotiv sektöründe dönüşüm yaşanırken, mobilite de yaygınlaşıyor. Küresel sürdürülebilirlik endişeleri ve gelecekte yaşanması muhtemel sorunlara yönelik çalışmalar, mobilitenin gelişmesine ön ayak oluyor. Dünya nüfusundaki artış ve kentleşmenin yaygınlaşması, ulaşımdaki problemleri de beraberinde getiriyor. Kentlerde artan trafik, park sorunu, trafikte harcanan sürenin fazla olması, son zamanlarda tercihleri değiştiriyor.

 

Mikromobilite, düşük hızlı ve küçük boyutlu kişisel mobilite cihazlarını ifade ediyor, bir veya iki yolcu taşıyabilen kişisel araçlarla yapılan ulaşım anlamına geliyor. Mevcut ve geleneksel ulaşım yöntemlerine alternatif olan bisiklet, scooter, kaykay ile bir veya iki koltuğa sahip küçük elektrikli araçlar en çok tercih edilen örnekler.

 

Avrupa, ABD ve Asya’daki şehirlerde milyonlarca insan paylaşılan mikromobilite seçeneklerini benimsedi. Paylaşılan mikromobilite sistemleri, mikromobilite cihazlarını kısa süreli kiralamalar için halkın kullanımına sunuyor.  

 

KENTSEL ALIŞKANLIKLAR

 

Mikromobilitenin hızla benimsenmesi, kentsel mobilite alışkanlıklarını dönüştürme potansiyeline işaret ediyor. Son iki yıl içinde scooterlar basit bir araçtan, şehirlerin trafik sıkışıklığını ve kirlilik seviyelerini azaltmasına ve yaşam kalitesini artırmasına yardımcı olabilecek sürdürülebilir bir paylaşılan mikromobilite seçeneğine dönüştü. 

 

MİKROMOBİLİTENİN FAYDALARI

 

Mikromobilitenin birçok faydası bulunuyor. Bunlardan bazıları şunlar: 

 

  • İklim değişikliği: Toplam CO2 emisyonlarının azalmasına katkı sağlar.
  • Hava kalitesi: Sera gazı emisyonu salgılamadığı için hava kalitesini bozmaz.
  • Gürültü: Karayolu trafiği kaynaklı gürültü azalır. 
  • Trafik sıkışıklığı: İstanbul’da bir kişinin yılda ortalama 15 günü trafikte geçiyor. Bu süre Paris’te yaşayan ortalama bir kişi için yılda 65 saat, Münih’te 49, Stockholm’de ise 35 saat. Bu durum üretkenlik kaybına yol açıyor. İşe gidip gelme süresinin azalması, refahın güçlü bir belirleyicisi ve yoksulluğun azaltılmasıyla bağlantılı.
  • Alandan tasarruf: Stockholm’de yapılan bir araştırma, şehirdeki alanın yüzde 50’sinin yollara ve otoparka ayrıldığını gösteriyor. Diğer Avrupa şehirlerinde de benzer oranlar var. 

 

YAKIT VE OKSİJEN

 

Türkiye’de 2019 yılında kurulan özel bir firma, kuruldukları günden bu yana 36 milyon 847 bin 34 kilogram oksijen ve 2 milyon 631 bin 931 kilogram yakıt tasarrufu sağladığını, aynı zamanda 11 milyon 622 bin 929 kilogram karbondioksitin doğaya salınmasını önlediklerini açıkladı. Bu bilgi, mikromobilitenin sağladığı faydalardan bir diğerini de gösteriyor.

 

Bir araştırma şirketi tarafından 2022 yılında bir aylık bir zaman aralığı için yapılan elektrikli scooter uygulamalarını içeren araştırmada, en çok talep gören firmaların toplamda 4.4 milyon ziyaretçisinin olduğu ileri sürülüyor. Mobil uygulamalar üzerinden kolayca kiralanabilen söz konusu ulaşım araçlarına nasıl büyük bir talep olduğu dikkat çekiyor.

 

PAZARDA BÜYÜME

 

Bu arada motosiklet pazarındaki istikrarlı büyüme devam ediyor. Ülkemizde mikromobilitenin yaygınlaştığının bir göstergesi de özellikle pandemi sonrası hız kazanan motosiklet pazarındaki veriler. Motosiklet pazarı, en çok büyüyen alanlardan biri. Son zamanlarda motokuryelerin artışı, ulaşım ve otomobil maliyetlerinin yükselmesi de motosiklete olan talebi artırıyor.  

 

TERCİHLER DEĞİŞİYOR

 

Teknoloji geliştikçe artık şehir içi kullanıma uygun elektrikli motosikletler de gündeme giriyor. Kentlerin yoğun trafiğinde tercih edilen kolay ulaşım, motosikletlerin daha fazla kişinin kullandığı bir mobilite aracı olmasına neden oldu. Son zamanlarda özellikle tercih edilen elektrikli motosikletler ise kullanım alanı bulmayı sürdürüyor. Küresel elektrikli motosiklet pazarının 2033 yılına kadar 163 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağı öngörülüyor. 

 

Büyüyen pazarda yatırım iştahı da artıyor. Motosiklet pazarının 2024 yılı için beklentileri yüksek. Birçok firma, özellikle elektrikli mobiliteye yatırım yapmayı tercih ediyor. Kentlerde daha fazla insanın talep ettiği özellikle elektrikli motosikletlerin sürdürülebilirlik ve mobilite anlamında tercih edilmesi de önemli bir gösterge niteliğinde.

 

MOTOSİKLET-OTOMOBİL KARŞILAŞTIRMASI

 

  • Trafikteki motosiklet sayısı 2019 sonu itibarıyla 3 milyon 331 bin 326 iken, 2020’de 3 milyon 512 bin 576’ya, 2021’de 3 milyon 774 bin 370’e, 2022’de 4 milyon 141 bin 914’e, 2023’te ise 5 milyon 79 bin 396’ya ulaştı.
  • Motosiklet satışlarında 2019 yılı ile karşılaştırıldığında, 2020 yılında yüzde 5.4, 2021 yılında yüzde 12.4, 2022 yılında yüzde 24.3, 2023 yılında yüzde 52.5 oranında artış oldu. 
  • Otomobil satışları ise 2019 yılı ile karşılaştırıldığında, 2020 yılında yüzde 4.8, 2021 yılında yüzde 9.6, 2022 yılında yüzde 14.1, 2023 yılında ise yüzde 21.7 oranında arttı. 

 

Otomobil satışları motosiklet satışlarının oldukça altında kalmış görünüyor. Burada otomobilin servet saklama özelliği göz önüne alındığında, motosiklet talebinin artışı daha da dikkat çekiyor.