Türkiye’nin ilk V kanat teknolojisiyle tasarlanan ve jet motorlu görünmez insansız savaş uçağı olan ANKA III, 2023 sonunda başlayan test süreçleriyle savunma sanayinde yeni bir dönemin temsilcisi oldu. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) tarafından geliştirilen platform, uçan kanat tasarımı, düşük radar izi, yüksek hız kabiliyeti ve geniş faydalı yük kapasitesiyle hem keşif-gözetleme hem de taarruz görevlerinde etkin rol üstlenecek. İlk uçuşunu 28 Aralık 2023’te başarıyla gerçekleştiren ANKA III, 2026 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine girmesi planlanan en ileri İHA sistemlerinden biri olacak.
40 BİN FEET, 10 SAAT
ANKA III, TUSAŞ’ın uçan kanat konseptine sahip ilk jet motorlu insansız hava aracı olarak tasarlandı. Kuyruksuz gövde yapısı ve yan stabilatörleri sayesinde düşman radarları tarafından tespit edilmesi son derece zor. Saatte yaklaşık 830 kilometre (0.7 Mach) hıza ulaşabilen sistem, 40 bin feet irtifada 10 saate kadar görev yapabiliyor.
YERLİ MOTOR
Aracın itki sistemi, TEI tarafından geliştirilen yerli üretim TF6000 turbofan motoruna dayanıyor. 6.000 lb itki gücüne sahip bu motor sayesinde ANKA III, jet motorlu sınıfta Türkiye’nin ilk milli İHA platformu olma özelliği taşıyor. ANKA III için bir sonraki aşamada çift motorlu TEI-TF10000 varyantıyla süpersonik süratlere ulaşan gelişmiş versiyonları da planlanıyor.
KAPASİTE VE KABİLİYET
Yaklaşık 7 ton kalkış ağırlığına sahip ANKA III, 1.200 kilogramlık faydalı yük kapasitesiyle dikkat çekiyor. İki dahili ve beş harici istasyonuyla platform, geniş bir görev yelpazesine sahip. Taşınabilecek sistemler arasında; elektro-optik/kızılötesi kameralar (EO/IR), sentetik açıklıklı radar (SAR), elektronik istihbarat sistemleri (COMINT/ELINT) ve elektronik harp sistemleri bulunuyor.
FAYDALI YÜK
Silah entegrasyonu açısından ise SOM-J seyir füzesi, lazer güdümlü roketler, TEBER-82, TOLUN ve LGK-81/82 gibi güdümlü mühimmatlarla görev yapabiliyor. Ayrıca, yüksek hızlı hedef İHA’sı Süper Şimşek, ANKA III üzerinden bırakılarak testleri başarıyla gerçekleştirdi. Uçakta yer alan modüler görev yükleri, ANKA III’ün hem askeri operasyonlarda hem de elektronik harp ve istihbarat görevlerinde kullanılmasını sağlıyor. Ayrıca, satıh ötesi kontrol (BLOS) bağlantı sistemleri sayesinde uzun menzilli ve karmaşık görevlerde komuta-kontrol avantajı da mevcut.
B-2 BENZERLİĞİ
ANKA III, genel tasarım itibarıyla ABD üretimi B-2 Spirit ‘uçan kanat’ stratejik bombardıman uçağını andırıyor. Her iki uçak da uçan kanat tasarımına sahip ve radar izi düşük görevlerde kullanılmak üzere geliştirildi. Ancak B-2’nin nükleer silah taşıma kapasitesi ve süpersonik hızı gibi farklılıkları bulunuyor. ANKA III, Türkiye’nin yerli savunma teknolojileriyle inşa ettiği, maliyet etkin ve modüler bir çözüm olarak öne çıkıyor. Savunma teknolojilerinde büyük bir sıçrama olarak görülen ANKA III, sadece havacılıkta değil, Türkiye’nin savunma sanayindeki yerlileşme hamlesinde de yeni bir kilometre taşı olarak yerini aldı. Yüksek teknoloji, yerli motor ve geniş görev kabiliyeti ile ANKA III, sahada dengeleri değiştirme potansiyeline sahip.
SERİ ÜRETİM
ANKA III’ün taarruz kabiliyetleri, 2025 başında TOLUN mühimmatıyla yapılan testlerle sahada doğrulandı. Ardından LGK-82 mühimmatıyla gerçekleştirilen atışlar da yüksek isabet oranıyla tamamlandı. Platformun 2026 yılı içinde TSK tarafından kullanılmaya başlanması bekleniyor.
STRATEJİK KABİLİYETLER
Hava savunma sistemlerini doyurma (Saturation attack)
Sürü İHA operasyonları
Elektronik harp ve aldatma
Taarruz görevi (Kamikaze/Minyatür Cruise İHA)
Otonom görev yeteneği
F-35’İN RADAR İZİNİ TAKLIT EDEBİLİYOR
TUSAŞ tarafından geliştirilen, hem yüksek hızlı hedef uçak hem de taarruz maksatlı kullanılabilen çok yönlü bir insansız hava aracı olan Süper Şimşek, genellikle hava savunma sistemlerinin test edilmesi ve personel eğitimi gibi görevlerde kullanılacak. 0.85 Mach hıza ulaşabilen Süper Şimşek, 700 km’den fazla menziliyle geniş bir operasyonel alan kabiliyetine sahip.
Süper Şimşek’in en dikkat çekici özelliklerinden biri, F-16, F-35 veya KAAN gibi ileri nesil savaş uçaklarının radar izini taklit edebilmesi. Bu sayede düşman hava savunma sistemlerini yanıltarak diğer İHA ve uçaklara saldırı fırsatı sağlıyor.