Buna göre rapor, iki kurumun işbirliğiyle 2014'te hazırlanan endeksle karşılaştırıldığında, Tekirdağ'ın 11. sıraya gerileyerek yerini Yalova'ya bırakması haricinde ilk 10 sıra içerisinde yer alan illerin değişmediği görüldü.
Raporla, ilk iki sırada yer alan İstanbul ve Ankara ile onları takip eden diğer iller arasındaki rekabetçilik gücü makasının gittikçe açıldığı tespit edildi. Rapora bir bütün olarak bakıldığında, üretim faaliyetinin profili bakımından son 10 yıl içerisinde Türk ekonomisinin içerdiği bölgesel dengesizliklerde bazı istisnalar dışında düzelme kaydedilmediği ortaya çıktı.
Buna göre, İstanbul'un üretim yükünü çekme bakımından üstlendiği yüksek ağırlık daha da artarken, ekonomik faaliyetin ve istihdamın İstanbul ve Ankara ile batı kıyı illerinde yoğunlaşması olgusunu değiştirecek yapısal değişiklikler bölgesel bazda gerçekleşmedi.
Ayrıca Orta Anadolu ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya nüfuz eden bir düzelme eğilimi saptanmadı.
Rapora göre, birinci sırada yer alan İstanbul'un ardından Ankara ikinciliğini, İzmir ise üçüncülüğünü korudu. 81 il arasında sıralaması ve rekabetçilik gücü 2014 endeksine göre en fazla yükselen iller Çorum, Ordu ve Kastamonu oldu.
Batı Karadeniz, rekabet gücünü en çok artıran bölge olarak dikkati çekerken, Ege, Batı Anadolu ve Akdeniz bölgelerinin rekabetçilik düzeylerinde düşüş yaşandı.
2023 rekabetçilik endeksinin son 10 sırasındaki iller 2014'e göre anlamlı bir değişiklik göstermezken, yalnızca kendi içlerinde yer değiştirdi. Tümü Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde olan 10 il, sondan geriye doğru sırasıyla Ağrı, Muş, Şanlıurfa, Şırnak, Bitlis, Van, Siirt, Hakkari, Mardin ve Batman oldu.
Endeksin son yüzde 20'lik dilimi de tamamıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinden oluştu. Endeks batı kıyı bölgeleri ve Marmara-Ankara ekseni arasında en yüksek değerlerine ulaşırken, rekabetçilik gücünün batıdan doğuya doğru gidildikçe zayıfladığı görüldü.
Açıklamada görüşlerine yer verilen TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin bölgelerarası gelişmişlik farkı dolayısıyla ekonomik ve refah dağılımında yaşanan adaletsizlik olduğunu aktardı.
Türkiye'nin rekabetçiliğinin genel ortalamasının yükselmesi ve iller arasındaki farkın kapanması için nitelikli iş gücüne, bunu sağlamak için de nitelikli eğitime ihtiyaç duyulduğunu belirten Sönmez, şunları kaydetti: "Başta Anadolu'da olmak üzere illerin rekabet gücü arasındaki farkı kapatacak tek yol nitelikli eğitim. Biz de bu nedenle TÜRKONFED olarak, Cumhuriyetimizin ikinci yüz yılında rotamızı eğitime çevirdik. Çünkü ülkemizdeki yapısal sorunların çözümüne odaklandığımızda aklımıza her ne kadar ekonomi ve siyaset kurumlarının güçlendirilmesi, bilim, teknoloji, inovasyon gibi alanlar gelse de bütün bu yapısal gelişmeleri mümkün kılacak unsur, orta eğitim tuzağının aşılması, yani eğitimli insan gücünün sağlanmasıdır. Rekabetçilik farkını nitelikli eğitimle kapatabiliriz."
EDAM Direktörü Sinan Ülgen de "Bir ülkenin bölgesel rekabetçilik endeksini belirlemek, ekonomik kalkınmışlık düzeyini değerlendirmek, yatırımları çekmek, kaynakları etkili bir şekilde yönetmek, stratejik politikalar oluşturmak ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için kritik bir öneme sahip. TÜRKONFED paydaşlığında EDAM'ın il bazında hazırladığı rekabetçilik analizinin, politika yapıcılara bölgesel kalkınma politikaları açısından ışık tutacağını ümit ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.