tatil-sepeti

HABER: MÜGE BİBER - ŞEREF KILIÇLI

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkan Yardımcısı Dr. İsrafil Kuralay, “Türkiye bir tedarik merkezi olarak öne çıkmaya başladı. Uluslararası kuruluşların yaptığı analizler de, Türkiye’nin küresel değer zincirlerinin radarına girdiğini gösteriyor Aynı şekilde, üretimde Çin’e alternatif arayan büyük alım şirketleri, tedarik için Türkiye ile temaslarını artırdı. Ayrıca fuar faaliyetlerinin yeniden hayata geçmesiyle birlikte Türk ürünlerine olan talebin de geçmişe göre artacağı yönünde beklentiler kuvvetleniyor” dedi.

AVDAGİÇ’E SAĞLIK TEMENNİSİ

Dr. Kuralay, Covid testi pozitif çıkan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’e vekaleten İTO’nun kasım ayı Meclis Toplantısı’nda bir konuşma yaptı.

Sözlerine, “Başkanımız Şekib Avdagiç Bey, Covid testi maalesef pozitif çıktığı için bugün sizlere hitap edemiyor. Şu an hastanede tedavi altında. Toplantı öncesi kendisiyle görüştüm, her şeyin yolunda olduğunu ve iyiye gittiğini, tedavisinin sürdüğünü, en kısa zamanda sizlerle bir arada olmayı dilediğini söyledi. Sayın Başkanımıza tekrar çok geçmiş olsun diyorum. Sağlığına kavuşmuş bir şekilde en yakın zamanda görevinin başına ve aramıza dönmesini Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum” diye başlayan Dr. Kuralay, ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İHRACAT REKORU

Dr. Kuralay, Meclis konuşmasında, Milli Mücadelemizin lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebedi yolculuğuna uğurlayışımızın 82. yıldönümünde saygıyla andıklarını söyledi. Dr. Kuralay, “Onun zor zamanlarda istiklâlimiz ve hürriyetimiz için yaptıklarını, Türk tüccarının önünü açan çalışmalarını her vakit minnetle hatırlayacağız” ifadesini kullandı. Dr. İsrafil Kuralay, 6.6 büyüklüğündeki İzmir depremine de dikkati çekti ve depremde hayatını kaybeden 115 vatandaşımızı rahmetle andıklarını belirterek, “Yaralılarımıza ve depremden etkilenen tüm İzmirlilere geçmiş olsun diyorum. İnşallah, depreme hazırlıksız yakalanma gibi olumsuzlukları artık geride bırakırız” dedi.

İTO Başkan Yardımcısı Dr. Kuralay, eylül ayındaki artışın yanı sıra ekim ayındaki ihracat rakamının da, hem bu yılın en yüksek aylık ihracat rakamı hem de Cumhuriyet tarihinin aylık ihracat rekoru olduğunu belirterek, “Salgın koşullarında bu başarı, Türk iş dünyasının girişimciliğinin ve çalışkanlığının bir göstergesidir” diye konuştu.

REHAVETE ASLA KAPILMAMALIYIZ

Koronavirüsün ekonomide ve toplumsal hayatta yıkıcı etkilerini sürdürdüğüne dikkati çeken Dr. İsrafil Kuralay, şöyle devam etti: “Dünya, virüsü kontrol altına almak için savaş veriyor. Türkiye de bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyor. Şunu unutmayalım; rehaveti affetmeyen bir virüsle karşı karşıyayız. Dolayısıyla tedbiri elden bırakmamalıyız, rehavete asla kapılmamalıyız. Küresel bir ilaç şirketinin, Almanya’da Türk profesör Uğur Şahin’in CEO’su olduğu BioNtech firmasıyla birlikte aşıyı bulduğu haberleri geldi. Tabii bu aşı tek olmayacak. Türk bilim insanları da aşı konusunda son aşamaya doğru ilerliyor. İnşallah gerek aşı, gerekse ilaç anlamında 2021’de Covid-19 salgınını önemli ölçüde geride bırakacağımıza inanıyoruz. O zamana kadar virüs mutasyona uğrarken, biz de Covid’le yaşamayı her geçen gün daha iyi öğreneceğiz.”

‘O DEMİR YUMRUĞUN KÖKÜ TÜRKİYE’DİR’

İTO Başkan Yardımcısı Dr. İsrafil Kuralay, işgal altındaki Dağlık Karabağ’ın kurtuluşu sebebiyle kardeş ülke Azerbaycan’ın sevincini paylaştıklarını söyledi. Dr. Kuralay, şöyle konuştu: “Allah’a şükürler olsun ki, Dağlık Karabağ’ın geri alınması için Azerbaycan’ın ortaya koyduğu kararlı mücadele sonuç verdi. Azerbaycan, hem masada hem sahada kazandı. İlham Aliyev’in dediği gibi “Ermeniler, ateşkes anlaşmasını kendi istekleriyle değil, Azerbaycan’ın demir yumruğu sayesinde” imzaladı. Arkadaşlar, o demir yumruğun kökü de Türkiye’dir. Türkiye güçlü olunca, savunma sanayi yerli ve milli olunca; dostlarımız da güçlü oluyor, kaybettiklerini kazanıyor. Azeri kardeşlerimizi, İstanbul iş dünyası olarak tebrik ediyoruz. ‘Çırpınırdı Karadeniz’ türküsündeki ‘Azerbaycan bayrağını / Karabağ’da asacağız’ dizelerini bize gösteren Yüce Allah’a hamd ediyoruz.”

ABD İLE TİCARET HACMİ ARTMAYA DEVAM EDİYOR

ABD seçimlerine değinen Dr. İsrafil Kuralay, “Trump-Biden yarışının galibi, Biden oldu. İki ülkenin zaman zaman gerginleşen siyasi ilişkilerine rağmen ticari ilişkilerimiz artmaya devam ediyor. Son 10 yıla baktığımızda, Türkiye’nin ABD’ye ihracatı kademeli olarak artış gösteriyor. 2010’da Türkiye’nin bu ülkeye ihracatı 3.8 milyar dolar düzeyindeydi. Geçen yıl 8.3 milyar dolar oldu. 2020’de ise bu rakamın aşılacağı öngörülüyor. Türkiye, geçen yıl 167.9 milyar dolarlık ihracat yaparken, bunun yaklaşık yüzde 5’ini ABD’ye gerçekleştirdi. 223 milyar dolarlık ithalatımızda ABD’nin payı ise yüzde 5.5 oldu. İki ülke dış ticaretinde son 10 yılda ihracatın ithalatı karşılama oranı da Türkiye’nin lehine gelişiyor” değerlendirmesinde bulundu.

LÜTFİ ELVAN VE NACİ AĞBAL’A TEBRİK MESAJI

İTO Başkan Yardımcısı Dr. İsrafil Kuralay, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden affını isteyen Berat Albayrak’a teşekkür ederken, yeni Bakan Lütfi Elvan’a başarı dileklerini iletti. Dr. Kuralay, “Sayın Bakanımızı, Ekonomik İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı iken Odamız’da ağırlamış, ekonomik gelişmelerle ilgili görüşlerimizi kendisiyle paylaşmıştık.

Sayın Elvan’ın, Türkiye’nin en büyük Odası İstanbul Ticaret Odası ve iş dünyası ile sıkı iletişim içinde olacağına inancımız tamdır” dedi. Dr. Kuralay, Merkez Bankası Başkanlığı’na atanan Naci Ağbal’ı da tebrik etti. Kuralay, “Yeni Merkez Bankası Başkanımız, Türkiye ekonomisini ve iş dünyamızı iyi bilen bir isim olarak ekonomi çevrelerine güven verdi. Bu değişikliklerle, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu doğrultusunda, ‘üreten Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu düzenleme ve destekleri de kapsayacak’ önemli bir sürece girdiğimiz kanaatindeyiz” diye konuştu.

MECLİS’TEN YANSIMALAR

EL BİRLİĞİYLE DÖNÜŞÜMÜ BAŞARALIM

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, video konferans yöntemiyle yapılan Meclis Toplantısı’ndaki konuşmasında, “Salgınla mücadelede ikinci döneme girdik” diyerek yeni tedbirlere dikkat çekti.

Oran, ayrıca İzmir’deki depremde hayatını kaybedenler için rahmet dileklerini ifade etti ve şunları söyledi: “Depremler hayatın gerçeği, fakat dayanıksız yapılar kader değil. Burada asıl mesele hazırlıklı olmak. Bizler devletin öncülüğünde özel sektör, bina sakinleri olarak el birliğiyle hareket edersek, dönüşümü daha da hızlı şekilde başarabiliriz.”

Dünya çalkalanırken Türkiye’nin huzur ve istikrar adası olmasının hazmedilemediğini belirten Öztürk Oran, “Türkiye’yi bir kıskaca almaya çalıştıkları aşikar. Ama bu milletin karakterinde korku yoktur. Mücadelemizi sürdüreceğiz. Hakkımız olandan vazgeçmeyeceğiz.

Ülkemizi refaha kavuşturmak için en iyi bildiğimiz işi yapmaya, üretmeye, ticarete kararlılıkla devam edeceğiz” dedi.

Dağlık Karabağ’daki işgal ve mezalimin son bulduğunu hatırlatan Oran, “Ne mutlu ki; Azerbaycan’ın haklı davası, büyük bir başarıyla taçlandı. İşgalden kurtarılan bölgelerin imarı, buradaki alt yapı ve üst yapının inşası gibi hakikaten çok önemli meseleler var. İvedi şekilde hareket ederek iş dünyalarımızın güçlü birlikteliğini sahadaki imar ve inşa faaliyetlerine yansıtmalıyız” diye konuştu.

Yerli üretime önem vermeliyiz
Rasim Bilgehan-Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi: Uzmanlara göre 1999 depreminden sonra İstanbul’da, gelecek 30 yılda 7.5 şiddetinde deprem bekleniyordu. Türkiye nüfusunun beşte biri İstanbul’da. Ekonomide de en büyük paya İstanbul sahip. Şehrimiz olası bir depreme ne kadar hazır? Bu, hemen cevaplanması gereken bir soru. Ekonomide gündelik iniş çıkışlar var. Reddetmek mümkün değil ama iş dünyamız şikayet etmiyor, çalışıyor, çözüm üretiyor. Asıl isteğimiz, özellikle döviz cephesinde ani iniş çıkış yaşamamak. Dövizde denge ithalatçı ve ihracatçıyı rahatlatır. Makroekonomik çözümlerin dışında mikro ölçekte de yapılacaklar var. Sektörlerin talepleri Ankara’ya iletildikçe çözümlere kavuşacağız. Savunma sanayinde yüzde 70’lere ulaşan yerli üretim modelinin bütün sektörlerde gerçekleşmesi dileğimiz. Yerli üretimi çoğaltmazsak, kur, faiz ve enflasyon üçgeninde dolaşıp dururuz.

İhtisas sanayi organize bölgesi istiyoruz
Yurdal Tufan-Orman Ürünleri Meslek Komitesi: Sektörümüzde yüzde 18 olan KDV oranının yüzde 8’e indirilmesini ve bunun kalıcı olmasını istiyoruz. Döviz kurlarının yüksek olmasından dolayı sektörün ‘sunta mdf’ gibi ürünlerin tedarikinde sıkıntılar oldu. Üretici firmalar ihracat yapıyor. Bu da iç piyasada zorluk yaratıyor.

İçeride üretilen ürünlerden fazlalık olanlar ihraç edilmeli. Sektörün yıllardır dile getirdiği bir diğer talebi de hem Avrupa hem Anadolu yakasında mobilya imalatçıları ile birlikte olacağımız ihtisas sanayi organize bölgelerinin hayata geçirilmesi. Apartman altında ve bodrumda yapılan imalatlar verimli olmuyor, daha geniş alanlar gerekiyor. Bu, aynı zamanda şehir içi trafiği de rahatlatır.

Magnezyumdaki ithalat vergisi kaldırılmalı
Ali Bakaner-Demir Dışı Metaller Meslek Komitesi: Magnezyum için uygulanan ithalat vergisinin kaldırılmasını istiyoruz. Bir de tevkifat uygulaması 7/10 oranında uygulanmaya başladı. Sektör olarak sıkıntı içindeyiz ve bu uygulamanın eski oranına, yani 5/10 oranına dönmesini talep ediyoruz.

Kömür doğru kullanılırsa iyi bir alternatif
Hüseyin Akarçeşme-Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi: Azerbaycan’ın Karabağ başarısını tebrik ediyorum. Sektörümüzün ana konusu kömür. Isınma amaçlı kömür birinci sırada geliyor. Kış geliyor, bu yüzden kömürle alakalı hatırlatmalar yapmalıyız. Doğalgaz dışında alternatif enerjiler de kısmen kullanılıyor. Kömürün yerini doğalgaz aldı gibi gözükse de sanayide ve sobalı evlerde halen kömür kullanılıyor.

Şu anda kömür fiyatları doğalgaza göre daha ekonomik. Kömür ısınmada hayatımızdan çıkmadığı gibi imalat sanayinde de hammadde olarak kullanılıyor. Kömürde ruhsatlı ürünlerin kullanımına dikkat etmek ve doğru kullanım büyük önem taşıyor.

Fransa’nın İslam’a karşı tutumu beni etkiledi
Orhan Albayrak-Eğitim Meslek Komitesi: Fransa’da yaşananlar bir Müslüman ve Türk olarak beni etkiledi. 1789 yılında yaşanan devrimden sonra Fransa ikiye bölündü. O tarihten sonra Fransa’dakiler için medeni olmanın ölçüsü Fransız olmak oldu. Başka medeniyetleri kabul etmiyorlar. Tabii ki ticareti hepimiz Fransızlarla yapacağız ama bilinsin ki, Fransızların İslam’a karşı duruşları 1789 yılından beri böyle.

Külliye’de dış ticaret ofisi kurulmalı
Serdar Keskin-Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi: Başkanlık sistemine geçildiğinde, “Ofis ve kurullar politikayı belirleyecek, Bakanlıklar da uygulayacak” denilmişti. Ama Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde dış ticaret ile ilgili bir ofis yok. Bunun kurulmasını istiyoruz.

Kalifiye eleman açığımız var
Ali Ekber Özkan-Mobilya Meslek Komitesi: Avrupa ve Anadolu yakasında organize sanayi bölgeleri var. Ancak yeni ihtisas sanayi organize bölgelerine de ihtiyaç var. Sektör olarak hem Avrupa hem Anadolu yakasında ihtisas sanayi bölgesine ihtiyaç duyuyoruz. Mobilya sektöründe halen apartman altında üretim yapan birçok firma var. Kentsel dönüşümde bu işletmeler yer sorunu yaşayacak ve ortada kalma tehlikeleri var. O yüzden ihtisas sanayi bölgeleriyle bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Sektörümüz istihdam deposu. Önemli oranda istihdam sağlıyor.
Ancak kalifiye eleman konusunda önemli bir açığımız var. Milli Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği arasında mesleki eğitim konusunda bir anlaşma var. Bu anlaşma kapsamında, sektörümüzün eleman ihtiyacı için de bir girişimde bulunulmalı. İhtisas sanayi bölgeleri oluşturulursa bölgeler bu konuda da fayda sağlayacak.

Kooperatif genel kurulları için eşgüdüm sağlanmalı
Hacı Demir-Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Yeni torba yasa TBMM’den geçti. Vergi ve sigorta gibi kamuya olan borçlar vadelendirildi. Ancak torba yasa içinde odaların da talep ettiği matrah artırımı, stok affı ve kasaya ilişkin geçmişteki yapılandırmaların benzeri bir düzenleme, maalesef maliye idaresinin olumsuz görüşü yüzünden ortaya çıkamadı. Bu anlamda piyasanın talebi tam olarak karşılandı diyemeyiz. Bununla birlikte torba yasada, Ticaret Odası üyelerimizin sosyal güvenlik alanında Bağ-Kur statüleriyle ilgili bir düzenleme de getirildi. Prim borcu olan Bağ-Kur sigortalılarına primler aksadığında 10’uncu ayın sonuna kadar ödemedikleri zaman bir silme hakkı getirdiler. İleride tekrar isterlerse bu paraları cari primle canlandırmayla satın alma hakkı getirildi. Büyük ticaret merkezlerinde kooperatif şeklinde olanlarda genel kurullarına ilişkin süreç sürüyor. PERPA’nın bağlı olduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 1 Aralık 2020 tarihine kadar genel kurulu erteledi. Ancak önümüzü göremiyoruz.

Şu ana kadar herhangi bir düzenleme yayınlamadılar. Genel kurul süreçleri yaklaşık 50 gün öncesinden başlatılıyor. Dolayısıyla ilgili bakanlıkların kooperatiflere bir an önce bildirim yapması gerekiyor. Son gün bildirim yaptıklarında, daha önce sürece başlanmış, masraflar yapılmış oluyor. Bu yüzden gereksiz masraflarla karşılaşıyoruz. Takvimimiz sıkıştı.

İTO Yönetimimizin gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerek Ticaret Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla temas ederek eşgüdümü sağlamasını talep ediyoruz. Geçen sefer bakanlıklar farklı düzenleme yayımladı.
Bu konuda İTO Yönetimimizden destek bekliyoruz. İstanbul Valiliği’nin mesai düzenlemesini pandemideki bulaşıcılığı azaltması ve trafiği rahatlatması açısından olumlu karşılıyoruz. Valilik, eğitim ve diğer alanlarda da bu koordinasyonu sağlamalı ve pandemideki bulaşıcılığın biraz daha önüne geçilmeli.

Emlakçılar günü talebimiz var
Nuri Özelmacıklı-Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi: Kasım ayı emlak vergilerinin ödenme zamanı. Emlak vergilerinin ikinci taksidinin ödenmesi 30 Kasım’da sona eriyor. Önceden komşu parselin ön alım hakkı ve şufa hakkı vardı. Yeni yürürlüğe giren bir düzenleme ile sınırdaş maliklerin şufa yani ön alım hakkı kaldırıldı. Sektörümüzün yeni yönetmeliği 14 Ekim’de yürürlüğe girdi. Bu sebeple 14 Ekim’in ‘emlakçılar günü’ ilan edilmesi için bir talebimiz var. Bu konuda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bir teklif gönderilmesini talep ediyoruz.

Gençlerin istihdamına destek verilmeli
Ergun Kont-Bilgi Teknolojileri Meslek Komitesi: Merkez Bankası Başkanı ile Hazine ve Maliye Bakanı değişti. Döviz kurlarına bir yansıması oldu. Finansal piyasaların manipülasyonuyla tüm dünyada bir emek sömürüsü söz konusu. Kur bir anda 8.40’a niye çıkıyor, 7.80’e niye iniyor? Döviz kurlarını aşağıya çekmek için faiz artırımı konuşuluyor. Ancak reel sektörün, iş dünyamızın faiz artırımı talebi olduğunu düşünmüyorum. Döviz kurunda kalıcı düşmeyi temenni ediyoruz. Sıcak para ile bu sorunlar çözülmez. Kalıcı ve doğrudan yatırımlar ülkemize fayda sağlar. Genç işsizlik konusunda tüm sektörlerimize destek olunmalı. Üniversitelerden her yıl 1 milyon civarında öğrenci mezun oluyor. Tecrübesiz diye tercih edilmiyorlar. Zor bir dönemden geçiyoruz fakat gençlere de sahip çıkmak gerekiyor. Üniversite mezunlarına destek için birtakım destek mekanizmaları harekete geçirilmeli. Gençlerin çalıştırılması konusunda teşvikler olmalı. Mesela, 50 kişi çalıştıran bir işletmenin 2 genci işe alması demek, iki genci iş dünyasına katması anlamına geliyor. Gençlerin istihdamı konusunda devlet de işverene destek olmalı.

16 Kasım 2020 Pazartesi

Etiketler : Gündem