tatil-sepeti

Türkiye, dünyanın en büyük gıda ve içecek fuarı Anuga’ya, 391 firma ile adeta çıkarma yaptı. Almanya’nın Köln kentinde gerçekleştirilen fuarda, 286 firma İTO şemsiyesi altında, 105 firma da bireysel olarak Türk lezzetlerini dünyaya tanıttı.

 

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, elektrikli cihazlar gibi gıda etiketlerine de su ayak izi yazılması önerisinde bulundu. Avdagiç, “Bu uygulama, tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi ve sürdürülebilirlik açısından önemli bir işlev görebilecek” dedi. 

 

DOĞAN ERDOĞAN / KÖLN

 

Türkiye, Almanya’nın Köln kentinde düzenlenen dünyanın en büyük gıda ve içecek fuarı Anuga’ya, 391 firma ile adeta çıkarma yaptı. İstanbul Ticaret Odası’nın düzenlediği Türkiye milli katılım alanında 286 firma bulunurken, 105 şirket de bireysel olarak katılarak Türk mutfağının lezzetlerini ve çeşitliliğini dünyaya sergiledi. Türkiye, Anuga Fuarı’na katılan 118 ülke arasında, ev sahibi Almanya hariç tutulduğunda katılımcı sayılarına göre, İtalya ve İspanya’nın ardından 3’üncü büyük ülke oldu.


 

10 İHTİSAS SALONUNDA

 

Bu yıl, 7-11 Ekim tarihlerinde ‘sürdürülebilir büyüme’ temasıyla gerçekleştirilen fuarda Türkiye, yaklaşık 8 bin metrekarelik alanda ve 10 ayrı ihtisas holünde yer aldı. Bu salonlar, unlu mamuller, dondurulmuş gıda, organik gıda, işlenmiş et ürünleri, ev dışı tüketim, sıcak içecekler, içecekler, et ve kümes hayvanları, süt ve süt ürünleri ve genel gıda. Dünya çapında 8 bine yakın firmanın stant açtığı fuarı, 169 binden fazla profesyonelin ziyaret etmesi bekleniyor.

 

PLANLI ÜRETİM DÖNEMİ

 

Fuarın açılışına katılan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Anuga Fuarı’nda stant açan firmaların Türk damak tadının zenginliğini ve çeşitliliğini dünyaya tanıttığını söyledi.


 

Avdagiç, hükümetin yeni Orta Vadeli Program (OVP) ile de gündeme aldığı tarımsal üretimin planlanmasına ilişkin olarak, “Açıklanan yeni tarım politikasıyla esasen geç kaldığımız planlı üretim dönemine geçiyoruz. Ekonomimiz büyüdükçe tarımın küçüldüğü tabloyu değiştirmeliyiz. 2023’ün ilk yarısında ekonomik büyüme yüzde 4’e yaklaşırken, ilerleyen dönemde tarımın da aynı performansı göstermesini umut ediyoruz” diye konuştu.

 

OVP’deki tarım hedefleri ve atılan adımlarla Türkiye’nin tarımda yeni bir sayfa açtığını vurgulayan Avdagiç, “Tarımsal üretimin planlanması sürecinde, gıdada sürdürülebilir üretimin de öncelikli hale getirileceğine inanıyoruz. Tarımda verimliliği artıracak teknolojilere daha çok yatırım yapmalıyız. Türkiye’yi tarımda yeni bir çağa taşıyacak reformları bir an önce hayata geçirmeliyiz. Bu çerçevede iklim değişikliği ve kuraklık ile mücadelede yeni teknolojiler kullanılması, tarımsal veri temini ve rekolte tahmininde yapay zeka, coğrafi bilgi sistemleri oluşturulması, ortalama yaşın 60’a yaklaştığı tarım sektöründe genç nüfusun tarıma özendirilmesi gibi hedefleri çok yerinde buluyoruz” dedi. 

 

GENEL TARIM SAYIMI 

 

Avdagiç, sulama altyapısının güçlendirilmesi, özellikle stratejik ürünlerde kendi kendine yeterlilik oranının artırılması, Sera Organize Tarım Bölgeleri’nin kurulması gibi kritik başlıkların bulunduğu yol haritasının ellerinde olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: 

 

“Tarım ve Orman Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) başlattığı Genel Tarım Sayımı da bu vizyona yönelik atılacak ilk ve en doğru adım oldu. İşletme bilgisi, hayvan sayısı, arazi bilgisi gibi akla gelen tüm tarımsal verilerin kayıt altına alınması, planlı tarım ve hayvancılık politikalarımıza yön verecek. Şimdi tek tek bu adımları hayata geçirecek eylemlere odaklanmalıyız.”

 

7 AYDA 14.5 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT 

 

Şekib Avdagiç, Türkiye’nin, son yıllara kadar tarımda ‘kendine yeten ülke’ konumunu koruyarak, bir yandan da ihracatını artırmayı hedeflediğini belirtti. Ancak salgın, Rusya-Ukrayna savaşı, kuraklık ve sürdürülebilirlik kaygılarıyla bu tablonun son dönemde ‘ithalat bağımlılığı’na doğru evrilmeye başladığını gördüklerini aktaran Avdagiç, “Pek çok ülke aynı tablo ile karşı karşıya. İşte tam da bugün harekete geçmeye ihtiyacımız var. Geleceğin teknolojilerini, stratejik ürünlerdeki arz güvenliğini ve dolayısıyla etkin bir tarımsal planlamayı devreye almalıyız. Geleceğin stratejik sektörlerinden biri olan tarım, Türkiye’nin doğal olarak avantajlı olduğu bir alan. Bu avantajımızı kullanmak, ülkemizi gelişmiş ülkeler ligine çok daha hızlı taşıyacaktır” dedi. Avdagiç, Türkiye’nin tarım, gıda ve içecek sektöründe bu yılın ilk 7 ayında 14.5 milyar dolarlık ihracat yaptığını hatırlatarak, “2023’ün ilk 7 ayında ihracatımızın yüzde 13’ü buğday, ayçiçeği ve fındıktan oluşuyor. Yine 7 ayda ithalatımız 14.1 milyar dolar. Geçen yılın tamamındaki ihracatımız ise 25 milyar dolar seviyesinde olmuştu. Potansiyelimizin 25 milyar dolardan çok daha fazla olduğu muhakkak. Anuga’da da bu potansiyelimizi dünyaya gösteriyoruz” dedi.

 


GIDA ETİKETİNE ‘SU AYAK İZİ YAZILSIN’

 

Küresel ısınmaya bağlı iklim krizi, kuraklık ve su kaynaklarının hızla tükenmesi dikkate alındığında, mevcut tablonun sürdürülebilir olmadığının açıkça görüldüğünü belirten Başkan Şekib Avdagiç, “Dünyanın 10 büyük tarım üreticisinden biri konumundaki Türkiye’nin de bu alanda önemli bir sınavla karşı karşıya bulunduğunu biliyoruz. Besbelli ki, bundan böyle gıda ürünlerinin ticaretinde fiyatla birlikte, hatta giderek fiyat yerine, sürdürülebilirlik kriterlerini gözeten rekabet unsurlarının, bu yöndeki ihtiyaçlara uygun olarak, öne çıktığını göreceğiz” dedi. Su tasarrufuna dikkati çeken Avdagiç, şöyle devam etti: “Araştırmalara göre, 1 kişinin 

3 öğün yemekte tükettiği gıdanın üretimi için kullanılan ortalama su 7 bin 500 litreyi buluyor. Elektrikli cihazlarda enerji tüketimi sınıflandırmasına benzer şekilde, gıda ürünlerinin etiketlerinde de yeşil, mavi, gri renklerle ‘su ayak izi’nin belirtilmesinde büyük yarar var. Böyle bir uygulama, tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi ve sürdürülebilirliğin gözetilmesi bakımından önemli bir işlev görebilecek.”

 

GIDA FİYATLARI HÂLÂ YÜKSEK

 

Küresel gıda fiyatlarının, Mart 2022’den bu yana aşağı yönlü bir seyir izlese de salgın öncesi seviyesinin hâlâ yüzde 30 üzerinde kalmaya devam ettiğini aktaran Avdagiç, çatışmaların, iklim şoklarının ve Covid-19 salgınının tetiklediği krizin yanı sıra Ukrayna’daki savaşın da gıda, enerji ve gübre maliyetlerini yukarı çektiğini dile getirdi. Avdagiç, “Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre, salgın öncesinde 53 ülkede 135 milyon civarındaki insanın akut gıda güvensizliği ve gıdaya erişimi risk altındayken, bu sayı bu yıl 79 ülkede 345 milyona yükseldi” diyerek, artan nüfusun, değişen tüketim alışkanlıklarının, iklim krizinin, su kaynaklarının azalmasının, hızlı kentleşmenin, kırsaldan kente göç gibi etkenlerin tarımsal üretim üzerindeki baskısını acilen azaltmanın yolunu bulmak zorunda olduklarının altını çizdi.



Fuarın açılışına Türkiye’nin Köln Başkonsolosu Turhan Kaya, Düsseldorf Başkonsolosu Ali İhsan İzbul, Düsseldorf Ticaret Ataşesi İrem Nur Konuk, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Başkan Yardımcıları Mehmet Develioğlu ve Ahmet Özer, Yönetim Kurulu Üyesi Bahadır Yaşık ve Genel Sekreter Prof. Dr. Nihat Alayoğlu katıldı. Heyet, Türk stantlarını gezerek, şirketlerin faaliyetleri hakkında bilgi aldı.


16 Ekim 2023 Pazartesi