ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci dönemine başlamasından bu yana 6 ay geçti. Bu dönemde Trump’ın uyguladığı katı ticaret politikaları, en yakın müttefiki olan Avrupa ülkeleriyle de arasını açtı.
Yıllık 1.5 trilyon Euro’yu aşan toplam hacimle dünyanın en büyük ikili ticaret ve yatırım ilişkisine sahip olan AB ve ABD; aynı zamanda dünyanın en entegre ekonomik ilişkisini de yürütüyordu.
Mal, hizmet ve yatırımlar dikkate alındığında, AB ve ABD birbirlerinin en büyük ticaret ortakları konumunda. AB, geçen yıl ABD’ye 532.3 milyar Euro’luk mal satarken, 335 milyar Euro değerinde ürün aldı.
Trump, bu ticaret sonucunda AB tarafının 197.3 milyar Euro fazla vermesinden rahatsız. AB ve ABD arasında tarifeler konusunda yaşanan gerilimin çözülmemesi ve 1 Ağustos’ta yeni gümrük vergilerinin uygulamaya girmesi halinde karşılıklı ticaret, fiilen durma noktasına gelme riski taşıyor.
Yaşanan bu durum ihracatının yarısını AB’ye yapan Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Trump’ın bugüne kadar AB için aldığı bu kararlar, hem risk hem de fırsatları beraberinde getiriyor.
STRATEJİK BİR KALDIRAÇ
Türk-Amerikan İşadamları Derneği (TABA-AmCham) Genel Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yüzde 50’sinin AB ülkelerine yöneldiğini belirterek, ABD’nin AB ürünlerine uygulayacağı yüzde 30’luk ilave gümrük vergisinin Türkiye’yi dolaylı yoldan etkileyebileceğini söyledi. Özellikle AB üzerinden ABD’ye yapılan dolaylı ihracat ve transit ticarette maliyet artışlarının yaşanabileceğine işaret eden Sanlı, tedarik zincirlerinde aksama ve genel ticaret hacminde daralmanın da olumsuz senaryolar arasında yer aldığını belirtti.
Bu gelişmelerin Türkiye açısından olumlu bir yönü de bulunduğunun altını çizen Sanlı, şöyle konuştu: “AB’ye yüzde 30 oranında vergi uygulanacakken bu oranın, Türkiye için yüzde 10 seviyesinde kalması, Türkiye’nin ABD pazarında rekabet avantajı elde etmesini sağlayabilir. Bu da ihracatçılarımız için önemli bir fırsat penceresi açıyor. Türkiye’nin ABD ile ticari ilişkilerini artırmak için bu dönemi stratejik bir kaldıraç olarak kullanması mümkün. Bu noktada dikkat çeken bir diğer husus ise ABD’nin ilave gümrük vergileri müzakerelerinde İngiltere’nin süreci başarıyla tamamlaması. Hindistan’la müzakereler ise hâlâ devam ediyor. Türkiye’nin de benzer diplomatik adımlarla ABD ile ticari pozisyonunu sağlamlaştırması önemli. Asya Pasifik bölgesine uygulanacak yüksek oranlı vergiler, Türkiye için ABD pazarına daha güçlü açılım fırsatları doğurabilir.”
KORUMACI TEPKİLER GELEBİLİR
Sanlı, AB’nin olası misillemesinin, küresel ticarette dalgalanmaları artırabileceğine dikkat çekerek, “Gümrük duvarlarının yükselmesi; ticaret hacimlerinde daralma, maliyetlerde artış ve tedarik zincirlerinde kırılmalar gibi etkiler doğurabilir” dedi. Bu durumun birçok ülkenin daha korumacı politikalar izlemesine neden olabileceğine değinen Sanlı, olası gelişmeleri şöyle özetledi: “Gümrük duvarlarının yükselmesi ve serbest ticaret ilkesinin zayıflaması, özellikle liberal ekonomiler açısından büyük bir tehdittir. Türkiye, ihracata dayalı büyüme stratejisi yürüten bir ekonomi. Halihazırda dış ticaretin gayri safi milli hasılaya oranı yüzde 67 düzeyinde. Bu oran, ABD’de yüzde 25, Çin’de yüzde 37, AB’de ise yüzde 95. Dolayısıyla Türkiye de küresel ticaret gerilimlerinden doğrudan etkilenecek ülkeler arasında. ABD ve Çin gibi büyük iç tüketim pazarlarına sahip ülkeler, ticaret ve muhtemel kur savaşlarından daha az etkilenirken; AB, Asya-Pasifik ve Türkiye gibi rekabetçi ekonomiler ciddi risk altında.”
TÜRK ÜRÜNLERİNE İLGİ ARTAR
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak ise Trump’ın 1 Ağustos itibarıyla AB menşeli ürünlere yüzde 30 oranında gümrük vergisi uygulamayı planlamasının Türkiye’yi doğrudan ve dolaylı olarak etkileyebileceğine işaret etti. Yumuşak, “AB menşeli ürünlerin ABD pazarında fiyat açısından dezavantajlı hale gelmesi, Türk ürünlerine olan ilgiyi artırabilir. Aynı zamanda, yüksek gümrük vergileri nedeniyle AB’de üretim yapan bazı uluslararası firmalar, daha düşük tarifeli ülkelerde üretim yapmayı tercih edebilir. Bu da Türkiye için yeni yatırım ve ihracat fırsatları doğurabilir. Ancak bu fırsatların değerlendirilebilmesi, Türkiye’nin üretim altyapısı, teknoloji kapasitesi ve yatırım ortamının uygunluğuna bağlıdır” dedi.
Yumuşak, öte yandan Trump’ın vergi kararının AB ürünlerini ABD’de daha pahalı hale getirerek AB ekonomisinde yavaşlamaya yol açabileceğini ifade ederek, şöyle konuştu:
“AB ekonomisindeki olası bir durgunluk Türkiye’nin AB’ye yaptığı ihracatı olumsuz etkileyebilir; zira Türkiye özellikle otomotiv, tekstil ve kimya alanlarında AB’ye ara ve nihai mal tedarik eden önemli bir aktördür. AB’nin ABD’ye misilleme amacıyla kendi gümrük vergilerini artırması ise küresel ölçekte ticaret savaşlarının alevlenmesine neden olabilir. Bu tür bir gelişme, dünya ticaret hacmini daraltarak Türkiye gibi dış ticarete bağımlı ekonomiler için risk teşkil edebilir.”
LOKALLEŞEREK GLOBALLEŞME STRATEJİSİ
TABA-AmCham Genel Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, önümüzdeki süreçte Çin ve AB’nin ardından ABD ile yüksek ticaret hacmine sahip Asya-Pasifik ülkeleri ve Latin Amerika’daki bazı pazarların da etkilene-bileceğini belirterek, şunları söyledi: “İlave gümrük vergileri özellikle otomotiv, çelik, elektronik, kimya ve tarım gibi sektörlerde hissedilecek. Ancak, ABD’nin stratejik ortaklarına yönelme eğilimi sayesinde Türkiye gibi ülkeler için önemli fırsatlar doğabilir. ABD yönetimi, üretimi yeniden kendi topraklarına çekmek için tarihinin en büyük yatırım teşvik paketlerini açıklamaya hazırlanıyor. Bu da Türk firmaları için ABD’de eyaletler bazında yatırım yapma ve ‘glokalizasyon’ (lokalleşerek globalleşme) stratejisini hayata geçirme açısından büyük bir imkân. Türk şirketlerinin verimlilik ve ölçek sorunlarını aşmaları kritik öneme sahip.”
AB’NİN 72 MİLYAR EURO’LUK MİSİLLEME HAZIRLIĞI
Ticari konuların yapıcı biçimde müzakere edilerek çözülebileceği görüşünde olan AB yetkilileri, gerektiği takdirde ise bir karşılık verileceğine işaret ediyor. Müzakereler sonucunda her iki taraf için de kabul edilebilir şartlarda bir anlaşma sağlanması gerektiğini vurgulayan AB yetkilileri, bütün senaryolara karşı da hazırlık yapıyor. AB, öncelikle ABD’nin çelik ve alüminyum tarifelerine karşılık olarak misilleme yapacak. Bu kapsamda 21 milyar Euro’luk ürün listesini içeren paket hazırlandı. İkinci adım olarak ise AB tarafı ABD’nin otomotivle başlangıçta yüzde 20 oranındaki karşılıklı gümrük vergilerine karşı 72 milyar Euro’luk misilleme listesi hazırlıyor.