tatil-sepeti
tatil-sepeti

Türk dünyasında ekonomik birlikteliğe ihtiyacımız var

Geniş Açı programına katılan Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Yerzhan Mukash, Türk devletleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi ve bu bağlamda son dönem artan çabalara dikkat çekti.

Giriş: 02.05.2023 - 10:45
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


 

HAMİT KARDAŞ

 

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde faaliyet gösteren Ticaret İletişim ve Medya Merkezi (TİMM) tarafından hazırlanıp youtube üzerinden yayınlanan Geniş Açı programı, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Yerzhan Mukash’ı ağırladı. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Zebiniso Kamalova’nın sunduğu Geniş Açı’da, Türk dünyasında yaşanan dönüşüm süreci, Türk Devletleri Teşkilatı’nın küresel düzeydeki stratejik önemi ve İstanbul’da kabul edilen 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesi ile mevcut çalışmalar ele alındı. 

 

TÜRK DÜNYASINDA DÖNÜŞÜM

 

Türk devletlerinin tarih, kimlik ve dillerinin bir olmasının büyük avantaj olduğunu kaydeden Yerzhan Mukash, “Türk devletleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi gerekir” dedi ve bu bağlamda son dönem artan çabalara dikkat çekti. Önemli faaliyetler yürüten ve Türk dünyasında büyük umut uyandıran Türk Devletleri Teşkilatı’nı değerlendiren Mukash, teşkilatın 2009’da Nahçıvan’da kurulduğunu, adının sonradan değiştiğini hatırlatarak, “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi-Türk Konseyi olarak kurulmuştu. Sadece adı değişmedi, konseyimizin özü de değişti. Faaliyetlerimiz giderek artıyor. Her geçen yıl farklı başkentlerde Cumhurbaşkanları düzeyinde katılım sağlanıyor. Bu süreç adım adım gelişti ve bu noktaya geldi” diye konuştu. 

 

TÜRK KİMLİĞİ ORTAKLIĞIMIZ

 

Türk dünyasının 2040 yılına kadar entegrasyonunu, ekonomiden ulaşıma, eğitimden enerjiye her alanda işbirliğini ve birlikteliğini öngören 2040 Türk Dünyası Vizyonu hakkında da bilgi veren Mukash, “Türk dünyası açısından zor süreçler yaşandı, çevre ülkelerde savaşlar ve çatışmalar oldu. Türk devletleri açısından Türk Devletleri Teşkilatı etrafındaki birliktelik büyük önem taşıyor. Teşkilat, adeta bağımsızlığımızın garantisi gibi bir blok. Sovyet Rusyası, Çin’in etkisi üzerimizde büyük. Bu anlamda Türk devletleri olarak bu çalışmalara çok önem veriyoruz ve örgütsel yapımızı geliştiriyoruz” dedi. Mukash, Türk Devletleri Teşkilatı’nın sadece Türk kimliği ortaklığı değil, aynı zamanda ticari ve ekonomik boyutunun da olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Orta Asya devletlerimizin mesela Hazar Denizi üzerinden ortak koridoru var. Bu koridor, stratejik değerler de taşıyor. Öte yandan, ülkelerimiz kendi dillerini ve tarihlerini yeniden konuşmaya başladı. Bu da çok önemli; kendi tarihimize ve özümüze dönmeye başladık. Dünya tarihinde bizim bir yerimiz var.”

 

TİCARETİMİZİ GELİŞTİRMEMİZ LAZIM

 

“Türk dünyası olarak Avrupa’ya kıyasla özümüz, tarihimiz ve dilimizin bir olması büyük avantaj” diyen Yerzhan Mukash, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa’nın bize göre avantajı, tüm ülkelerin tek bir kıtada olması ve aynı zamanda ekonomik birlikteliklerinin olması. Biz iki ayrı kıtaya dağılmışız. Ekonomik olarak birbirimizi bütünleştirmemiz gerekiyor. Örneğin, Kazakistan’ın dış ticaretinin yüzde 40’ı Avrupa ile; ikinci sırada Çin geliyor. Bunları geliştirmemiz lazım. Bizim kaynaklarımız bize yeter. Siyasi açıdan güçlü olabilmek için ekonomik olarak güçlü olmamız lazım.” 

 

ORTAK ALFABE ÇALIŞMALARI

 

Programda, Dr. Zebiniso Kamalova, Türk dünyasında 150 yıldır ‘dilde, fikirde ve işte birlik’ gayesinin olduğunu ve ortak alfabe konusunun da yakın tarihte ele alındığını hatırlatarak, bu gayenin Türk dünyasındaki karşılığını sordu. Bu soru üzerine Yerzhan Mukash, şunları söyledi: “Arap ülkelerini yakından biliyorum. Onların fasih dilleri ortaktır, Kur’an dilidir ama halklarının dilleri birbirinden farklı. Fas, Lübnan, Mısır, Ürdün sokaklarındaki insanlar farklı lehçelerle konuşuyor. Aynı milletten insanlar birbirlerini anlamıyor. Bu açıdan bakınca bizim dillerimiz çok yakın. Orta Asya’daki Kazak, Kırgız, Özbek birbirini anlıyor. Ne yazık ki, çoğu Türk devleti, Kiril alfabesi kullanıyor. Aslında ortak bir alfabe kullanılması, istikbalde yaşanabilecek sorunların engellenmesi açısından önem arz ediyor. Bu konuda çalışma grubu oluşturuldu ve komisyon kuruldu. Onların çalışmaları yetkililere sunulacak.”