Trump'ın yeni döneminde atılacak adımlar ve lider bazlı karşılıklı ziyaretlerle '100 milyar dolarlık ticaret hacmi' hedefi doğrultusunda yeni rekorların gelmesi bekleniyor. Öte yandan, Ukrayna ve Suriye’nin yeniden inşasının Türkiye’nin pozitif ayrışmasına neden olacağını belirten uzmanlar, “Türkiye’nin masada olmadığı bir projenin yürümesi zor” diyor.
ABD Başkanı Donald Truxmp'ın ikinci başkanlık döneminin başlamasıyla Türkiye-ABD ekonomi ajandası yoğun olacak. Türkiye-ABD ekonomi ilişkilerinde ticaretten enerjiye, savunma sanayinden yatırımlara kadar işbirliklerine odaklanılması bekleniyor. Trump'ın seçimi kazandıktan sonra ‘farklı ülkelere gümrük tarifeleri uygulayacağı’ yönündeki açıklamalarının ardından sürecin Türkiye'ye yansıması iki ülke ticari ilişkilerinde belirleyici olacak. İstanbul Ticaret’e konuyu değerlendiren uzmanlar, yeni dönemde Ortadoğu, Ukrayna’daki gelişmelerle küresel ekonomik rekabetin, iki ülke arasındaki işbirliğinin yönünü belirleyeceğini söylüyor. Türkiye’nin, özellikle Ortadoğu’da daha aktif bir rol oynamaya devam ederken, ekonomik olarak da ABD-Çin rekabetinden faydalanarak ticaretini çeşitlendirebileceği belirtiliyor.
SAVUNMA VE ENERJİ ÖN PLANDA
Türk Amerikan İş Adamları Derneği (TABA-AmCham) Genel Başkanı Süleyman E. Sanlı, Trump’ın lider merkezli diplomasi anlayışının Türkiye ile ilişkilerine önceki dönemde olduğu gibi hızlı ve pragmatik bir ivme kazandırabileceğine işaret etti. Başkan Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile geçmişte kurduğu doğrudan diyalog yönteminin etkili olabileceğine dikkat çeken Sanlı, şunları söyledi: “Ancak, ABD Kongresi’ndeki Türkiye karşıtı lobiler ve yaptırımlar konusundaki mevcut engeller nedeniyle bu süreçte zaman zaman zorluklarla karşılaşılabilir. Özellikle savunma sanayi, enerji ve ticaret, bu dönemde işbirliklerinin öne çıkabilecek sektörler.”
YATIRIM TEŞVİKLERİ FIRSATI
Sanlı, Trump’ın ticarete yönelik önceliklerinin Türk iş dünyası için yeni fırsatların kapısını aralayabileceğini de söyledi. Türk-Amerikan iş dünyası arasında 100 milyar dolar olarak belirlenen ticaret hacmini artırma hedefinin altını çizen Sanlı, “Bununla birlikte, Trump’ın Çin karşıtı politikalarının sertleşmesi, Türkiye için yeni üretim ve ticaret fırsatları sunabilir. Türk firmaları için ABD’de yatırım teşvikleri ve gümrük vergilerinde kolaylıklar sağlanması bu dönemde potansiyel kazanımlar arasında yer alabilir” dedi.
ÇELİK VE ALÜMİNYUMDA VERGİ
Süleyman E. Sanlı, Trump 2.0 döneminde ilk adımın mevcut ticaret hacminin artırılması hedefiyle atılacağı öngörüsünde bulundu. Sanlı, beklentilerini şöyle anlattı: “Ayrıca çelik ve alüminyum gibi sektörlerde uygulanan ek gümrük vergilerinin kaldırılması veya hafifletilmesi de öncelikli dosyalar arasında gündeme gelebilir. Başkan Trump’ın ilk döneminde Türkiye’nin Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nden (GTS) çıkarılması ve karşılıklı konulan ilave vergilerin yeniden değerlendirilmesi de gündemde yerini alacak. Savunma sanayi alanında yaşanan kısıtlamaların hafifletilmesi ve enerji arz projelerine yönelik ortak gündemin önemli başlıklarından biri olacak. Trump’ın ikinci döneminde daha cesur ve bağımsız bir politika izlemesi beklenebilir. Çin’e karşı daha sert bir tavır alması, Türkiye için yeni stratejik fırsatlar yaratabilir. NATO’ya yönelik eleştirilerinin sürmesi, Türkiye’nin Avrupa ve ABD arasında denge politikası izlemesine olanak tanıyabilir. Savunma ve enerji alanlarında daha somut işbirliği projeleri hayata geçebilir. Bununla birlikte, Kongre’deki aritmetik dağılım ve üzerindeki etkinin sınırlı olması, Türkiye-ABD ilişkilerindeki bazı sorunların çözümünü zorlaştırabilir. Temkinli iyimserlikle yaklaşmamız gerekiyor.”
DIŞ POLİTİKA DA ETKİLEYECEK
Trump’ın dış politika yaklaşımının Suriye ve Ukrayna gibi kritik bölgelerde Türkiye ile işbirliği fırsatlarını gündeme getirebileceğini belirten Sanlı, “Trump’ın önceki dönemde Suriye’den asker çekme kararı alması, Türkiye’nin sınır güvenliği ve bölgesel operasyonlarına alan açmıştı. İkinci dönemde benzer bir esneklik beklenebilir. Ayrıca ABD’de gündemin Pasifik’e odaklanması da bu esnekliği artırabilir. Trump’ın NATO’ya mesafeli yaklaşımı ve izolasyonist politikası, Türkiye’nin Karadeniz ve Ukrayna konusunda daha aktif bir rol üstlenmesine fırsat sağlayabilir. Tahıl koridoru ve enerji işbirliği konuları, ortak çıkarlar çerçevesinde değerlendirilebilir” diye konuştu.
GÜMRÜKTE FARKLI SENARYO
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Tuğçenur Ekinci Furtana ise Trump’ın gümrük vergileri ve bütün dünyaya karşı, parayı ve işgücünü ABD’ye çekmek istediğini söyledi. Bu noktada dünyaya uygulayacak ek gümrük vergilerinin Türkiye’yi etkileyebileceğini belirten Furtana, şu yorumu yaptı: “Ancak burada asıl hedef Çin. Bu, Türkiye için bir fırsat oluşturabilir. Daha öncede öyle oldu. Türkiye’nin ihracatı Trump’ın ilk döneminde arttı. Trump 2.0’da asıl hedef Çin olduğu için gümrük vergilerini Türkiye’ye karşı uygulamazsa, ancak artırılacak olan gümrük duvarlarından Türkiye muaf tutulursa Çin karşısında rekabet fırsatı elde edip, ABD’ye daha fazla ihracat yapabiliriz. Ama Trump’ın özellikle ithalatını azaltmak istediği belli başlı sektörler var. Otomotiv, kimyevi türevler, bunlardan biri. Mamul madde konusunda da ithalatı azaltmak istiyor.”
TÜRKİYE MASADA YOKSA HİÇBİR PROJE YÜRÜMEZ
Tuğçenur Ekinci Furtana, Trump’ın sürprizlerle dolu olduğunu ifade ederek, uluslararası küresel ticaret sisteminin birbiriyle bağlantılı olduğu için herhangi bir noktada gelişen olumsuzluğun tüm dünyayı etkilediğini vurguladı. “Türkiye’nin denklem içinde olmadığı hiçbir projenin yürümediğini onlar da görüyor” diyen Furtana, şunları söyledi: “ABD, birkaç yıl önce İpek Yolu’na alternatif olarak Baharat Yolu’nu duyurmuştu. Ancak bu konuda adım atamadı. Çünkü içinde Türkiye yoktu. Türkiye’nin olmadığı küresel ticaret sistemindeki önemli bir projenin yürütülmesi mümkün değil. ABD; hem Suriye hem de Ukrayna’da atacağı her türlü adım ve projede tabii ki Türkiye’den destek alacak veya Türkiye ile birlikte hareket etmek zorunda.”
ACİL GÜNDEM SURİYE
İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayfer Genç Yılmaz, Donald Trump’ın göreve başlamasıyla Türkiye-ABD ilişkilerinin yeniden şekilleneceğini söyledi. Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik kişisel olumlu tutumu olduğunu dile getiren Yılmaz, beklentilerini şöyle anlattı:
“Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bahsederken ‘dostum’ ifadesini kullanması, bunun önemli bir göstergesi. İlk olarak Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği büyük ölçüde Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler ekseninde şekillenecek. Trump’ın iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye, Ortadoğu'daki rolünü hem güçlendirebilecek hem de sıkıntıya sokabilecek gelişmelerle karşı karşıya kaldı. Biden döneminde olduğu gibi Trump döneminde de Türkiye-ABD ilişkilerinin en acil sorunu, Suriye’deki farklı gruplarla işbirliği ve terörizm ile mücadele olacak.”
POTANSİYEL SEKTÖRLER
Trump'ın ilk döneminde Türkiye ile ABD, yıllık ortalama 21.6 milyar dolarlık ticarete imza attı. İki ülke ticaret hacmi 2020'de 21.7 milyar dolarlık seviyeden 2021'de 27.8 milyar dolara, 2022'de 32.1 milyar dolara kadar yükseldi. 2023'te ise tutar 30.7 milyar dolar oldu. ABD seçimlerinin yapıldığı ve iki ülke arasındaki ticari ziyaretlerin yoğunlaştığı 2024'te ticaret hacmi 2020'ye kıyasla yaklaşık yüzde 50 artarak 32.5 milyar dolara ulaştı ve rekor olarak kayıtlara geçti. Türkiye'den ihraç edilen ürünlere bakıldığında kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ile mücevherci eşyası, tekstil, hazır giyim gibi sektörler öne çıktı. Trump'la yeni döneminde atılacak adımlar ve karşılıklı ziyaretlerle ekonomik ve ticari ilişkilerin hedef doğrultusunda hızlanması bekleniyor.