tatil-sepeti

Yılın ilk yarısında Türkiye'de bulunan startuplara yapılan yatırımlar 587 milyon dolara yaklaşarak, önceki yılın toplam yatırım miktarını geride bıraktı.


StartupCentrum tarafından hazırlanan "Türkiye Startup Ekosistemi Yatırım Raporu"ndan derlediği bilgilere göre yılın ilk 6 aylık döneminde, toplam 254 yatırım turunda girişimlere 586,8 milyon dolar yatırım yapıldı.

 

Bu miktar, 2023'teki toplam yatırım miktarını geride bırakırken, en çok yatırım alan startup, 250 milyon dolarla Getir oldu.

 

Getir'i, 65 milyon dolarlık yatırımla Colendi ve Intenseye, 50 milyon dolarlık yatırım ile Spyke Games, 45 milyon dolarlık yatırımla Midas, 20 milyon dolar ile ikas, 15 milyon dolar ile Sipay, 10 milyon dolar ile Upstash, 5 milyon dolarlık yatırımla Roamless ve 4 milyon dolarlık yatırımla Getmobil takip etti.

 

100 MILYON DOLAR ALTI YATIRIMLAR, ZIRVE YILLAR OLAN 2021 VE 2022'YI YAKALAYABILIR


Raporda, Türkiye'de yatırımların daha önce milyar dolar seviyesini aştığı ancak bu tutarların yüzde 70-80'inin 100 milyon dolar ve üzeri olan mega yatırımlardan kaynaklandığı, bu yılın ilk yarısında ise mega yatırım olarak sadece bir yatırım gerçekleştiği belirtildi.

 

Getir, aldığı yatırım miktarıyla mega yatırım alan tek startup olurken, söz konusu dönemdeki yatırımların yaklaşık yüzde 42'sini oluşturdu.

 

Öte yandan, 6 aylık dönemde 100 milyon dolar altındaki yatırımlar toplamı 336 milyon dolara ulaşırken, bu rakam geçen yılın tamamında yapılan 313 milyon dolarlık yatırımı aşmış durumda.

 

Raporda, 100 milyon dolar altı yatırımlar açısından bakıldığında, bu yılın, zirve yıllar olarak nitelendirilen 2021 ve 2022'yi yakalayabileceği öngörülüyor.

 

YATIRIMLARDA YAPAY ZEKA VE OYUN ÖNE ÇIKIYOR


Rapora göre, yılın ilk yarısında, sayıca en çok yatırım alan sektör sağlık ve biyoteknoloji oldu. Ancak bu dönemde gerçekleşen toplam 49 yatırımın 40'ı, TÜBİTAK BiGG (1812 Yatırım Tabanlı Girişimcilik Destekleme Programı) kapsamında yapılan yatırımlar olarak öne çıkıyor.

 

BiGG programının etkilerinin ayrıştırılması ile daha net bir görünüm sunulacağı kaydedilen raporda, BiGG yatırımları hariç tutulduğunda, yapay zeka ve makine öğrenimi sektörü 31 yatırımla en aktif sektör haline gelirken, bu sektörü 14 yatırım ile oyun ve onları sırasıyla 11 yatırım ile sürdürülebilirlik ve çevre, 10 yatırım ile fintek sektörleri izledi.

 

Yatırım miktarlarına bakıldığında, ulaşım ve lojistik sektörü, Getir'in 250 milyon dolarlık yatırımı sayesinde en çok fon toplayan sektör oldu. Bu yatırım miktarı toplamda 254,6 milyon dolar ile sektörün liderliğini pekiştirdi.

 

Fintek sektörü ise 130,8 milyon dolar ile ikinci sırada yer alırken, yapay zeka ve makine öğrenimi 94,2 milyon dolar ile üçüncü, blokzincir ve web3 ise 67,5 milyon dolar ile dördüncü sırada bulunuyor.

 

Özellikle blokzincir teknolojileri sektöründeki bu yüksek yatırım miktarının büyük bir kısmı, fintek alanında hizmet veren Colendi'nin aldığı 65 milyon dolarlık yatırımdan kaynaklanıyor.

 

10-100 MILYON DOLARLIK YATIRIMLARDA YERLI YATIRIMCI ORANI YÜZDE 30 OLDU


Rapora göre, 2023'te 10-100 milyon dolar arasındaki yatırımlarda yerli yatırımcı katılım oranı yüzde 16 iken, bu yılın ilk yarısında bu oran yüzde 30'a yükseldi.

 

Kuzey Amerika ve Avrupa kıtasından gelen yatırımcıların oranı sabit kalırken, MENA ve Asya'dan bu yatırım aralığında aktif bir yatırımcı bulunamadı.

 

100 milyon doların üzerindeki yatırımlarda, son üç yıl içinde Avrupa merkezli hiçbir yatırımcının katılım göstermediğine dikkati çekilen raporda, daha düşük tutarlı yatırımlarda ise Avrupalı yatırımcıların oldukça aktif olduğu kaydedildi.

 

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) Türkiye girişimcilik ekosistemindeki önemine dikkat çekilen raporda, EBRD'nin geçen üç yılda 10-100 milyon dolar arasında gerçekleşen 32 yatırımın 6'sına katkıda bulunduğu belirtildi.

 

TÜRKIYE'DE ILK KEZ 29 FARKLI ŞEHIR GIRIŞIMCILIK YATIRIMI ALDI


Raporda, yatırım alan girişimlerin merkezlerinin 37 farklı şehirde yer aldığı ve bunlardan bazılarının yurt dışında ABD, İngiltere ve Estonya gibi tanınmış ekosistemlerde konumlandığı bilgisi verildi.

 

Türkiye'de yer alan girişimler açısından dikkate değer bir gelişmeye vurgu yapılan rapora göre, ilk kez 29 farklı kentteki girişimler aynı dönemde yatırım almayı başardı.

 

Raporda, bu artışın Anadolu'daki girişimlerin değişimine vurgu yaptığı ifade edildi. Geçen yıl yalnızca 17 şehirdeki girişim yatırım alırken, 2024'ün ilk yarısında bu sayı 29'a ulaştı.

 

Rapora göre, yılın ilk yarısında, en az bir kadın kurucu ortağa sahip girişimlerin oranı yüzde 30,5 oldu. Buna göre, bu girişimlerin yarısında yalnızca kadın kurucular bulunurken, diğer yarısında hem kadın hem erkek kurucular yer alıyor.

 

Önceki yıllarda yalnızca kadın kuruculara sahip girişimlerin oranı yüzde 5-7 arasında değişirken, 2024'te bu oran yüzde 15'e ulaştı. Bu artışın başlıca nedeni olarak BiGG Fonu'ndan yatırım alan girişimler gösteriliyor. BiGG yatırımı alan 133 girişimin yüzde 21'inde sadece kadın kurucular, yüzde 10'unda ise hem kadın hem erkek kurucular bulunuyor.

 

 

 

 

13 Ağustos 2024 Salı

Jandarma Genel Komutanlığı’na 300 lojistik, 10 bando alt branşlarında olmak üzere 310 uzman erbaş alınacak. Kimler başvurabilir? Başvuru şartları neler? Başvuru için son gün ne zaman? İşte detaylar…

Resmi Gazete'de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’ndan yayımlanan ilana göre, başvurular 23 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasında internet üzerinden yapılacak.

 

KİMLER BAŞVURABİLİR?

Başvuru yapabilecek 1 Ocak 2024 itibarıyla 20 yaşından gün almış ve 27 yaşını bitirmemiş adaylardan, 2023-2024 KPSS'den 50 ve üzeri puana sahip olma şartı aranacak.

 

BAŞVURU İÇİN SON GÜN NE ZAMAN?

Başvuruların başlama ve bitiş saatleri, temini yapılacak uzman erbaş alt branşları, temin şartları ve diğer detaylar https://vatandas.jandarma.gov.tr, www.jsga.edu.tr ve https://kamuilan.sbb.gov.tr internet sitelerinde yayımlanacak.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı