tatil-sepeti

Yılın 9 ayında dünya borsalarında işlem gören yeşil enerji şirketlerinin hisse senetleri, petrol şirketlerine kıyasla daha fazla kazandırdı.

Dünya borsaları, merkez bankalarının sıkı para politikasını yavaş yavaş terk edeceği beklentisiyle rekor üzerine rekor kırarken, yeşil enerji şirketlerinin getiri anlamında petrol şirketlerini geride bırakması dikkati çekiyor.

Çin, İngiltere ve ABD başta olmak üzere dünya ülkelerinin temiz enerjiye yönelik oluşturdukları politikalar ve bütçeler, şirketlerin pay fiyatları üzerinde etkili oluyor.

 

9 ayında küresel enerji sektöründe Suudi Aramco'nun öncülük ettiği petrol ve gaz devlerinin piyasa değeri toplamda 174 milyar dolar erirken, yeşil enerji şirketlerinin piyasa değeri 291,4 milyar dolar arttı.

Yeşil enerji şirketlerine bakıldığında, en fazla piyasa değerine sahip şirket 172,3 milyar dolarla ABD merkezli NextEra Energy oldu.

Bu şirketi, 96,7 milyar dolar ile İspanyol Iberdrola, 68,66 milyar dolarla ABD’li GE Vernova, 37,43 milyar dolarla Hindistan merkezli Adani Green Energy ve 24,92 milyar dolarla Çin’li Sungrow Power Supply takip etti.

 

EN FAZLA KAZANDIRAN YEŞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNDE NEXTERA ENERGY ZİRVEDE

Şirketlerin yılın 9 ayındaki dolar bazlı getirileri dikkate alındığında, NextEra Energy hisseleri bu dönemde yüzde 28 değer kazandı. Şirket son dönemde yapay zekadan kaynaklanan veri merkezi büyümesinin bir sonucu olarak yenilenebilir enerji ve altyapı talebindeki olumlu artışlar ile değerlendi.

Aynı dönemde, İngiliz Electricity North West şirketini satın alarak İngiltere'deki yatırımlarını artıran Iberdrola'nın hisse senedi değeri yüzde 16 yükseldi. Uluslararası Finans Kurumu (IFC) da şirkete 329 milyon dolarlık sürdürülebilir enerji kredisi verdi, şirket bu krediyle büyük ölçüde kömüre bağımlı olan Fas, Polonya ve Vietnam gibi bir dizi ülkede yenilenebilir enerji projelerini finanse edecek.

GE Vernova'nın, 2. çeyrek itibarıyla hisse değeri yüzde 15 yükselirken, şirket, General Electric'in üç ayrı şirkete bölünmesiyle kurulmuştu. Şirket, batı yarımküredeki en büyük rüzgar projesi olması beklenen Pattern Energy'nin SunZia rüzgar projesi için 2,4 GW sipariş aldığını duyurmuştu.

Söz konusu dönemde, TotalEnergies ile Hindistan'daki güneş enerjisi projeleriyle ilgili anlaşma imzalayan Hindistan merkezli Adani Green Energy'in hisse senedi değeri yüzde 19 arttı.

Yakın zamanda Birleşik Krallık'ta pil depolama projesi için sözleşme imzalayan Sungrow Power Supply da bu dönemde yatırımcısına kazandırırken, şirketin hisse değeri 9 ayda yüzde 8,8 yükseldi. Şirket, ayrıca Suudi Arabistan yatırım firması Algihaz Holding tarafından Orta Doğu Krallığı'nda dünyanın en büyük şebeke dışı enerji depolama projesinin inşası için görevlendirildi.

 

PETROL ŞİRKETLERİ DE YEŞİL ENERJİYE YATIRIM YAPIYOR

Petrol ve gaz şirketleri de karbon yakalama teknolojileri ve petrokimya sektöründe emisyonları azaltmak için yatırımlar yaparken, dünyada enerji alanında trendlerin değiştiği ve değişmeye devam edileceği öngörülüyor.

Eylül ayı sonu itibarıyla petrol ve gaz şirketleri içerisinde en büyük piyasa değerine sahip şirket 1 trilyon 739,5 milyar dolarla Suudi Arabistan merkezli Saudi Aramco oldu.

Bu şirketi 554,6 milyar dolar ile ABD merkezli ExxonMobil, 273,6 milyar dolar ile Chevron, 228 milyar dolar ile Çin merkezli PetroChina ve 209,1 milyar dolar ile İngiltere merkezli Shell takip etti.

Saudi Aramco, petrol fiyatlarındaki düşüş ve Suudi hükümetinin likiditeyi arttırmak için sattığı hisse senetleri nedeniyle yılın 9 ayında hisse değerinde dolar bazlı yüzde 22'lik kayıp yaşadı.

ExxonMobil ise yılın başından itibaren hisse senedi değerini yüzde 15 artırdı. Bu dönemde ABD'deki kaya gazı üretimini artırmak amacıyla Pioneer Natural Resources'ı 60 milyar dolara satın alarak günlük petrol üretimini arttıran şirket aynı zamanda karbon yakalama ve düşük karbonlu enerji yatırımlarına büyük bütçeler ayırarak yeşil enerji yatırımlarını devam ettiriyor.

Chevron hisseleri aynı dönemde yüzde 1 kayıp yaşarken, Permian Havzası'nda rekor üretim gerçekleştirdi. Yenilenebilir enerji ve karbon yakalama alanında büyümeyi hedefleyen şirketin yenilenebilir enerji ve dizel projelerine hız verdiği görülüyor.

PetroChina'nın hisse senedi değeri yılın 9 ayında yüzde 19 yükseldi. Yeni teşviklerle birlikte piyasa değerini artıran şirket, rüzgar ve güneş enerjisi projelerini hayata geçirirken, karbon yakalama ve depolama işlemlerine de devam ediyor. Öte yandan, ilk yarıda petrol ve doğal gaz üretimini ve satışlarını da arttırmıştı.

Shell ise bu dönemde yüzde 1 gerilerken, Avrupa'daki durgunluk ve Çin başta olmak üzere diğer büyük pazarlardaki zayıf taleple piyasaya yeni rafinerilerin katılması söz konusu performansta etkili oldu.

22 Ekim 2024 Salı

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı

Küresel ham çelik üretimi, eylülde geçen yılın aynı dönemine göre Çin'deki üretimin yüzde 6,1 düşmesiyle yüzde 4,7 azalarak 143,7 milyon ton oldu.

Merkezi Brüksel'de bulunan Dünya Çelik Birliği (Worldsteel), eylül ayı ham çelik üretim verilerini açıkladı.

Buna göre, küresel ham çelik üretimi, geçen ay 2023'ün aynı dönemine kıyasla yüzde 4,7 gerileyerek 143,7 milyon tona indi.

Söz konusu dönemde dünyanın en büyük çelik üreticisi Çin'in üretimi yüzde 6,1 azalışla 77,1 milyon tona gerilemesi dikkati çekti.

Japonya'nın üretimi de yüzde 5,8 düşerek 6,6 milyon tona geriledi.

Ham çelik üretimi ABD’de yüzde 1,1 artışla 6,7 milyon tona, Almanya'da yüzde 4,4 yükselişle 3,1 milyon tona çıktı.

Eylülde Brezilya'nın ham çelik üretimi yüzde 9,9 artarak 2,8 milyon tona yükselirken, Rusya’da üretimin yüzde 10,3 düşerek 5,6 milyon tona gerilediği tahmin edildi.

Söz konusu dönemde, Hindistan’ın üretimi yüzde 0,2 düşerek 11,7 milyon tona ve İran’ın çelik üretiminin ise yüzde 41,2 azalışla 1,5 milyona gerilediği hesaplandı.

Birliğin verilerine göre, Türkiye'nin ham çelik üretimi ise eylülde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5 artarak 3,1 milyon tona yükseldi. Yılın ocak-eylül döneminde Türkiye'nin ham çelik üretiminin yüzde 13,8 artarak 27,9 milyon tona ulaşması dikkati çekti.

Küresel ham çelik üretimi, böylece bu yılın ocak-eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 düşerek 1 milyar 394 milyon tona geriledi.

Öte yandan, Dünya Çelik Birliği, 14 Ekim'de, 2024 küresel çelik talebinde daha önce yıllık bazda yüzde 1,7 artış olarak açıklanan büyüme beklentisinin yüzde 0,9 düşüş olarak güncellediğini ve talebin 1 milyar 751 milyon tona inmesinin öngörüldüğünü belirtmişti.

22 Ekim 2024 Salı