Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "2035'e kadar güneş ve rüzgar enerjisinde kurulu gücümüzü her yıl 5 gigavat artırmamız gerekiyor. Güneş ve rüzgarda ilave yenilenebilir enerji kurulumumuz 12 yılda 60 gigavata ulaşacak" dedi.


 


 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Rusya'nın başkenti Moskova'da düzenlenen Rus Enerji Haftası kapsamında gerçekleştirilen "Teknolojik egemenlik ve düşük karbon enerjisi: Geleceğe bakmak" başlıklı oturumda konuştu.

 

Enerji konusunda geleneksel zorluğun, enerjinin güvenilir ve düşük maliyetli bir şekilde tüketiciye tedarik edilmesi olduğuna işaret eden Bayraktar, "Şimdi ise enerjinin güvenilir ve düşük maliyetli bir şekilde tedarik edilmesinin yanı sıra çevre dostu olarak da tedariki yeni bir zorluk olarak önümüze çıkıyor." ifadesini kullandı.

 

Söz konusu zorlukların Türk enerji pazarında da geçerli olduğunu belirten Bayraktar, "Çünkü biz büyüyen bir pazarız, enerji talebimiz hem elektrik hem de doğal gaz tarafında artıyor. Son 20 yılda yaklaşık 3 kat bir artış yaşandı. Enerji talebimiz her yıl yüzde 4,7 artıyor ve bu eğilimin 20 yıl boyunca devam edeceğini düşünüyoruz." dedi.

 

Bakan Bayraktar, bu nedenle Türkiye'de enerji üretimine yönelik önemli miktarda yatırım yapılması gerektiğinin altını çizdi.

 

TÜRKİYE'NİN KARBON NÖTR HEDEFİ

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2053 itibarıyla karbon nötre ulaşma hedefini iki yıl önce duyurduğunu anımsatan Bayraktar, "Sadece 30 yıl vaktimiz var ve tüm enerji sistemimizi, tarımdan ulaşıma ve sanayiye, tüm sektörlerimizi dönüştürmemiz gerekiyor. Ekonominin tüm sektörlerinde enerji alanında dönüşüm gerçekleştirmemiz gerekiyor." diye konuştu.

 

Türkiye'nin enerjide karbon nötre ulaşmak için önemli yatırımlar yaptığını vurgulayan Bayraktar, "Öncelikle yenilenebilir enerjide önemli bir potansiyele sahibiz. Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom Genel Müdürü Aleksey Likhachev de Türk yenilenebilir enerji pazarına yatırım yapmak istiyor. Şu anda güneş ve rüzgar enerjisine yönelik projeler geliştiriyoruz." dedi.

 

Bakan Bayraktar, Türk enerji sektöründe yenilenebilir enerjinin artan önemine işaret ederek, "Türkiye'nin kurulu gücünün yüzde 55'i yenilenebilir enerjiden geliyor ve bunu daha da artırmak istiyoruz. 2035'e kadar güneş ve rüzgar enerjisinde kurulu gücümüzü her yıl 5 gigavat artırmamız gerekiyor. Güneş ve rüzgarda ilave yenilenebilir enerji kurulumumuz 12 yılda 60 gigavata ulaşacak." ifadesini kullandı.

 

Enerji verimliliğin de önemli bir konu olduğunu vurgulayan Bayraktar, tüm ekonomide enerji üretiminin ve tüketiminin verimli bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi.

 

TÜRKİYE'NİN NÜKLEER ENERJİ İHTİYACI

 

Rosatom'un, Rusya ile imzalanan anlaşma doğrultusunda Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ni (NGS) inşa ettiğini belirten Bayraktar, "Ancak uzun vadede nükleer enerjide en az 20 gigavat kurulu güce ihtiyacımız var. Akkuyu'nun kapasitesi 4,8 gigavat, ancak ikinci ve üçüncü nükleer santrallere de ihtiyacımız var. Rosatom da Sinop'ta planladığımız nükleer enerji santraline büyük ilgi gösteriyor." diye konuştu.

 

Akkuyu NGS'de inşaat çalışmalarının on binlerce çalışanla birlikte etkin bir şekilde yürütüldüğünü dile getiren Bayraktar, "İki hafta önce sahadaydık. Hedefimiz, ilk reaktörden 2024'te elektrik üretmek. Takip eden yıllarda da tüm güç santralini faaliyete alacağız. Enerji ihtiyacımızın yüzde 10'u bu tesisten gelecek ve bu da 30 ila 35 milyon ton karbon emisyonundan kaçınmamızı sağlayacak." bilgisini verdi.

 

Bayraktar, küçük modüler reaktörler alanında da çözümler için adımlar attıklarını söyledi.

 

"ENERJİ TEDARİKİNDE DOĞRU DENGEYİ BULMAMIZ GEREKİYOR"

 

Türkiye'de rekabetçi ve düşük maliyetli enerji tedarikine önem verdiklerini belirten Bakan Bayraktar, şunları kaydetti: "Sanayimize, hane halkımıza, rekabetçi ve düşük maliyetli enerji tedariki sağlamamız gerekiyor. Türkiye, bir sanayi ülkesi olarak üretim noktasında çok yüksek bir kapasiteye sahip ve elektrik ve doğal gazda güvenilir enerjiye de ihtiyaçları var. Güvenilir ve rekabetçi enerji tedarikinde doğru dengeyi bulmamız gerekiyor."

 

Yenilenebilir enerji alanının da teknolojik gelişmelerle birlikte rekabetçi hale geldiğini söyleyen Bayraktar, "En önemlisi, pazara rekabetçi, düşük maliyetli ve güvenilir enerjiyi tedarik etmek. Nükleer enerji planlarımız da buna uyumlu görünüyor ve bunun böyle devam edeceğini umuyoruz." dedi.

11 Ekim 2023 Çarşamba

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar