Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ

‘Hayatta olabileceğiniz en güzel yer, bir duanın içinde yer almaktır.’ Şems-i Tebrizi

Tıbbi bir konuyu, bütün toplumu bir şekilde ilgilendirdiği için gündeme getiriyoruz. Görece, hayatının son dönemini yaşayan hastaların; bakımı, bunlara eşlik etme ve bu hastaların yakın-uzak akrabaları ile olan teması ve iletişimi, modern tıbbın tarafları tatmin edemediği ve makul çözüm üretmekte zorlandığı bir problem alanıdır. Bakım ve hemşirelik hizmetlerinin ön planda olduğu bu alanın ve sürecin yönetiminde elbette zorluklar bulunuyor. Ayrıca yoğun bakım ünitelerinin zorunlu olarak hastayı birinci derece yakın akrabalarından dahi uzaklaştıran işleyişinin de bu tarafı tetikleyen bir konuma sahip olduğu biliniyor. Israrla ifade ettiğimiz bir husus; bu dönemde hasta ve yakınlarının inanç, gelenek ve kültürlerine hastane yönetimlerince hassasiyet ve duyarlılık göstermeleri gereken bir çözüm ortamının üretilebilmesi olayıdır.

Literatürde hospis hareketi diye bilinen ve oluşumunda büyük katkısı olan Jeanne Garnier, hospisi bugünkü anlamda ‘hayatının son dönemini yaşayan hastaların bakımı ve bu hastalara eşlik etme’ olarak tanımlar. Hospisin ilkeleri arasında; yatan hastaların daha sonra evlerinde de takiplerinin sürdürülmesi, semptomların kontrolünün (fiziksel, sosyolojik, psikolojik) sağlanması, haftanın yedi günü 24 saat servis hizmeti verilmesi, hasta ve ailesinin ekibin bir parçası olarak kabul edilmesi, ölüm sırasında ve sonrasında hasta yakınlarının desteklenmesi, multidisipliner bakımın yapılarak ekibin bir parçası olarak ise gönüllülerin kullanılması ve iletişim sistemlerinin kurulması gibi hasta yakınları açısından bizce de pozitif olan birçok husus yer alıyor.

Bu yaklaşımdan üretilen palyatif bakım işlem süreci, aslında her boyutu ile titizlikle ve hassasiyetle sürdürülmesi gereken bir dönemi ifade eder. Hasta ve hasta yakınlarının psikolojileri, maddi-manevi boyutu, akrabalık ilişkilerinin yansıması türünden her türlü durumu ortaya kayan genel yapının göz önüne alınmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü palyatif bakımı; ‘yaşamı tehdit edici hastalıklara eşlik eden problemler yaşayan hasta ve ailelerin, fiziksel, psikososyal ve spiritüel (ruhani, manevi) problemlerini erken tanılama, değerlendirme, tedavi ederek acı çekmelerini azaltma ya da önleme ve böylece yaşam kalitelerini artırma amacı olan bir yaklaşım’ olarak tanımlamıştır.

Destekleyici bakım olarak da adlandırılan palyatif bakım uygulamalarının hedefi; hasta ve ailesi için mümkün olan en iyi hayat kalitesinin sağlanmasıdır. Hastaların hastane ve ev arasında bir desteğe gereksinimi olduğu düşüncesinden hareket eder. Palyatif bakım, ciddi bir hastalıkla yaşamak durumunda olan hastalar için aslında özelleştirilmiş tıbbi bakımdır. Hem hasta hem de ailesi için oldukça önemli olan bu bakım, hastanın tedavisine ilişkin bir destek katmanı oluşturularak tedavi sürecinin iyileştirilmesini sağlar.

Palyatif bakımı, ömrün her anını insanlık onuruna uygun, ağrısız ve yaşam kalitesi yüksek olarak geçirmesi için geliştirilmiş bütüncül bir yaklaşım olarak da ifade edebiliriz.

Bir diğer ifade ile palyatif bakımda, bakım ve hemşirelik hizmetleri ön planda olup yaşam ve ölüm, normal süreçler olarak görülür. Ölüm ne geciktirilir ne hızlandırılır, hiçbir şekilde müdahil olunmaz. Yaşam süresinden çok yaşamın niteliğiyle ilgilenilir. Bu yaklaşım çerçevesinde aslında tarafları memnun eden bir konuma getirilebilir kanaatindeyiz. Bilindiği üzere toplumlar insanlık tarihi boyunca, hasta ve ölen bireylerine yeterli seviyede bakım ve destek sunabilmek için çaba göstermiştir. Hedef; sağlık çalışanlarında palyatif bakım bilinci oluşturmak, gönüllülüğü yaygınlaştırarak, sağlık profesyonelleri ile bir arada çalışmasını sağlamak olmalı. Ölüm ve yas kültürünü de içeren bir çerçeve oluşturulabilir.

Nihayetinde süreç iyi bir iletişimle ve anlayışla tarafların memnun olduğu bir duruma gelebilir, daha doğrusu gelmeli. Ölüm de yaşam da mümkün olduğunca huzurla olmalı. Bunu da taraflar olarak el ele, kafa kafaya vererek başarabiliriz. İnsan nüfusunun büyük çoğunluğunun yaşadığı şehir hayatı bunu bize zorunlu kılıyor. Diğer taraftan hastanelerin bu birimlerini kendi alt yapılarını da kullanabilecekleri hastane dışında veya ayrıştırılmış mekanlarda yapmalarında fayda bulunuyor.

27 Mayıs 2022 Cuma