Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları

HİKMET BAYDAR

Değerli okurlarımız, dönem dönem yazdığımız yazılarımızda enflasyon konusunda dikkatlerinizi çekmiştik. En son 26 Kasım 2021 tarihli ‘kur oynaklıkları ve ekonomi ilişkisi’ başlıklı yazımızda, kurlar nedeniyle ithal girdi maliyetlerinin enflasyona sebep olduğunun altını çizmiştik.

Şimdi yavaş yavaş yansımaları görmeye başladık. 3 Ocak 2022 günü TÜİK tarafından açıklanan bültene göre; 2021 Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 13.58, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 36.08 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 19.60 artış gerçekleşmiş durumda.

Kasım 2021’de enflasyonun yıllık bazda yüzde 21.31 olduğunu hatırlarsak, ne kadar ciddi bir zıplama olduğunu da görürüz.

Kurlardaki ciddi oynaklık ve ürün fiyatlama sorunları ile global fiyat artışları bir araya geldiğinde böyle sonuçlara yol açıyor.

GLOBAL FİYAT ARTIŞLARI

Peki, enflasyon devam eder mi?

Bunun için ÜFE rakamına bakıyoruz. TÜFE ile aynı gün yayımlanan yurt içi fiyat endeksi verilerine göre, Kasım 2021’de yüzde 54.62 olan yıllık üretici fiyat artışı, aralık ayında yıllık bazda yüzde 79.89 seviyelerine kadar gelmiş durumda. Perakende fiyatlarındaki yüzde payı düşünürsek, enflasyonun bir miktar daha yükselme potansiyelinin olduğunu görüyoruz.

Enflasyonda kur etkisinin olduğunu düşünürsek, kurda değişiklik olmasa bile global fiyat artışları nedeniyle enflasyonist baskının devam edebileceğini söyleyebiliriz.

Bu arada global anlamda gerçekleşen fiyat artışları nedeniyle batılı ülkelerin son 10 yılın en yüksek enflasyon verileriyle karşılaştığını da unutmamamız lazım. Bu ülkeler enflasyonu dizginlemek için faiz silahına sarılırlarsa dış talepte ciddi durgunlukla karşılaşacağımız unutulmamalı. Kaldı ki, bu durumda gelişmekte olan ülkelere fon girişi de yavaşlayabilir. O zaman kolay kredi bulmak da zorlaşabilir. Alternatif getiri arttıkça para o yöne doğru kayacağından, bankalar mevduat portföyünü tutabilmek için faiz artırmak durumunda bile kalabilirler. Şunu unutmayalım: Faiz indirimleri kaynağa kolay ulaşımı sağlamaz. Aksine gittikçe zorlaştırır.

ÜRETİM VE KAPASİTE ARTMALI

Türkiye’de sabit geliri olanlara yapılan ücret zamları, yüzde 43.80 yıllık gıda enflasyonu dikkate alındığında yetersizdir. Ancak ilk aylarda iç piyasada bir miktar rahatlama sağlayabilir. Şubat ayının başında alınacak zamlı maaşlarla iç piyasa bir miktar nefes alabilir.

TÜFE ve ÜFE makası daralmadan, piyasa kurda istikrara ikna olmadan, dış talep dengeye oturmadan enflasyonda düşüş beklemek zor. Şimdilik üretim ve kapasite artışlarına odaklanmalıyız. Arz artışı olmadığı takdirde fiyatlarda istikrarı sağlamak o kadar kolay olmayabilir.

07 Ocak 2022 Cuma