tatil-sepeti

Yatırım fonlarına olan ilgi hız kesmeden devam ederken bu alandaki yatırımcı sayısı 5,2 milyona, portföy büyüklüğü de 3,4 trilyon liraya ulaştı.


Yerli yatırımcıların yatırım fonlarına ilgisi artan maliyetlere karşın sürüyor.

 

Değişken, karma, eurobond, dış borçlanma, yabancı, serbest fonlar ile unvanında "döviz" ifadesi geçen fonlar dışında yer alan yatırım fonlarında 23 Aralık 2020 ile 30 Nisan 2024 arasında sıfır stopaj oranı uygulandı.

 

Yatırım fonu katılma paylarından elde edilen gelir ve kazançlara uygulanan sıfır stopaj oranı 1 mayıs itibarıyla yüzde 7,5’e çıkarılsa da geçen günlerde Resmi Gazete’de yayımlanan kararla 31 Ekim’e uzayan bu istisna, yüzde 2,5'lik maliyet avantajı sağlıyor.

 

Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun (MKK) derlediği verilere göre, 9 Ağustos haftasında yatırımcı sayısı 5 milyon 203 bin 865’e çıkarken, bu kişilerin portföy değeri 3,4 trilyon liraya yükseldi.

 

Stopaj artışına rağmen yatırım fonlarının portföy değeri, 31 Temmuz’da yıllık yüzde 146 artış kaydederek, 3 trilyon 289 milyar 978 milyon lira seviyesini görmüştü.

 

Bu tarihte gerçek kişilere bakıldığında, tüm yaş gruplarındaki fon yatırımcı sayısı son bir yılda yüzde 31 artışla 4 milyon 936 bin 16 olurken, sahip oldukları portföy değeri yüzde 189 artışla 2 trilyon 84 milyar 908 milyon liraya çıktı.

 

Tüzel kişilerde ise yatırımcı sayısı son bir yılda yüzde 18,5 artışla 186 bin 708'e, portföy değeri yüzde 103 yükselişle 840 milyar 318 milyon liraya ulaştı.

 

"SIFIR STOPAJ BÜYÜMEYE OLUMLU KATKI SUNDU"

 

Fon Turkey Kurucusu Onur Duygu, sıfır stopaj avantajının fon piyasasının büyümesine olumlu katkılar sunduğunu söyledi.

 

Para piyasası fonları, altın/gümüş içerikli fonlar ve çoklu varlık içeren fon sepeti fonlarında önemli büyümenin görüldüğünü söyleyen Duygu, şunları kaydetti:

 

"Sadece 2023-2024 döneminde getiriden arındırılmış olarak 1 trilyon lira üzerinde büyüyen fon piyasasının yüzde 22’lik kısmı stopaj istisnasına dahil olan fonlar üzerinden gerçekleşti. Bunun nedenlerine bakarsak, fonların finansal ürünlere erişimi artırması, finansal okuryazarlığın görece düşük olduğu noktada uzmanların yönetimi ile sermaye piyasasına ilginin artması ve vergi avantajı ile birlikte mevduat/fiziki altın/yurt dışı hisse gibi enstrümanlara göre daha cazip getiriler sunması olarak değerlendirilebilir."

 

Duygu, stopajın yüzde 7,5’e çıkarılmasının özellikle mevduatın stopajı ile eşitlenen para piyasası fonlarında büyümenin duracağı endişesi oluştuğunu fakat para piyasası fonlarının günlük likidite sunması, mevduat üzeri getiri sağlaması ve çeşitliliğin rekabeti getirmesi ile daha hızlı büyüdüğünü anlattı.

 

Yatırım fonlarının 7 aylık performansını değerlendiren Duygu, yerli hisse senedi fonlarının öne çıktığını ifade etti.

 

Duygu, yeni ekonomik program ile artan yabancı yatırımcı ilgisinin özellikle BIST 30 ve banka hisseleri yoğunluklu fonlarda getiriyi artırdığına işaret ederek, şunları söyledi:

 

"Kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not artışları ve gri listeden çıkışın pozitif etkilerini de görüyoruz. Son ay negatif ayrışan bankacılık endeksine rağmen hisse senedi içerikli fonlarda BIST 100 endeksi üzeri getirilerin korunduğunu söyleyebiliriz. Yurt dışı içerikli fonlara baktığımızda teknoloji teması ön planda. Burada muhteşem yedi olarak adlandırılan hisse senetlerinde yapay zeka temasındaki gelişmelere bağlı olarak pozitif seyri takip ettik. Dolar/TL'deki sınırlı yükselişe rağmen, hisse senetlerindeki yükseliş bu fonların getirilerini de pozitif etkiledi.”

 

Duygu, kıymetli madenler tarafında altın fonlarının öne çıktığını ifade ederek, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirim süreci, Ortadoğu ve Rusya-Ukrayna’da artan jeopolitik riskler ve Çin ile Hindistan Merkez Bankası alımlarının ons altında yükselişi beraberinde getirdiğini belirtti.

 

"MEVDUAT ÜZERI GETIRI SAĞLAYAN TL FONLARINA YÖNELIM ARTTI"

 

Yatırımcı adetleri incelendiğinde en çok artışların holding iştirak ve bankacılık temalı olduğuna dikkati çeken Duygu, getiri tarafında ön planda olan fonlara yoğun ilgi olduğunu söyledi.

 

Duygu, para piyasası fonlarına para girişi konusunda şu ifadeleri kullandı:

 

"Döviz mevduatlarındaki çözülmeler, TL mevduat üzeri getiri sağlayan para piyasası fonlarına yönelimi artırdı. Dövizdeki hareketin sınırlı olması ile TL enstrümanlarda her risk seviyesinde alternatif sunan yatırım fonlarına ilginin arttığını görüyoruz. Düşük riskli olarak aylık yüzde 4 üzeri getiriyi sağlayabilen para piyasası fonlarına giriş yıl başından itibaren 400 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Döviz birikimler için ise serbest döviz fonlarına yatırımcıların yöneldiğini görüyoruz. Dolar/avro ile giriş yapılabilen ve içeriğinde yer alan sabit getirili ürünlerle mevduata alternatif olarak değerlendirilen serbest döviz fonlarına ilk 7 ayda 320 milyar liralık giriş gerçekleşti."

 

"SIKI PARA POLITIKASI DURUŞU ÖNEM ARZ EDIYOR"

 

Yurt içinde son 5 aylık dönemde etkili olacak gelişmelere de değinen Duygu, "Enflasyonla mücadele kapsamında sıkı para politikası duruşu önem arz ediyor. Enflasyonda geri çekilme, rezerv birikimi, yabancı yatırımcı girişi ve not artışları yurt içi piyasa için önemli olacak." diye konuştu.

 

Duygu, yurt dışında ise global merkez bankalarının faiz indirim sürecine girmesi ile birlikte hisse senetleri ve kıymetli madenlerde primlenme beklendiği öngörüsünde bulundu.

 

ABD seçimlerinin de yabancı hisse senetleri ve hangi temaların öne çıkacağı için önem arz ettiğini anımsatan Duygu, şöyle konuştu:

 

"Joe Biden’ın çekilmesi ve Kamala Harris’i desteklemesi ile birlikte başkanlık yarışı çekişmeli hale gelmiş görünüyor. Bu da piyasalar ve yabancı hisse senetleri için önemli. Japon Merkez Bankası’nın faiz artırımı sonucunda yaşanan volatilite ve carry trade pozisyonlarının çözülmesi, gelişmekte olan ülkelere sermaye akımları tarafında negatif etki yaratabilir. Bu durum bizim piyasamızı da negatif etkileme potansiyeline sahip. Emtia tarafında ise Çin’in ekonomi teşvikleri ve büyüme performansı takip edilecek. Ortadoğu ve Rusya-Ukrayna düzlemindeki gelişmeler de piyasaların odağında olacak."

15 Ağustos 2024 Perşembe

Jandarma Genel Komutanlığı’na 300 lojistik, 10 bando alt branşlarında olmak üzere 310 uzman erbaş alınacak. Kimler başvurabilir? Başvuru şartları neler? Başvuru için son gün ne zaman? İşte detaylar…

Resmi Gazete'de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’ndan yayımlanan ilana göre, başvurular 23 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasında internet üzerinden yapılacak.

 

KİMLER BAŞVURABİLİR?

Başvuru yapabilecek 1 Ocak 2024 itibarıyla 20 yaşından gün almış ve 27 yaşını bitirmemiş adaylardan, 2023-2024 KPSS'den 50 ve üzeri puana sahip olma şartı aranacak.

 

BAŞVURU İÇİN SON GÜN NE ZAMAN?

Başvuruların başlama ve bitiş saatleri, temini yapılacak uzman erbaş alt branşları, temin şartları ve diğer detaylar https://vatandas.jandarma.gov.tr, www.jsga.edu.tr ve https://kamuilan.sbb.gov.tr internet sitelerinde yayımlanacak.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı