Mevcut dünya ekonomik düzeninde yarı iletken ve elektrikli araç batarya sektörler en fazla öne çıkan sektörler olmaktadır. Bu nedenle de sektörlere büyük yatırımlar yapılmakta, uluslararası şirketler diğer sektörlerde olmayan işbirlikleri yapmaktadırlar.

Özellikle yarı iletken üretimi ve yarı iletken üreten makine üretimi ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarının odağında yer almaktadır. Stratejik olarak önemli bir sektör olduğu için; uluslararası politik arena oluşan ittifak ve düşmanlıklar aynı şekilde yarı iletken sektörüne yansımaktadır. Bu bakımdan safların iyice netleştiği yarı iletken sektörü savaşında bir tarafta Çin diğer tarafta ABD ve müttefikleri Japonya ve Tayvan yer almaktadır. Bu arada bu tarihi savaşın yakından takip edilerek ülkemizin bilgilendirilmesini çok önemli bulduğumuzu da eklemek istiyoruz.

 

Yarı iletken pazarı WSTS (Dünya Yarı iletken Sektör İstatistik Kurumu) verilerine göre 2022 yılında 580 milyar dolar oldu. Bu pazarda ülkelerin payı ise şu şekilde:

 

Tayvan %22

G.Kore %21

Çin %12

Japonya %15

ABD %12

 

Trump yönetimi sırasında tırmanan ABD-Çin ticaret savaşı; Biden yönetiminin en başta işbirliği ve globalleşmeyi vurgulayan söylemi ile yumuşayacak diye düşünürken, ilerleyen zamanda bunun böyle olmadığı iki ülke arasındaki ticaret savaşının hatta yeni başladığı anlaşıldı.

 

Bu anlamda ABD’nin öncelik sırasında en önde yer alan yarı iletken sektöründe Çin’e karşı 2022 yılında çok önemli kısıtlamalar getirdi. ABD Ticaret Bakanlığı’nın yarı iletken sektörü ile ilgili getirdiği bu kısıtlamalara özetle bakmakta fayda var:

 

· Süper bilgisayar gibi çok ileri teknolojilerin ihracı Ticaret Bakanlığının iznine tabi olacak.

 

· İleri teknoloji yarı iletkenlerin üretiminde kullanılan alet teçhizat ve software programları izne tabi olacak.

 

· 14 nanometre altındaki “logic” türü yarı iletkenlerin üreten Çin’deki fabrikalara yedek parça ve teknoloji paylaşımı kısıtlanacak.

 

· Çin’li yarı iletken sektörü ile ilgili firmalarda çalışan veya bu firmalarla ticaret yapan ABD vatandaşları araştırma konusu olacak.

 

· Herhangi bir ülkeden ABD teknolojisinin kullanıldığı ürünlerin ihracatı genel olarak yasak.

 

· Genel kural olarak talepler reddedilecek. Fakat Ticaret Bakanlığı özel koşullarda uygun görebilir.

 

ABD’nin Pasifik coğrafyasındaki en önemli müttefiki olan Japonya yarı iletken sektöründe önemli adımlar atmaktadır. Japonya 2022 yılında Rapidus adında bir yarı iletken firması kurdu.

 

Parantez açıp yarı iletkenler ile kısa bir bilgi vermekte fayda var: Yarı iletkenlerin devleri ne kadar küçük ise yarı iletkenin fonksiyonları o kadar iyi olmaktadır. Başka bir deyişle yarı iletken sektöründe teknoloji ne kadar ilerlerse boyutu da o kadar küçülüyor. Şu an sektörün en ileri teknolojisi 2 nanometre ve altındaki yarı iletkenler.

 

Rapidus kurucuları arasında Japonya’nın her biri dev olan sekiz şirketi yer almaktadır: Toyota, Sony, NTT, Softbank, NEC, Denso, Tokyo Elektron ve Kioku Holding. Rapidus’un kuruluşuna Japonya’nın Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı (METI) öncülük etti ve Japon Hükümeti Rapidus için 70 milyar Yen (yaklaşık 5 milyar dolar) arge desteği verdi. Japonya’nın en büyük bankası olan ve ülkemizde de bir şubesi olan Mitsubishi UFJ Bank ise 3,1 milyar Yen (yaklaşık 25 milyon dolar) sermaye desteği verdi. Dolayısıyla Rapidus Japonya’nın ulusal bir projesi diyebiliriz. Diğer taraftan, Rapidus aslında bir uluslararası bir projedir. ABD, Japonya ve Tayvan’ın ortak konsensüsü ile kurulmuştur. Rapidus IBM’in ürettiği 2 nanoluk yarı iletken teknolojisini kullanarak Japonya’da ilk defa ileri teknoloji yarı iletken üretecek. Süper bilgisayar ve yapay zeka ürünlerinde kullanılan “logic” türündeki 2 nanometre ve altındaki yarı iletkenleri geliştirip 2027 yılında büyük ölçekli üretime başlayacak.

 

Japonya aslında 2000’lerin başlarında yarı iletken sektöründe en ileri ülkelerden biriydi. Fakat ekonomisi nasıl 20 yıldır deflasyondan çıkamayıp ekonomide 20 yılı kaybettiyse yarı iletken sektöründe de 20 yılı kaybetti. Bu nedenle halen 2000’lerin teknolojisi olan 40 nanoluk yarı iletkenler üretiyor. Japonya hem ABD-Çin ticaret savaşından maksimum faydayı sağlamak, yarı iletken sektöründe Tayvan’ın ağırlığını azaltmak, hem de ABD’nin desteği ile ekonomisini resesyondan çıkartmak istiyor. IBM 2 nanometrelik yarı iletkenleri 2021 yılında üretmeye başladı. ABD; Japonya ile yarı iletken sektöründe işbirliğini tam olarak sağlayıp ileriye götürmek için IBM teknolojisinin Japonya’da kullanılmasına izin verdi.

 

Dünyanın en büyük yarı iletken üreticisi ise Tayvan’ın TSMC firmasıdır. TSMC akıllı telefonlar ve data centerlarda kullanılan en ileri teknolojiye sahip 3 nana ve altı yarı iletkenlerin %90’ını üretmektedir. TSMC yeni nesil yarı iletken olan 2 nanometrelik yarı iletkenleri 2025 yılında büyük ölçekli olarak üretecek. Böylece TSMC en yakın rakibi Intel ile arayı iyice açacak.

 

Bu arada en ileri yarı iletken üretiminin Çin’in Tayvan işgali gibi bir olay ile engelleneceğini düşünen ABD, TSMC’yi ABD’de üretim yapmaya davet etti. TSMC ABD’de 4 nanoluk yarı iletken üretecek. TSMC 2022 Aralık ayında ABD’de ikinci fabrikasını da kurma kararı aldı. Bu ikinci fabrika 2026 yılından başlayarak 3 nanoluk yarı iletken üretecek.

 

Japonya’da TSMC’yi Japonya’da üretim yapmaya ikna etti. BU fabrika 2024 yılında üretime geçecek ve orta sınıf 10-20 nanoluk yarı iletkenler üretecek.

 

Sonuç olarak; 2023 yılı ve sonrasında dünya ekonomisinin gündemindeki ana sektör yarı iletken sektörü, bu sektörle ilgili gelişmelerin merkez üssü de Uzak Doğu-Pasifik bölgesi olacak.

 

12 Ocak 2023 Perşembe

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar