Uluslararası yardımlarda ‘dünyanın en hayırsever ülkesi’ olarak bilinen Türkiye için yardım seferberliği başladı. Depremden etkilenen 10 il için ABD’den Çin’e, Pakistan’dan Kenya’ya kadar birçok ülke yardım kervanına katıldı.


‘Tek Yürek Türkiye’ kampanyasıyla vatandaşlar da bağış için adeta yarışa girdi. Ortak canlı yayınlarda 115 milyar TL toplanırken, hayırseverler 50 TL değerinde 9 milyon adedi aşkın SMS gönderdi. Yurt dışından da ‘Seninleyiz Türkiye’ kampanyası başlatıldı. 

 

HABER: BARIŞ CABACI

 

Türkiye, bugüne kadar hangi ülke zor durumda olursa karşılıksız yardıma koştu. İngiltere merkezli Development Initiatives’ın hazırladığı İnsani Yardım 2022 Raporu’na göre; ABD, 9 milyar 768 milyon dolar insani yardımla miktar bazında listenin başında yer aldı. Türkiye ise ikinci sıraya yerleşti. Ancak Türkiye, 5 milyar 587 milyon dolarla Gayrisafi Milli Hasılası’na oranla en çok insani yardım yapan ülke oldu. Doğal afetlerde, salgınlarda yardıma koşan Türkiye, savaş ortamında da sulh anlayışıyla süreçleri yönetti. 


HEM AYNİ HEM NAKDİ


Asrın felaketi olarak tanımlanan Kahramanmaraş merkezli iki depremin ardından Türkiye, uluslararası yardım çağrısında bulundu. Bu çağrının ardından dünya, Türkiye için yardım yarışına girdi. Yaklaşık 100 ülke, Türkiye’ye hem ayni hem de nakdi yardım yapmaya da devam ediyor. Ayrıca bölgeselleşmenin ön planda olduğu yeni dünya düzeninde küresel birliğin varlığı tekrar hatırlandı.


KÖRFEZ’DEN 370 MİLYON $


Körfez ülkeleri de depremlerin ardından yardım kampanyaları başlattı. Suudi Arabistan 90.7 milyon dolar, Katar 69.4 milyon dolar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) 114.6 milyon dolar, Kuveyt 97 milyon dolar bağışlarken, Bahreyn ve Umman bağışlara destek verdi. Türkiye ve Suriye’deki afetzedeler için Körfez ülkelerinde bir haftada toplanan yardımlar 370 milyon doları geçti. 


BAKANIN KIZI GELDİ


Macaristan arama-kurtarma ekibi, yardıma gelen ilk ülkelerden biriydi. Bu ekipte Kamu Diplomasisi ve İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Zoltan Kovacs’ın kızı Ilka da vardı. Öte yandan Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, sosyal medya hesabından, “Kimliği gizli bir Pakistan vatandaşının ABD’deki Türk büyükelçiliğine giderek Türkiye ve Suriye’deki depremzedeler için 30 milyon dolar bağışta bulunması beni derinden etkiledi” paylaşımında bulundu.  


SENİNLEYİM TÜRKİYEM


Azerbaycan, depremin ilk anından itibaren hem ayni hem de nakdi yardımlarla Türkiye’nin yanında oldu. Azerbaycan Kızılayı da ‘Seninleyim Türkiyem’ sloganıyla yardım kampanyası başlattı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de bölgeye 82 yardım TIR’ı gönderdi. Bu yardımların yanı sıra kampanyalar da başlattı. Türk Devletleri Teşkilatı da nakdi yardımları sürdürüyor. Öte yandan, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı’ndan (TÜRKSOY) yapılan yazılı açıklamada, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın depremin hemen ardından arama-kurtarma ekipleriyle ülke çapında toplanan yardımları Türkiye’ye gönderdiği belirtildi. 


AB YARDIM ÜSSÜ 


Avrupa Birliği (AB) ülkeleri de depremin ilk haftasından başlayarak yardım seferberliği başlattı. Bu çağrıya katılan ülkeler arasında Hollanda vardı. Hollanda’da, depremlerden etkilenen Türkiye ve Suriye’deki vatandaşlara yardım toplamak için yapılan ortak canlı yayın öncesinde 28.6 milyon Euro olan toplam bağış, yayın sonrasında 90 milyon Euro’yu geçti. Avrupa Birliği’nden nakdi yardımlar sürerken, Dünya Bankası da Türkiye’ye 1.78 milyar dolar nakdi yardım yaptı.


AFRİKA DA SESİMİZİ DUYDU


Kenya’dan Güney Afrika’ya, Senegal’den Kamerun’a nakdi ve ayni yardımların yanı sıra dualar eksik olmuyor. Gana Milli Cami’nde Ganalı İmam Şeyh Muhammed Mahey, “Siz mazlumun yardımına koştuğunuz gibi Allah da size yardım edecek” dedi. Bunun yanı sıra Afrika’nın birçok ülkesinde cuma namazı sonrası Türkiye için dualar okundu.


YURT İÇİNDE HAYIR YARIŞI


Türkiye, deprem yaralarını sarmak için ‘Tek Yürek Türkiye’ kampanyası başlattı. Türkiye’deki tüm televizyon ve radyo kanalları ortak yayın gerçekleştirdi. Deprem için ortak yayınla ekranlarda ve radyolarda gerçekleştirilen kampanyada 7 saatte 115.1 milyar liralık (6 milyar dolar) bağış rakamına ulaşılırken, 9 milyon adedi (adet/50TL) aşkın SMS gönderildi. 


Yayına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da katıldı. KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Duamız Türkiye ile. Ben bu akşam 3 aylık maaşımı bağışlıyorum. Yüreğimiz Türkiye ile” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, konteyner kent kurulmasında da seferber olduklarını dile getirdi.


BM’NİN CÖMERT DOSTU


Yayına katılan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Türkiye’nin tarihin en büyük doğal felaketlerinden biriyle karşı karşıya kaldığını belirtirken, BM olarak Türkiye’nin yanında olduklarını söyledi. Guterres, Türkiye’nin Suriye’de yaşananların ardından cömertliğini ve ev sahipliğini gösterdiğinin de altını çizdi. Guterres, “Cömert ve misafirperver dost, zor zamanda yardıma koşan Türkiye’nin yanında olacağız. Seninleyiz Türkiye...” dedi. Guterres, depremzedeler için 1 milyar dolarlık insani yardım çağrısı başlattı.


TÜRKİYE’Yİ UNUTMADIK


Arnavutluk Başbakanı Edi Rama da canlı yayına katılarak 1 milyon Euro bağışladı. Başbakan Rama, canlı yayında şunları söyledi: “Türkiye’nin 2019 depreminde bizler için yaptığını unutmadık. Bu zor gününde seninleyiz Türkiye.”


GEÇİCİ KONUT İÇİN GELDİLER 


Deprem bölgesinde konteyner ve çadır kentler kurulmaya başladı. İlk yardım 10 bin konteyner ile Katar’dan gelmişti. Suudi Arabistan da bu yardım yarışına ortak olarak 3 bin konteyneri deprem bölgesine sevk etti. Türkiye’deki STK’lar, iş insanları ve çeşitli yardım dernekleri, Bölgenin konteyner ihtiyacını karşılamak için konteyner kentler kurmaya devam ediyor. Bölgeye bugüne kadar yaklaşık 70 bin adet konteyner gönderildi. Kırgızistan da deprem bölgesine yaklaşık bin adet yöresel ev çadırları (otağ çadır) gönderdi.


AB’DEN BAĞIŞÇILAR KONFERANSI


Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, yıkıcı depremin ardından Türkiye ve Suriye halkına destek amacıyla bir Bağışçılar Konferansı düzenlemeyi planladıklarını açıkladı. Etkinliğe mart ayında Brüksel’in ev sahipliği yapacağı belirtildi. Konferansa Komşuluk ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komisyon Üyesi Oliver Varhelyi ile AB Dönem Başkanlığı’nı yürüten İsveç’in Uluslararası Kalkınma İşbirliği ve Dış Ticaret Bakanı Johan Forssell birlikte başkanlık edecek. Türk makamlarıyla koordinasyon halinde düzenlenecek Bağışçılar Konferansı ile uluslararası toplumun harekete geçirilmesi amaçlanıyor.

20 Şubat 2023 Pazartesi

Toplam piyasa değeri 14.2 trilyon TL olan Borsa İstanbul’da 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Son üç ayda BIST 100 endeksi kendi rekorunu tazeleyerek 10 bin seviyesinin üzerine yükseldi.


Borsada aynı dönemde gıda şirketlerinin de iyi bir performans gösterdiğini söyleyen uzmanlar, “Son üç ayda gıda şirketlerinin performansı, BIST 100 kazançlarını da geçti” diyor.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

Yerel seçimler geride kalırken BIST 100 endeksi hem kendi rekorunu tazeledi hem de 10 bin seviyesinin üzerine yerleşti. İstanbul BIST tüm endeksi dahilinde 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Bu şirketlerden gıda, içecek, tarım, ormancılık sektörleri içinde toplam 20’nin üzerinde şirket var. İstanbul Ticaret’e konuşan uzmanlar, önümüzde daha net bir tablo olduğuna ve bunun paralelinde borsada yükseliş trendinin devam edeceğine işaret ederek, burada ana temanın enflasyon, makroekonomik dengelenme ve yabancı girişleri olduğunu vurguluyor. Yıl başından bu yana fiyat hareketleri incelendiğinde, gıda şirketlerinin son üç ayda iyi performans sergilediğini söyleyen uzmanlar, “Şirket bazlı ayrışmalar gözlemlense de son üç aydaki performansları BIST 100 kazançlarını geçti. Bunun temel sebebi de açıklanan bilançoların diğer sektör hisselerine göre daha pozitif ve beklentilerin üstünde olması” diyor.

 

TEDBİRLER POZİTİF YANSIDI

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, yeni ekonomi yönetiminin kadrosuyla ortodoks politikaların uygulanması, makro ihtiyati tedbirlerle sadeleşme adımlarının atılması ve duyulan güven ile Türkiye’nin makroekonomik verilerinde iyileşmenin sürdüğünü söyledi. Bu sürecin yabancılar tarafından olumlu karşılandığını, CDS fiyatlaması, kredi derecelendirme kuruluşları ve majör yabancı banka kurum raporlarından da görüldüğünü belirten Erbaş, özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının devam ettiğine dikkat çekti. Global oyuncuların takip ettiği bu gelişmelerin Borsa İstanbul’a pozitif yansıdığını belirten Erbaş, “Bu seneyi neredeyse yarılarken dolar bazında yüzde 24 primlenen BIST, gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışıyor. Genel seçimlerin ışığında, son bir senelik süreçte ise yabancı takas oranımızın yüzde 29’dan yüzde 40 seviyesine dayandığını görüyoruz. Takip eden dönemde özellikle hükümetin enflasyonu düşürmek için uyguladığı daraltıcı para politikalarının etkisi enflasyonda görülmeye başladıktan sonra gösterge faiz oranlarında kademeli azaltımlar bekliyoruz. Yurt dışı merkez bankalarından erken gelecek faiz azaltım sinyalleri risk alma noktasında değerlendirilerek 10 bin seviyesi üzerinde kalıcılığın devam edeceği görüşündeyiz” dedi.

 

ORTALAMA GETİRİ YÜZDE 80

 

Erbaş, Borsa İstanbul’da gıda özelinde 20 şirket olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi: “Tarım ve tarıma dayalı bazı şirketlerin (Kayseri Şeker, Bor Şeker, Bagfas Bandırma Gübre Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Hektaş, Agrotech Yüksek Teknoloji ve Yatırım, Ofis Yem Gıda, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri, Kütahya Şeker, A.V.O.D Kurutulmuş Gıda, Elite Natürel Organik Gıda, Orçay Ortaköy Çay Sanayi, Söke Değirmencilik) sene başından bu yana ortalama getirisi yüzde 80.50 oldu. Bu şirketler, Borsa İstanbul’un yüzde 36 getirisine göre pozitif ayrıştı.”

 

TARIMA DAYALI ŞİRKETLER 

 

Borsa İstanbul’da tarıma dayalı halka açık şirket profillerinin de değiştiğini bildiren Erbaş, “Bazı şirketler doğrudan tarım ürünleri üretirken ve ilaçlama, gübreleme ve tohum çalışmaları yaparken, bazıları ise tarıma tedarik sağlayan ve üretime çeşitli ekipmanlarla destek veren grup olarak ayrılıyor. Diğer taraftan yeni halka arz olan tarıma dayalı şirket fiyatlaması, temel göstergelerin dışında gerçekleşebiliyor. Bu nedenle şirket performansları sadece temel beklentiler üzerinden değil, sektör içindeki konumu ve halka açılma süreci ile ilgili olabiliyor” diye konuştu.

 

İNOVATİF TEKNİKLER VERİMİ ARTIRIYOR

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, dünyada en büyük tarım ve tarıma dayalı şirketler incelendiğinde Archer-Daniels-Midland’ın Kasım 2022’den bu yana yüzde 35 değer kaybetti-ğini hatırlatarak, küresel geliş-meleri şöyle özetledi: “Küresel gıda şirketi Bunge, Haziran 2022’den bu yana yüzde 9’a yakın değer kaybetti. Latin Amerika’nın dev tarım şirketi olan Adecoagro, topraksız tarım ürünlerinde öncü olmayı hedefliyor. 2023 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre brüt kâr marjını yüzde 40’a yakın arttırdı. Global tarım şirketleri inovatif teknikler ve verimliliklerini sürekli artırma çabasındayken Türkiye’deki tarım ve tarıma dayalı şirketlerin global trendleri takip etmesi fayda sağlar.”

 

YENİ ZİRVELER GÖRECEĞİZ

 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul BIST Tüm endeksi dahilinde 531 şirketin faaliyette olduğunu belirterek, bunların 47’sinin gıda içecek, tarım, ormancılık sektörlerinde olduğunu söyledi. Doğan, şunları kaydetti: “Bu 47 şirketin toplam piyasa değeri 900 milyar TL civarında seyrederken BIST Tüm endeksindeki şirketlerin toplam değeri ise 14.3 trilyon TL civarında. BIST 100 endeksinin yılın geri kalanında da yeni zirveler görmeye devam edeceğini, hatta ekonomi ve siyaset ekseninde doğru adımlar atıldığı sürece makro risklerdeki düşüşle birlikte bu trendin gelecek yıl da süreceğini düşünüyoruz.”

 

GETİRİ ORTALAMASI YÜZDE 49

 

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, Borsa İstanbul’da 550 şirketten 10’unun dolaylı ya da doğrudan tarımsal faaliyetlere dayalı iş kollarında olduğunu belirtti. Yılbaşından bu yana BIST 100 ve BIST Sınai endekslerinin performanslarının sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 27 getiri sağladığını söyleyen Bircan, beklentileri şöyle anlattı: “Bu dönemde tarım ve tarıma dayalı alanda faaliyet gösteren şirketlerin getiri ortalamasının ise yüzde 49 olduğu dikkat çekiyor. Devam eden süreçte tarımsal alanların iyileştirilmesine yönelik çalışma-larla bir yandan Türkiye’nin kendi içerisinde tarımsal ürün yeterliliği desteklenirken bir yandan da ihracatın artırılmasına olumlu katkı sağlayacak.”  

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Enflasyonla mücadele hedefi ve ekonomide istikrar için hazırlanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, genelgeler ve yeni düzenlemelerle bütün kamu kurumlarında uygulanacak.


Kamu harcamalarında hangi kalemlerde tasarrufun artırılacağı, nerelerde ödeneklere öncelik verileceği tek tek açıklandı. Paketin daha öncekilerden farkı ise verimlilik, güçlü izleme, kamunun tamamında uygulama esası olacak. 

 

ADEM ORHUN 

 

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklandı. Pakette harcamaların azaltılmasının yanı sıra verimliliğin artırılması, izleme ve denetim hedefleri de dikkat çekiyor. Bir diğer husus ise paketin hedefleri kapsamında yeni düzenlemelerin yapılacak olması. Paketin sunumu öncesinde konuşan Yılmaz, daha önce yapılmış hazırlıklara ve talimatlara dikkat çekti. Yılmaz’ın yaptığı açıklamaya göre bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya konulan, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte uygulanacak. Önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yaptığı hazırlıkların devreye girmesiyle toplam etkisini gösterecek. Bunlar, zamanı geldikçe açıklanacak. 

 

CUMHURBAŞKANI TALİMATI

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan’daki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) güçlendirilmesi için kamuda tasarrufun artırılmasına, yatırımlarda önceliklerin belirlenmesine ve yapısal reformların hızlandırılmasına dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mayıs’taki toplantıda ise kamuda harcamaları etkileyen alanlarda tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişti. 

 

DEVAMI GELECEK

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatların hatırlatan Cevdet Yılmaz da “Bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte anlam ifade ediyor. Önümüzdeki aylarda, çeşitli hazırlıkların devreye girmesiyle ve oluşturacağı toplam etkiyle tam olacak. Bunları sizlerle zamanı geldikçe paylaşacağız” dedi. Yılmaz, “OVP’nin enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. Gelecek yıl yüzde 20’nin altında, 2026 yılında tek haneli enflasyona ulaşmada kararlıyız. Bunu sağlarken, büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 

 

HESAP VEREBİLİRLİK

 

Bu paketin, geçmiştekilerden farklılık arz ettiğini söyleyen Yılmaz, farkı şöyle açıkladı: “Bu paketi, geçmişten çıkardığımız derslerle, bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemiyle hayata geçireceğiz. Ayrıca, ‘hesap verebilirlik’ mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmanın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olarak iki ayaklı çalışma yürütülüyor. Hiçbir kuruluşumuz bundan istisna değildir. Kanun gerektirmeyen hususlardaki genelge taslağı hazırlandı, kısa süre içinde Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacak. Kanun gerektiren konularda yürüttüğümüz hazırlıklar, TBMM’nin takdirine arz edilecek.”

 

ÖNCEKİLERDEN FARKLI

 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Tasarruf ve Verimlilik Paketi sunumunda farklara dikkat çekti. Bakan Şimşek, “Bu bizim ilk tasarruf çabamız değil, son paket de olmayacak. Dolayısıyla bu alanla ilgili olarak önümüzdeki dönemde birçok adım atacağız. Bugünkü tedbir setini, geçmişteki uygulamalardan farklı kılan üç husus var” dedi. Bakan Şimşek, paketi farklı kılan üç maddeyi şöyle açıkladı:

 

  • Birincisi, Orta Vadeli Program’ın özüne uygun olarak, kamuda verimliliği artırarak tasarrufu amaçlıyoruz.  
  • İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. 
  • Üçüncüsü, tedbirler, kamunun tamamını kapsayacak şekilde uygulanacak. Yani merkezi idareler, mahalli idareler, KİT’ler, döner sermayeler, fonlar yani kamunun tamamı bu tedbir paketinin kapsamındadır.

 

DEZENFLASYON İÇİN

 

“Vergi artışı, mevcut nesilleri etkiliyor, borçlanma ise gelecek nesillerin yükümlülük altına girmesi demek” diyen Bakan Şimşek, şöyle devam etti: “Kamuda harcama kontrolü ve tasarruf üzerinden dezenflasyon sürecine destek vereceğiz. Bu, çok önemli. Yatırımların öncelikli alanlara yönlendirilmesi de verimlilik açısından, uzun vadeli büyüme açısından çok kritik bir değişken. Kamu maliyesi ve birçok alanda reform yapacağız ve bunları paylaşacağız.” 

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre program, şu adımlarla güçlendirilecek: 

 

  • Kamuda harcama kontrolü ve tasarruflar artırılacak.
  • Yatırımlar öncelikli alanlara yönlendirilecek.
  • Yapısal reformlar hızlandırılacak.

 

TASARRUF VE HARCAMALAR

 

Harcama tedbirlerinin 3 temel ayağı olduğunu belirten Bakan Şimşek, bunları şöyle açıkladı: 

 

  • Kamuda tasarruf 
  • Bütçe harcamalarında disiplin
  • Kamu yatırımlarında verimlilik

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre, kamu tasarruf alanları içindeki 8 öncelikli alan şunlar olacak: 

1. Taşıtlar

2. Binalar

3. Kamu istihdamı

4. İdari yapılanmada etkinlik

5. Yurt dışı geçici görevler

6. Enerji ve atık yönetimi

7. Haberleşme giderleri

8. Diğer cari harcamalar 

 

AVDAGİÇ: DEZENFLASYON İÇİN KATKISI OLACAK

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, kamuda tasarruf programının ‘üretirken verimli ve harcarken tasarruflu olmayı’ bir döneme mahsus bırakmayıp, ülke kültürüne yerleştireceğine inandıklarını belirtti. Programın, enflasyonla mücadele fedakarlığını toplumun tüm kesimlerine paylaştıracağını ifade eden Avdagiç, “Topyekun bir mücadelenin yeni bir başlangıcı olmasını ve dezenflasyon kararlılığımıza katkı sağlamasını diliyoruz. Temennimiz, bu fedakarlıkların karşılığının kısa sürede kalıcı refah olarak tüm topluma geri dönmesi” değerlendirme-sinde bulundu.

 

NEDEN MALİ DİSİPLİN?

 

  • Kalıcı fiyat istikrarını sağlamak
  • Doğal afetlere kaynak oluşturmak
  • Yeşil ve dijital dönüşüme kaynak
  • Düşük risk primine ulaşmak
  • Makul şartlarda kredi bulmak
  • Bütçe açığını azaltarak nesiller arasında adaleti sağlamak

20 Mayıs 2024 Pazartesi