tatil-sepeti

Sektörlerin alt yapısını yeniden şekillendiren yapay zekanın önümüzdeki beş yıl içerisinde 16 trilyon dolarlık hacim oluşturacağı öngörülüyor. Oxford Insight’ın açıkladığı Yapay Zeka Endeksi’ne göre 2023 yılında 47. sırada yer alan Türkiye, 2025 yılı hedefini ilk 20 olarak belirledi.


 

 Hali hazırda bilişim teknolojilerinde yoğun olarak kullanılan yapay zekanın, en fazla ekonomik verimlilik etkisi oluşturacağı alanın ise sağlık olacağı belirtiliyor.

 

HABER: EMİR UÇAR 

 

Tarımdan otomotive, bankacılıktan lojistiğe, sağlıktan savunma sanayine kadar onlarca sektörü derinden etkileyen yapay zeka konusunda ülkeler birbiri ardına stratejilerini yeniliyor. Sektörlerin alt yapısını yeniden şekillendiren yapay zekanın önümüzdeki beş yıl içerisinde 16 trilyon dolarlık hacim oluşturacağı öngörülüyor. Türkiye de yapay zeka yarışında yerini almak için kolları sıvayan ülkeler arasında. Oxford Insight’ın her yıl açıkladığı Yapay Zeka Endeksi’ne göre geçtiğimiz yıl 47. sırada yer alan Türkiye, 2025 yılı hedefini ilk 20 olarak güncelledi. Dünya yapay zeka yarışında ipi ise Çin göğüslüyor. 

 

YAPAY ZEKA STRATEJİSİ 

 

Yapay Zeka Teknolojileri Derneği’nden alınan bilgilere göre, Türkiye’nin küresel yapay zeka piyasasındaki payı yüzde 1. Küresel üretken yapay zeka pastasından ise yüzde 0.2 pay alıyor. Bu alanda farkındalık oluşması için zamana ve devlet politikası ile eğitim yatırımlarına ihtiyaç var. Türkiye; özellikle sağlık, otomotiv, savunma, bankacılık, tarım, lojistik gibi stratejik sektörlere yapay zekayı entegre ederek rekabet gücünü artırmayı planlıyor. Bu anlamda Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliğiyle 2021 yılında Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Raporu yayınlanmıştı. Rapor, bu yıl hedefleri yenileyecek şekilde güncellendi. 

 

KOMİSYON KURULACAK 

 

Yapay zeka konusunda daha aktif oyuncular arasında yer almayı hedefleyen Türkiye’de çeşitli yasal düzenlemeler de yolda. Türkiye Büyük Millet Meclisi Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, geçtiğimiz günlerde, yeni yasama döneminde Yapay Zeka Komisyonu kurulacağını açıkladı. Komisyonun bir rapor hazırlayacağını ve yapay zeka ile ilgili kanun hazırlıklarının da yapılacağını ifade eden Yayman, “Yapay zeka destekli sektörlerin 2025 yılında gayri safi yurt içi hasılaya yüzde 5 oranında katkı sağlayacağını öngörüyoruz” dedi. 

 

İLK SEKTÖR SAĞLIK 

 

Uluslararası raporlama şirketi Gartner’a göre, önümüzdeki iki yıl içinde yapay zeka destekli kararlar tüm iş süreçlerinin yüzde 50’sinden fazlasını karşılayacak. Türkiye’de yapılan yapay zeka saha araştırmalarına göre, hali hazırda yapay zekanın en yoğun kullanıldığı alan bilişim teknolojileri olsa da en fazla sağlık sektöründe ekonomik verimlilik etkisi oluşturacak. Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI)  2024 Çalıştay Raporu’na göre ise bunu otomotiv ve savunma sanayi izleyecek. Aynı rapora göre yapay zekaya en kolay uyum sağlayacak sektörler sağlık ve kamu hizmetleri olacak.

 

350 ŞİRKET MEVCUT 

 

Statista verilerine göre, küresel yapay zeka teknolojilerinin büyüklüğü 2023 yılı itibariyle 136 milyar dolar iken, Türkiye’de bu rakam 1.2 milyar dolar. Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin yapay zeka girişimleri haritasına dahil olan şirket sayısı 350. İTOSAM’ın yayınladığı bir rapora göre de Türkiye merkezli yapay zeka ürünleri geliştiren firmaların sayısı 1.195 olarak belirtiliyor. Dünyada bu alanda faaliyet gösteren her 100 şirketin biri Türkiye merkezli. Bu sayı, ABD’de yaklaşık her 4 şirketten biri olarak kayıtlarda yer alıyor. 

 

FARKLI SEKTÖRLERDE FARKLILAŞAN KULLANIM

 

Doç. Dr. Adnan Veysel Ertemel-İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi: Yapay zeka; sağlık, finans, perakende, üretim ve ulaşım gibi kilit sektörlerde giderek daha fazla yeniliklerin temel taşı haline geliyor. Sağlık alanında teşhis, ilaç keşfi ve kişiselleştirilmiş tıp alanında çığır açan gelişmelere öncülük ediyor. Perakende sektörü, yapay zekanın tedarik zincirlerini optimize etme, yapay zeka destekli sohbet robotları aracılığıyla müşteri deneyimlerini iyileştirme ve anında müşteri desteği sağlama yeteneğinden faydalanıyor. Finans sektöründe, yapay zeka destekli algoritmalar risk değerlendirmesi ve finansal işlemleri devrim niteliğinde değiştirirken, dolandırıcılık tespiti ve algoritmik ticaret alanında önemli iyileştirmeler sağlıyor. Üretim sektörleri, yapay zekayı öngörücü bakım ve kalite kontrolü için kullanırken, ulaşım sektörü de yapay zekanın yön verdiği otonom araçlar ve lojistik optimizasyonuyla öne çıkıyor. Yapay zeka gelişmeye devam ettikçe, önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde benimsenmesinin derinleşmesi ve genişlemesi bekleniyor. Gelecekte, yapay zekanın daha fazla işletme operasyonlarına entegre olması ve sektörlerde daha fazla verimlilik ve yenilik sağlanması muhtemel. Bu durum, üretimde tam otonom sistemler ve perakendede son derece kişiselleştirilmiş tüketici deneyimleri gibi daha sofistike uygulamaların ortaya çıkmasına yol açacaktır. Ayrıca, yapay zekanın eğitim, hukuk hizmetleri ve tarım gibi sektörlerdeki etkisinin de teknoloji daha erişilebilir ve sektöre özgü hale geldikçe artması bekleniyor. 

 

HIZLI HAREKET EDİLMELİ 

 

Barış Yalın Uzunlu-Yapay Zeka Teknolojisi Derneği Araştırma Sorumlusu: 2024 yılı haziran ayında North Carolina Department of Commerce tarafından yapay zekanın kullanıldığı sektörlerin ve gelecek öngörülerinin analiz edildiği bir rapor yayınlandı. Buna göre, günümüzde ABD’de yapay zekanın en fazla kullanıldığı sektör, yüzde 18 ile bilgi teknolojileri. İkinci sırada yüzde 12 ile profesyonel, bilimsel ve teknik hizmetler geliyor. Finans, yüzde 7 ile beşinci sırada. Son sırada ise yüzde 1 ile tarım sektörü var. Önümüzdeki 6 ay için sıralamanın değişmeyeceği ama yüzdesel oranın tüm sektörler için artacağı öngörülmüş. Türkiye, yapay zeka alanında takipçi ülkelerden biri. Bu alanda lider ülkelerden biri olmak için en sağlıklı yol, yapay zeka teknolojilerinin bir devlet politikası haline getirilmesi ve en büyük yatırımın eğitime yapılması. 

02 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : YapayZeka

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Hedefimiz, 2030'a dek 100 Turcorn ve 100 bin teknoloji girişiminin bu ülkeden doğması, bu ülkede yeşermesi, dünyaya açılmasıdır, bunu başarabilecek potansiyelimiz olduğunu biliyoruz" dedi.


 

Global Liderler Zirvesi (Global Leader Summit), "Yapay Zeka Çağı ve Sürdürülebilir Gelecek" temasıyla İstanbul'da başladı.

 

Bakan Kacır, zirveye yolladığı video mesajında, 4. Sanayi Devrimi çağında, inovasyon odaklı yaklaşımlarla sosyal hayattan iş dünyasına, üretim modellerinden tüketici davranışlarına tüm alanlarda değer üretiminin yeniden şekillendiğini belirtti.

 

İş süreçlerinin değiştiğine, üretim modellerinin geliştiğine ve tüketici davranışlarının çeşitlendiğine hep birlikte şahit olduklarını vurgulayan Kacır, "Yenilikçi teknolojiler arasında yerini alan yapay zekanın geniş ve yaygın kullanımıyla birlikte iş süreçleri güçlü bir şekilde değişime uğruyor. Yapay zekanın kuantum hesaplama ve biyoteknoloji gibi derin teknolojilerle iç içe gelişmesi mevcut ve potansiyel etkilerini üssel olarak artırıyor. Gelecek adına yapay zeka alanında beklentiler oldukça yüksek." diye konuştu.

 

Kacır, yapay zeka geliştirme faaliyetlerinin, toplum yararını gözeten devlet veya akademik aktörlerden çok karlarını maksimize etmeye odaklanmış büyük ölçekli şirketler tarafından daha fazla yürütüldüğüne dikkati çekerek, ABD ve Çin'in yeni bir hegemonya yarışı olarak gördüğü bu alanda geliştiricileri, uygulayıcıları ve ürünleri sınırlayan kurallar öngören küresel bir fikir birliği çerçevesine dair net bir işaret bulunmadığını söyledi.

 

Türkiye olarak yapay zekanın bir tercih meselesi olmayıp, "Dijital Türkiye" vizyonuyla kalkınma yolculuğunun en büyük taşıyıcılarından biri olduğunu dile getiren Kacır, şöyle devam etti: "Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimiz doğrultusunda yapay zeka çağının sunduğu fırsatları maksimum düzeyde değerlendiriyoruz. Sorumlu ve etik yapay zeka uygulamalarının geliştirilmesinde aktif rol üstlenen bir anlayışla hareket ediyoruz. 'Refah seviyesi yüksek bir toplum için çevik ve sürdürülebilir bir yapay zeka ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretmek' vizyonuyla Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'ni kamuoyuyla paylaştık. Ülkemizdeki yapay zeka ekosistemini harekete geçirmek ve ekosistemin paydaşları arasındaki işbirliğini güçlendirmek üzere TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zeka Enstitüsünü kurduk. Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'te gençlerimizin geleceğin teknolojileri üzerinde çalışmalarını desteklemek için birçok alanda yarışmalar düzenliyoruz. Bu yıl Türk Ulusal Bilim e-Altyapısı (TRUBA) bünyesinde yeni süper bilgisayarımızı ülkemize kazandırdık. ARF Süper Bilgisayar ile savunma sanayisinden üretim sektörüne, ilaç tasarımından hastalık tespitine kadar birçok alanda araştırmacıların ihtiyaç duyduğu simülasyonlar eş zamanlı gerçekleştirilebilecek."

 

"TÜRKİYE BAYRAKTAR ROL ÜSTLENMEYE HAZIR"

 

Yapay zeka alanında yetkinliklerini artırmanın yanında yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve sorumlu şekilde kullanımı için uluslararası işbirliklerinde aktif rol üstlendiklerini vurgulayan Kacır, Türkiye'nin geçen yıl Yapay Zeka Küresel Ortaklığı'nın (GPAI) üyesi olduğunu hatırlattı.

 

Kacır, bu kapsamda sorumlu yapay zeka, mesleklerin geleceği, yenilik ve ticarileştirme, veri yönetimi gibi kritik alanlarda yürütülen uluslararası projelerde aktif olarak yer aldıklarını belirterek, geçen yıl katıldıkları 8,2 milyar avro bütçeli Dijital Avrupa Programı ile yüksek başarımlı hesaplama ve yapay zekada stratejik altyapıların kurulumunu ve bu alanlarda ihtiyaç duyulan insan kaynağının yetiştirilmesini sağladıklarını anlattı.

 

Katıldıkları EuroHPC Ortak Girişimi ile dünyanın sayılı süper bilgisayarlarından MareNostrum 5'e doğrudan erişim imkanına sahip olduklarına dikkati çeken Kacır, şu ifadeleri kullandı: “Yapay zeka teknolojilerinin etkili ve sorumlu şekilde kullanılması açısından yerli ve milli projelerin geliştirilmesi büyük önem taşımakta. Kullanıcıların yapay zeka teknolojilerden elde ettikleri bilgilerin, kendi değer yargılarıyla tam olarak örtüşmemesi önemli bir risk unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Her zeminde vurguladığımız üzere, bilimin, teknolojinin ve refahın sadece birkaç ülke veya şirketin elinde asimetrik şekilde toplanması, insanlığın geleceği için büyük tehditler taşımaktadır. Böyle bir düzen hem çatışmaları tetikleyecek hem de dünya barışını bozacak bir düzendir. Türkiye, güçlü insan kaynağı ve teknoloji geliştirme altyapısıyla her geçen gün daha da büyüyen girişimcilik ekosistemiyle insanlık yararına teknoloji anlayışıyla bayraktar rol üstlenmeye hazır konumdadır.”

 

TEKNOFEST’E DAVET

 

Kacır, son 22 yılda teknoparkların sayısını 2'den 104'e, teknoparklarda AR-GE ve inovasyon yapan girişimlerin sayısını 56'dan 10 bin 800'ün üzerine çıkardıklarını belirterek, AR-GE ve tasarım merkezleri sayısının 1600'ü aştığının altını çizdi.

 

Türkiye'nin 2019'da hiç unicornu bulunmazken, bugün 6'sına bakanlık olarak destek verilen 7 unicornu olan bir ülkeye dönüştüğüne işaret eden Kacır, şu bilgileri paylaştı: "Bizim deyimimizle 7 Turcorn'umuz var. Bu ivmeyi daha da yükseltmekte kararlıyız. Erken aşamayı başarıyla geçmiş, hızlı büyüme potansiyeli taşıyan teknoloji girişimlerinin, daha hızlı ölçeklenmesine ve küresel pazarlara açılmasına rehberlik eden Turcorn 100 Programı, girişimcilik dostu mevzuat uygulamaları, Türkiye'nin en büyük gücü, en büyük kuvvet çarpanı genç ve nitelikli insan kaynağımızı teknolojiye ve teknoloji girişimciliğine yönlendirecek yeni projelerle hedefimiz, 2030'a dek 100 Turcorn ve 100 bin teknoloji girişiminin bu ülkeden doğması, bu ülkede yeşermesi, dünyaya açılmasıdır. Bunu başarabilecek potansiyelimiz olduğunu biliyoruz. Teknoloji geliştirmede elde ettiğimiz kazanımlar bizlere katma değerli üretim ve yüksek teknolojide daha da ileriye gitme cesaretini veriyor."

 

Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Cumhuriyet tarihinin en büyük çaplı yatırım teşvik programı HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ile Türkiye'yi yüksek teknolojili üretimde bir üst lige taşımakta kararlı olduklarını söyledi.

 

"Yeşil ve dijital dönüşüm destek programları" ile işletmelerin ikiz dönüşümde ihtiyaçlarına cevap verecek destek mekanizmalarını devreye aldıklarını vurgulayan Kacır, şunları kaydetti: "Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programıyla ülkemizin teknolojik ve stratejik öncelikleriyle uyumlu yatırımların gerçekleştirilmesi için uzun vadeli ve uygun koşullarda finansmana erişim imkanı sunuyoruz. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile yüksek teknoloji odaklı yatırımlar için AR-GE'den seri üretime uçtan uca bütüncül bir destek mekanizması sağlıyoruz. Elbette, daha müreffeh ve sürdürülebilir bir gelecek inşasında attığımız tüm adımların odağına da en kıymetli hazinemiz insan kaynağını koyuyoruz. Bunun en güçlü örneği de yıldan yıla daha da büyüyen, rekorları alt üst eden, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'tir. Bu vesileyle sizleri, 2-6 Ekim'de Adana'da gerçekleştireceğimiz TEKNOFEST'e davet ediyorum."

18 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : arge yapay zeka turcorn

PİLDER Başkanı Kadem Usta, Türkiye'de kurulması planlanan 4 batarya üretim tesisi için anlaşmaların imzalandığını belirterek, "Ülkemizin 2030’a kadar 80 gigavatsaat üretim kapasitesini aşacağını öngörüyoruz" dedi.


 

Pil Batarya Üreticileri ve Tedarikçileri Derneği (PİLDER) Başkanı Usta ve PİLDER üyeleri, gazetecilere Türkiye'nin batarya piyasasındaki gelişmeleri değerlendirdi.

 

Cep telefonlarından elektrikli araçlar ve enerji depolama sistemlerine kadar farklı tip ve kapasitede üretilen bataryaların küresel hacminin gelecek 10 yılda ciddi büyüme göstereceğini vurgulayan Usta, batarya teknolojilerinin, sürdürülebilir enerji geçişinin kritik parçası haline geldiğini anlattı.

 

Pil ve batarya endüstrisinin son derece dinamik bir sektör olarak hızla büyüdüğünü aktaran Usta, "Ülkemizdeki artan talebin yanı sıra G7 ülkelerinin 2030'a kadar ulaşmayı hedeflediği 1500 gigavatsaatlik yeni küresel enerji depolama hedefi de sektörümüz için önemli bir fırsat sunuyor. Bu alanda küresel pazarda daha etkin bir konuma gelerek ülkemiz ekonomisine büyük katkı sağlayabiliriz, bu yüzden de batarya ve pil teknolojilerinde üretim üssü olma vizyonuyla hareket ediyoruz." ifadelerini kullandı.

 

Türkiye'deki batarya üretim ekosisteminde önemli gelişmeler gözlemlediklerini dile getiren Usta, "2 hücre üretim tesisi halihazırda aktif faaliyet gösteriyor. Yatırım aşamasında olan gigavatsaat üzeri kapasiteli 4 yeni tesisle bu sayı daha da artacak. Ülkemizin 2030 yılına kadar 80 gigavatsaat üretim kapasitesini aşacağını öngörüyoruz." diye konuştu.

 

Kadem Usta, ayrıca batarya sektöründe yatırımların artması için eksik mevzuatların tamamlanması ve süreçlerin kısalması gerektiğini belirterek, sektörde teşviklerin artmasını beklediğini söyledi.

 

TÜRKİYE'NİN BATARYA TALEBİNİN 2030'A KADAR 10 MİLYAR DOLARI AŞMASI BEKLENİYOR

 

Türkiye'nin 2022'de 573 milyon dolar üzerindeki lityum-iyon pil ve batarya ithalatının, 2023'te 1,06 milyar dolara yükseldiğine dikkati çeken Usta, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun depolamalı enerji üretim lisansları ve elektrikli araç üretimleriyle Türkiye'nin lityum-iyon pil ve batarya talebinin 2030'a kadar 10 milyar doları aşmasını beklediklerini kaydetti.

 

Usta, bu potansiyelin, Türkiye'nin hücre ve batarya üretim tesislerinin ve kapasitelerinin artmasını zorunlu kıldığına işaret ederek, şöyle devam etti: "Türkiye, 2022 yılında 10,5 milyon dolar olan pil ihracatını 2023 yılında 39,7 milyon dolara çıkararak 4 katına çıkardı. Şu anda faal durumda çalışan yaklaşık 100 tesiste lityum-iyon batarya üretimi yapılıyor. Ülkemizin lityum-iyon pil potansiyelini değerlendirirken tüm bu verileri göz önünde bulundurmamız gerekiyor."

 

KÜRESEL BATARYA PİYASASININ 2030'DA 9 TERAVATSAATE ULAŞMASI ÖNGÖRÜLÜYOR

 

Enerjide "oyun değiştiren" olarak kabul edilen ve özellikle "yenilenebilir enerji" sektörünün büyümesini destekleyecek batarya teknolojilerinin, dünyada üzerinde en çok yatırım ve AR-GE yapılan alanlar arasında yer aldığını bildiren Usta, dünya genelinde batarya üretim kapasitesinin halihazırda 2,6 teravatsaat seviyesinde bulunduğunu bildirdi.

 

Usta, "2030'a gelindiğinde ise bu rakamın büyük bir sıçrama yaparak 9 teravatsaate ulaşması bekleniyor. Ülkemiz için de geçerli olan bu talep artışı bu alandaki ihtiyacın yerli üretimle karşılanması gerekliliğini ortaya koyuyor." dedi.

 

KÜRESEL BATARYA PİYASASI 2. BATARYA TEKNOLOJİLERİ ZİRVESİ'NDE MASAYA YATIRILACAK

 

PİLDER'in batarya alanında yenilikçi fikirleri paylaşmak, en son teknolojik gelişmeleri ve uluslararası perspektifleri Türkiye'ye taşımak amacıyla 25-26 Eylül'de Gebze'deki Bilişim Vadisinde 2. Batarya Teknolojileri Zirvesi'ni düzenleyeceği bilgisini veren Usta, zirvede Türkiye dahil 12 ülkeden ve tamamı sektörün "kalbinden gelen" katılımcılarla 2 gün boyunca enerji gündeminin ele alınacağını ifade etti.

 

Usta, ayrıca "enerjide oyun değiştiren" olarak nitelenen depolama teknolojilerinin gerçekçi bir bakış açısıyla ve tüm hatlarıyla konuşulmasını hedefledikleri zirvenin, Türkiye'de batarya ekosisteminin en sağlıklı biçimde oluşmasına büyük katkı sağlayacağına inandıklarını sözlerine ekledi.

18 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : pil batarya tesis anlaşma