Türkiye'de yabancılara satılan konut adedi 2022'de önceki yıla göre yüzde 15.2 artarak 67 bin 490'a yükselirken, yabancıların toplam satışlardan aldığı pay yüzde 4.5 olarak gerçekleşti.


Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2022 yılına ilişkin konut satış istatistiklerine göre, ülke genelinde geçen yıl yabancılara 67 bin 490 konut satıldı.

 

2022'de en yüksek aylık rakam 8 bin 630 adetle haziranda görülürken, haziran ayını, 6 bin 447 ile nisan ve 6 bin 386 ile aralık takip etti. En düşük rakam ise 3 bin 939 ile temmuzda kayıtlara geçti.

 

Yabancılara en çok konut satılan il 24 bin 953 adetle İstanbul oldu. İstanbul'u, 21 bin 860 ile Antalya takip etti. Bu 2 kentin yabancılara toplam satıştan aldığı pay yüzde 69,4 olarak gerçekleşti.

 

Mersin 4 bin 316 adetle üçüncü sırada yer alırken, Mersin'i, 2 bin 687 ile Ankara, 2 bin 2 ile Bursa, 1.817 ile Yalova ve 1.322 ile İzmir izledi. Sakarya, Trabzon ve Samsun da en çok konut satılan iller arasında yer aldı.

 

RUSYA REKOR KIRDI, SUUDİ ARABİSTAN TEKRAR LİSTEYE GİRDİ

 

Geçen yıl Türkiye'den en çok konutu 16 bin 312 adetle Rus vatandaşları aldı. Konut alan Rus sayısında yüzde 203,2 artış oldu.

 

Rusları, 8 bin 223 adetle İranlılar, 6 bin 241 ile Iraklılar, 2 bin 705 ile Almanlar, 2 bin 702 ile Kazakistan uyruklu yatırımcılar takip etti.

 

Ukraynalıların aldığı konut satış adedi ise yüzde 106,6'lık artışla 2 bin 574'e yükseldi.

 

Vatandaşları en çok konut alan ülkeler arasında Afganistan, Kuveyt, Azerbaycan, ABD, İngiltere, Yemen, Çin, Filistin, Mısır, Ürdün, Pakistan, Lübnan ve Kanada da yer aldı.

 

Önceki yıllarda üst sıralarda bulunan ancak örtülü ambargolar nedeniyle vatandaşları konut yatırımında bulunmayan ve 2021'de listede yer almayan Suudi Arabistan ise geçen yıl 16. oldu.

 

"YABANCILAR BÜYÜK KATMA DEĞER SAĞLIYOR"

 

İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, tarihi zirveye çıkan yabancı yatırımcıya konut satışının toplam satış içindeki payının yüzde 4,5 seviyesine yükseldiğini söyledi.

 

Durbakayım, "Ancak ülkeye kazandırdığı döviz açısından daha büyük katma değer sağladığının altını çizmek gerekir. Yine 2023'te yabancı satışlarının nitelikli yatırımcılara yapılması yönünde çalışmalar olacağını umut ediyoruz." dedi.

 

"YABANCI YATIRIMCIDAN SEKTÖRE BÜYÜK DESTEK"

 

Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt da geçen yıl yabancıya satış oranının yüzde 15,2 artarak 67 bin 490 olduğunu anımsatarak, kur artışı nedeniyle yabancı yatırımcı için fiyatların çok cazip olduğu bir yılı geride bıraktıklarını söyledi.

 

İlk yarının gayet iyi geçtiğini ancak ikinci 6 ayda yabancıya satışlarda istenilen rakamların görülemediğini ifade eden Özyurt, iç piyasanın durgun olduğu bir dönemde yabancı yatırımcının yaptığı alımların sektörü ayakta tuttuğunu belirtti.

 

Özyurt, gelişmiş ülkelere bakıldığında, doğrudan yatırımlarda en büyük payı gayrimenkul sektörünün aldığını aktararak, "Bu ülkelere gelen yatırımının yarısından fazlasının gayrimenkulle gerçekleştiğini görüyoruz. Yabancı yatırımcı lüks konut satın alıyor. Bugün gördüğümüz konut satış rakamlarında yabancının katkısı yüksek, bunu unutmamak lazım." diye konuştu.

 

"ULUSLARARASI YATIRIMCILARIN İLGİSİ BU YIL DA SÜRECEKTİR"

 

Helmann Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün de küresel ticaret ve uluslararası doğrudan yatırımlarda yaşanan olumsuzluklara işaret ederek, "Bu sıkıntılara rağmen uluslararası konut yatırımcılarının Türkiye'ye ilgisi sürüyor." dedi.

 

Rusya-Ukrayna savaşı sonrası her iki ülke vatandaşlarının da Türkiye'ye ilgisinin katlandığını dile getiren Özgün, burada özellikle Antalya'nın öne çıktığını, kentte yabancılara satılan konut adedinin yüzde 76,5 arttığını söyledi.

 

Özgün, uluslararası yatırımcıların Türk gayrimenkul ürünlerine ilgisinin 2023'te de süreceğini ifade ederek, İstanbul ve Antalya'nın gözde kentler olmaya devam edeceğini bildirdi.

 

"ARTAN FİYATLAR YABANCIYI DA ETKİLEDİ"

 

Bahaş Holding Üst Yöneticisi (CEO) Abdüssamet Bahadır ise yabancıya satışta 2022 hedefinin yaklaşık 70 bin olduğunu ancak bu rakamın gerisinde kalındığını belirterek, fiyatlardaki yükselişin yabancı yatırımcıları da etkilediğini söyledi.

 

Bahadır, "Buna ek olarak, alınacak gayrimenkulün değerinin 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltilmesinin de bu durum üzerinde etkisi oldu. Ancak sektörümüzde önümüzdeki dönemde daha hareketli piyasa şartları oluşacağını tahmin ediyoruz. Özellikle Yeni Evim programı kapsamında müteahhitler için Hazine destekli KGF kefaletiyle 25 milyar liralık finansmana erişim imkanı da sunulmuş oldu. Bu da konut üreticileri için önemli bir destek sağlayacak ve üretimler artacak" ifadelerini kullandı.

17 Ocak 2023 Salı

Türkiye, halen uluslararası 82 birliğin üyesi. Orta ölçekli devletlerin yer aldığı MIKTA da bunlardan biri.


10 yıl önce kurulan MIKTA ile ülkelerarası dış ticaret ortalama yüzde 49 arttı. Birlik; dünya barışı, sürdürülebilirlik, sağlık, gıda güvenliği ve göç sorununu da ana gündem maddeleri olarak belirledi.

 

BARIŞ CABACI

 

Türkiye, diplomaside etkin bir oyuncu olarak, uluslararası ve bölgesel birliklere katılarak hem ticaretini hem de siyasi ağırlığını artırıyor. Güvenlik ve ekonomik işbirliği alanlarında son dönemlerde daha etkin olan Türkiye, çeşitli platformlarda liderlik rolü de üstleniyor. Türkiye’nin etkin olduğu en önemli resmi uluslararası birliklerin başında OECD, Birleşmiş Milletler (BM), NATO, Avrupa Konseyi, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GUAM), Türk Konseyi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) geliyor. 

 

82 BİRLİK ÜYELİĞİ

 

Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu 11 uluslararası birlik bulunuyor, üye olunan birlik sayısı ise 2024 itibariyle 82 oldu. Resmi birliklerin yanı sıra gayriresmi kuruluşlara da üye olan Türkiye, bölgesinde ve uluslararası arenadaki varlığını gösteriyor. Bunlardan biri de kıtalararası önemli geçiş noktalarını kapsayan MIKTA. MIKTA; Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya arasında 2013’te kuruldu ve gayriresmi bir istişare ve eşgüdüm platformu olarak faaliyet gösteriyor. 

 

2022’DE LİDERLİK TÜRKİYE’DE

 

MIKTA hayata geçirildiği günden bu yana Dışişleri Bakanları düzeyinde yılda üç kez toplanıyor. 2022 yılında MIKTA Dönem Başkanlığı Avustralya tarafından Türkiye’ye devredildi. Türkiye’nin MIKTA Başkanlığındaki öncelikleri ise şöyle: Küresel sağlık, etkin göç yönetimi ve gıda güvenliği. MIKTA ülkeleri, G20 ve diğer önde gelen uluslararası örgütlerle daha yakın işbirliği ve eşgüdüm içinde bulunmayı ve üye ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesini hedefliyor. Bu çerçevede, MIKTA ülkeleri Birleşmiş Milletler, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve OECD nezdindeki daimi temsilcilikleri başta olmak üzere, çeşitli ülkelerde büyükelçiler/daimi temsilciler düzeyinde çalışma toplantıları düzenliyor, küresel meselelere ilişkin pek çok konuda ortak çalışmalar yürütüyor. 

DÜZENLİ EKONOMİ İÇİN

 

Bu toplantıların en sonuncusu ise geçen hafta Meksika’da düzenlendi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığındaki Türk heyeti, toplantı kapsamında bölgedeki büyükelçilikleri ziyaret etti. Toplantının ardından açıklama yapan TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye’nin hiçbir uluslararası platformu boş bırakmaması gerektiğine işaret ederek, “Türkiye, dünyanın neresinde olursa olsun çok taraflı toplantıların hepsinde üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor ve çok etkin bir şekilde yer alıyor. Şimdiye kadar MIKTA’da da Türkiye olarak etkin bir şekilde yer aldık ve kendi görüşlerimizi ifade ettik. 

10 yılı aşkın bir kuruluş olan MIKTA’nın, hedeflerini tekrar gözden geçirmesi gerekiyor. Bu kuruluş kurulduğundan bu yana ülkelerarası ticaretin artması da önemli hedeflerinden biri” diye konuştu. 

 

DÖNÜM NOKTASI 2013

 

2010 yılında 5 ülke arasında ilk müzakereler başlasa da MIKTA’nın resmileşmesi 3 yıl sürdü. İlk görüşmelerden beri ülkeler arasındaki ticaret rakamları karşılıklı olarak arttı. Bu birlik, yeni Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın (STA) imzalanmasına da vesile oldu. Bu kapsamda, Türkiye ile Güney Kore arasında 2013 itibariyle STA devreye girdi. Türkiye tarafında tarife satırlarının yüzde 65’inde, Güney Kore tarafında ise yüzde 80’inde liberalizasyon sağlandı. Bu süreç 2018’de tüm tarife satırlarının yüzde 90’ının liberalizasyonuyla tamamlandı. Diğer ülkelerde çeşitli ticaret anlaşmaları imzalanarak ticareti geliştirici hamleler de bulunuyor. 

 


COĞRAFİ KARDEŞLİK

 

Geçtiğimiz G20 zirvesinde MIKTA üyesi ülkelerin liderleriyle görüşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi: “Ülkemiz, MIKTA’nın, bölgesel ve küresel sorunlara yapıcı çözümlerin kolaylaştırılması, küresel yönetişimin daha da etkinleştirilmesi ve küresel yönetişim mekanizmalarında ihtiyaç duyulan reformların hayata geçirilmesi bakımından önemli katkılarda bulunabilecek potansiyele sahip. Bu bağlamda MIKTA platformundaki işbirliğinin daha da geliştirilmesini destekliyoruz. 

MIKTA, uzak coğrafyada kardeşliğimizi pekiştiren bir platform oldu.”

 

AFRİKA KITASI ANGAJMANI

 

Bundan sonraki süreçte Türkiye ve MIKTA’nın orta ölçekli güç araçları arasında nasıl bir paralelliğin olduğu ve her iki aktörün araçlarının nasıl daha uyumlu hale getirilebileceği meselesi de oldukça önemli. MIKTA’nın küresel sıralamalarda orta ölçekte konumlandığını, üye ülkelerin dış politika havzaları sayesinde çok büyük bir coğrafi alana hitap ettiğini belirten Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Parlar Dal, bir demeçte şunları söyledi: “BM ile G20 toplantıları çerçevesinde gündem oluşturmaya çalışarak küresel hiyerarşi ile koordineli bir yol haritası çizmeye çalıştığı dikkate alınırsa, Türkiye’nin orta ölçekli güç kimliğine daha fazla yatırım yaparak MIKTA’nın diplomasi araçlarını çeşitlendirmesinin olası olduğu söylenebilir. Bu çerçevede Türkiye’nin, MIKTA’nın da gündeminde yer alan konularda, BM Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı, Dünya İnsani Zirvesi gibi örneklerde de ortaya koyduğu uluslararası toplantı ve zirve diplomasisi tecrübesinin MIKTA’nın mevcut orta ölçekli güç araçlarını ciddi oranda destekleyebileceği değerlendirilebilir. Buna ek olarak MIKTA ülkeleri arasında Afrika kıtası ile en fazla angajmana sahip olması bakımından Türkiye’nin, MIKTA’nın niş diplomasi anlayışına uygulama alanı açarak, MIKTA’ya Afrika gündemini kolayca taşıyabileceği öne sürülebilir.”

 

ORTA ÖLÇEKLİ DEVLETLERDE KALKINMANIN ÖNEMİ

 

İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Ticaret Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Figen Yıldırım, MIKTA’nın ve benzer birliklerin gelişmekte olan ülkeler için önemli olduğunu belirterek, şunları paylaştı: “MİKTA üyeliği bizim için çok kıymetli. Buradaki en önemli kilit nokta, teoride "host culture" (ev sahibi kültürü) kavramıdır. Kültürler ve ülkeler arası uluslararası ticareti geliştirme üzerine yapılan araştırmalarda, kültürel ve ekonomik güçlerin ulusların zenginliği ve eksiklikleri açısından birbirleriyle ticaret etmelerinin önemli olduğu belirtilmektedir. Benzer özelliklere sahip ülkelerin bir arada olması büyük önem taşır. Bu amaçla, ülkeler belirli boyutlarda benzerlik gösterdiklerine göre gruplandırılmış ve Türkiye de farklı, daha önce aklımıza gelmeyen ülkelerle, örneğin Yeni Zelanda ile, bir araya getirilmiştir. Bu çerçeveden baktığımızda, MIKTA üyeliği orta üst, orta ve gelişmeye yakın gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerin bir güç birliğidir. Türkiye burada çok kilit bir rol oynar. Bazı niş alanlarda, özellikle perakendecilikte ve CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi) uygulamalarında, Endonezya ve Meksika'da nörobilimle alakalı gelişmelerde karşılaştırmalı üstünlük teorisine uygun olarak bizim onlardan öğreneceğimiz ve Türkiye'nin de nispeten daha iyi olduğu konularda onlara öğreteceğimiz pek çok konu bulunmaktadır. Aslında karşılıklı olarak eksikleri tamamlama yeri, tamamen MIKTA ülkeleriyle yapılacak olan ticaretin girişimi ile eşdeğer niteliktedir. Bu yüzden MIKTA'yı çok önemsiyoruz. İhracatçımızın bu konuya verdiği önem de bu durumu desteklemektedir. Teoride, güç birliği yapmak için benzer kültür özelliklerine sahip olmak gerektiği vurgulanmaktadır. Belirsizlikle ilgili davranışlarda, sanayide, teknolojide, üretimde, tarımda hangi alanlarda daha ağırlıklı olduğumuza, bireysel mi kolektif mi yaklaşıma daha yakın olduğumuza baktığımızda, tüm bu boyutlar açısından değerlendirdiğimizde, MIKTA ülkeleri arasındaki bu güç birliğini anlayabiliyoruz. Kısa bir süre sonra, niş alanlarda birlikten doğan güçle ilerlediklerinde, diğer daha güçlü birlik ülkelerinin ticaretinde de önemli bir rekabet gücü oluşturacaklarını düşünüyorum. Bu noktada, buradaki ticari diplomasinin yönetimi büyük önem taşımaktadır. Özellikle bu bölgelere özgü hızlı bir durum analizi tespiti ve buna özgü bir rekabet stratejisi ve stratejik planın hazırlanması önemlidir. Stratejik plan doğrultusunda ilerleme kaydedilmesi, bütün ticari diplomasiye yön veren kurum ve kuruluşların bu bilinçle farkındalığının arttırılması, hızlı bir dış ticaret potansiyelini göstermektedir.”

 

BİRLİĞİN ANA GÜNDEM MADDELERİ

 

Enerji

Terörizmle mücadele ve güvenlik

Ticari ve ekonomik işbirliği

İyi yönetişim ve demokrasi

Sürdürülebilir kalkınma

Gıda güvenliği

 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Sağlık hizmetleri sektörü, Sağlık Uygulama Tebliği’ndeki (SUT) fiyat artışının tüm ürünler için mevcut piyasa koşullarına göre periyodik olarak düzenlenmesini öneriyor. Sektörün bir diğer beklentisi ise kurumlar vergisi ve KDV oranlarının düşürülmesi.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

İstanbul Ticaret Odası Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Sektörel Değerlendirme ve İstişare Toplantısı, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan’ın başkanlığında, Meclis ve Komite Üyeleri ile sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Sektörel ihtiyaçların görüşüldüğü toplantıda, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları, kurumlar vergisi ve KDV oranları, yeşil pasaport, reklam ve tanıtım, tıbbi atık ödemeleri ve sağlık turizmi konuları ele alındı.

 

1.5 MİLYON SAĞLIK TURİSTİ

 

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan yaptığı konuşmada, sağlık sektörünün sadece ekonomik gerçekler üzerinden anlamlandırılamayacağını belirterek, şu bilgileri verdi: “Bu iş her şeyden önce temel insan hakkı, toplumsal ihtiyaç, dolayısıyla bir kamu politikası. Türkiye’nin sağlık alanındaki kalite ve performans artışı, uluslararası arenada da kendini gösteriyor. Türk sağlık sektörünün, özellikle son dönemlerde yakın coğrafyamızda Avrupa’da önemli bir konuma yükseldiğini ve varlığından bahsettirdiğini gözlemliyoruz. Nitekim sağlık turizmi verilerine göre; sağlık hizmeti almak için gelen turist sayısı 2021’den 2023’e kadar iki kat arttı. Geçen yıl sağlık hizmetlerinden faydalanan turist sayısı ise 1.5 milyonu aştı. Bu sayı giderek artıyor.” 

 


SEKTÖREL SORUNLAR

 

Atılgan, sektörün sorun ve talepleriyle ilgili olarak şunları söyledi: “SUT fiyat artışı oranlarının tüm ürünler için mevcut piyasa koşullarına göre periyodik olarak düzenlenmesi, sağlık kuruluşlarının işbirliği adına kamusal denetimlerin standardize edilmesi, kurumlar vergisi ve KDV oranlarının düşürülmesi gibi beklentiler sıklıkla öne çıkan konular arasında. Bizleri buluşturan bu birliktelik ruhu sorunları aşmak açısından sektöre güç verecek.” 

 

SUT FİYATLARI ARTMAYA BAŞLADI

 

Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Mustafa Cantürk ise SUT fiyatlarının son dönemlerde daha sık arttığını söyledi.Cantürk, “Sağlık turizminde istenilen hedefe ulaşılacaksa bunu birtakım yönetmeliklerle sektörün gerçeğine uygun hale getirmeliyiz. Sağlıkla ilgili tüm Sivil Toplum Kuruluşları’nın bir araya geldiği, sorunlarını tek sesle haykırabildiği ve taleplerini ilgili mercilere iletip, sonuç alabileceği günlerimizin olacağına inanıyorum. Hepimizin hedefi, özel sağlık sektörünün gelişmesi” diye konuştu.

20 Mayıs 2024 Pazartesi