WindEurope Üst Yöneticisi (CEO) Giles Dickson, daha büyük bir rüzgar enerjisi tedarik zinciri yaratmayı ve Çin'e bağımlılığını azaltmayı hedefleyen Avrupa'nın bu kapsamda Türkiye'yi bir parçası olarak gördüğünü belirtti.


WindEurope Üst Yöneticisi (CEO) Giles Dickson, bu yıl "Rüzgarın Yüzyılı" temasıyla düzenlenen 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK 2023) kapsamında değerlendirmede bulundu.

 

Avrupa Rüzgar Enerjisi Eylem Planı'nın, Avrupa'da daha büyük bir rüzgar enerjisi tedarik zinciri yaratmayı ve yenilenebilir enerji ekipmanı ihracatını azaltmayı hedeflediğini aktaran Dickson, Avrupa Birliği'nin (AB) bu plan çerçevesinde yeni fabrikaların kurulumu için finansman sağlayacağını söyledi.

 

Dickson, AB'nin, Avrupa rüzgar enerjisi endüstrisi ile Avrupalı olmayan rakipleri arasında eşit şartlar oluşturulması gerektiği düşüncesinde olduğuna işaret ederek, "Avrupa'da ne tür ekipmanların satılabileceği konusunda çıta yükselecek. İnşa edilecek türbinlerin birtakım küresel çevre, siber güvenlik ve veri yerleşimi standartlarına uyması gerekecek. Yani Avrupa'da öylece rüzgar türbini inşa edilemeyecek." diye konuştu.

 

TÜRKİYE, AVRUPA İÇİN HERHANGİ BİR ASYA ÜLKESİNDEN DAHA İYİ BİR SEÇENEK

 

Avrupa’da haksız sübvanse edilmiş rüzgar türbinlerini satan bir şirket varsa AB’nin buna karşı da harekete geçeceğini vurgulayan Dickson, “Bu çok önemli bir neden, çünkü haksız sübvanse edilmiş rüzgar türbinleri ne Avrupa’nın ne de Türkiye’nin lehine. Çünkü bu durum Asyalı rüzgar ekipmanı tedarikçilerine bağımlılığı artırıyor. Rus gazına bağımlılığımızdan yeni kurtulmuşken, yenilenebilir enerji ekipmanlarının üretilmesi için tekrar Çin’e bağımlı hale gelmek istemiyoruz.” İfadelerini kullandı.

 

Giles Dickson, rüzgar türbinlerinde üretilen verilerin doğru saklanması gerektiğine de değinerek, “Verilerin Türkiye veya Avrupa dışına gitmesini istemeyiz. Bu veriler güvenli bir şekilde saklanmalı ve analiz edilmeli.” Değerlendirmesini yaptı.

 

Rüzgar enerjisinin yaygınlaşmasıyla sağlanacak istihdam, büyüme ve ekonomik faydanın da göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkati çeken Dickson, “Ekonomik faydaların Türkiye veya Avrupa dışına çıkmasını istemezsiniz. Bu kimsenin çıkarına değil. Türkiye, Avrupa için herhangi bir Asya ülkesinden daha iyi bir seçenek. Temelde, Avrupa ve Türkiye için en iyi seçenek üretilen bir ürünün üzerinde ‘Avrupa malı’ ya da ‘Türk malı’ ibaresini görmektir.” Diye konuştu.

 

Dickson, çoğu rüzgar türbininin jeneratöründe bulunan kalıcı mıknatısların üretilmesi için nadir toprak elementlerine ihtiyaç olduğunu belirterek, “Neodimyum, disprosyum ve praseodimyum gibi nadir elementlerin temini için neredeyse tamamen Çin’e bağımlıyız. Türkiye, rüzgar türbinlerinin üretilmesi için gereken nadir elementlere sahip ve bu kaynakları çıkarmalı. Bu, Türkiye ve Avrupa’nın lehine olacaktır.” İfadelerini kullandı.

 

Dickson, “Tüm bu amaçlar doğrultusunda Türkiye Avrupa’nın bir parçası.” Dedi.

 

TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ SANAYİSİ GÜNDEN GÜNE GELİŞİYOR

 

Yerli ve milli enerji hedefi doğrultusunda stratejik adımlarına devam eden Türkiye, 12 gigavat rüzgar enerjisi kurulu gücüyle Avrupa'da 6., dünyada 12. sırada yer alıyor. Günden güne gelişen rüzgar enerjisi sanayisinde Avrupa'nın en büyük 5. gücü haline gelen Türkiye, bu alanda büyük önem arz eden nadir toprak elementleri açısından da zengin kaynaklara sahip bulunuyor. Bu kaynakları ekonomiye kazandırmayı hedefleyen Türkiye'nin, Eskişehir'in Beylikova ilçesindeki nadir toprak elementi maden sahası 694 milyon ton rezervle Çin'den sonra dünyada ikinci sırada yer alıyor.

 

Bu kapsamda, nisanda açılışı yapılan Beylikova Florit, Barit ve Nadir Toprak Elementleri Pilot Tesisi ile ilk etapta 7 nadir toprak elementinin üretimine odaklanılacak ve ilk defa bu elementlerin de oksitleri üretilecek. Elde edilecek florit, barit, lantan, seryum, praseodimyum, samaryum, gadolinyum, evropiyum, neodimyum gibi nadir elementler ve diğer 17 nadir toprak elementi de tesiste üretime konu olabilecek.

12 Kasım 2023 Pazar

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma