tatil-sepeti

HABER: ŞEREF KILIÇLI

Sayısı ve türü son 30 yılda önemli ölçüde artan salgın hastalıklar hem insanların ölümüne sebep oluyor hem de küresel ekonomik etkisini artıyor. Dünya Bankası’nın araştırmasına göre, günümüzde orta şiddetli ve şiddetli salgınların yıllık küresel maliyeti; yaklaşık 570 milyar dolar yani küresel gelirin yüzde 0.7’sine ulaşabiliyor. Çin’in Hubei eyaletindeki Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve kısa sürede yayılan ‘Wuhan Koronavirüs’, ölümlere neden olarak dünyaya korku saldı. Vakaların 17 ülkede görülmesi ise endişeleri artırdı. Çin hükümeti, bölgeyi karantina altına almak ve yurtiçi-yurtdışı seyahatleri durdurmak gibi birçok tedbiri uygulamaya alarak hastalığın yayılmasına engel olmaya çalışıyor.

TARİHTEKİ ÖRNEKLER

‘Wuhan Koronavirüs’, küresel ekonominin biyolojik tehditler karşısında ne kadar hazırlıklı olduğu konusunu da tekrar gündeme getirdi. Hatırlanacağı üzere, 2003’te Çin’de ortaya çıkan SARS virüsü yaklaşık 800 kişinin ölümüne sebep olmuş, küresel ekonomiye 50 milyar doların üstünde zarar vermişti. Güney Kore’de 2015’teki MERS virüsü salgınında 38 kişi ölmüş, 8.5 milyar dolarlık da ekonomik kayıp yaşanmıştı. Ebola salgını ise 2014-2015 yıllarında üç Batı Afrika ülkesinde büyük bir hızla yayılmış, 11 binden fazla insanın ölümüne sebep olmuştu. Salgının üç Batı Afrika ülkesi ekonomisine 53 milyar dolar zarar verdiği de aktarılmıştı.

S&P’NİN ÇİN TAHMİNİ

Geçtiğimiz yıllardaki salgınlardan hareketle, Wuhan Koronavirüs’ün, 2020’de Çin ekonomisini nasıl etkileyeceğine yönelik tahminler de yayınlanmaya başladı. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Standart and Poors (S&P) yaptığı açıklamada, virüsün yayılma hızının bu şekilde sürdüğü sürece Çin’in bu yıl büyümesinin beklenenden 1.2 puan daha az olabileceğini belirtti. Başka bir araştırmada ise 2003’teki SARS salgınının Çin GSYH’sının (gayri safi yurtiçi hasıla) yüzde 1.1’ini ve Hong Kong GSYH’sının da yüzde 2.6’sını yok ettiği vurgulandı. Çin ekonomisi 2019’da yüzde 6.1 büyümüştü.

TURİZM SEKTÖRÜNE İLK ETKİLERİ

Çin’deki salgının Türkiye-Çin arasındaki ticarete olumsuz etkileri de yansımaya başladı. Salgının ilk olumsuz etkilerinin görüldüğü sektörlerden biri de turizm sektörü oldu. Çin hükümetinin 27 Ocak’tan itibaren 1 ay boyunca yurtdışı paket turları iptal etmesi, Kapadokya’daki turizmcileri etkiledi. Kapadokyalı turizmciler, iptaller sebebiyle şimdiden 30 milyon dolarlık zararlarının oluştuğunu aktardı. Turizmciler, bu dönemde Çin’in yeni yıl tatili olması sebebiyle yoğun bir ilginin olduğunu, Kapadokya’daki otel doluluğunun yüzde 50’sinin Çinli turistlerle sağlandığını da vurguladı. 2019’da, Çin’den Türkiye’ye yaklaşık 450 bin turist geldi. Türkiye ve Çin’in, Çin’den gelen turist sayısını kısa vadede 1 milyona çıkarma konusunda ortak hedefi var.

DOĞALTAŞ İHRACATINDA ÇİN 1. MÜŞTERİ

Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaret rakamlarına bakıldığında Türkiye, 2019’da Çin’den yaptığı 19.1 milyar dolarlık ithalata karşılık, 2.6 milyar dolarlık ihracat yaptı. Yani iki ülke arasında yaklaşık 22 milyar dolarlık bir ticaret hacmi gerçekleşti. Çin’deki salgının mevcut hızda ilerlemesi durumunda kısa vadede ithalat ve ihracata da etki etmesi bekleniyor. Nitekim, Türkiye’deki madencilik sektöründe faaliyet gösteren 15 sivil toplum kuruluşu, yaptıkları ortak açıklamada, Wuhan Koronavirüs nedeniyle, şehirlerin karantina altına alındığını, Çin’in üretimi için ihtiyaç duyduğu mal alımını neredeyse sıfırladığını, 16-19 Mart’ta yapılacak Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nı da 6-9 Haziran’a ertelediği belirtti. Doğaltaş ihracatında Çin, Türkiye’nin önemli bir pazarı konumunda. Türkiye, 2019’da 180 ülkeye, 1 milyar 864 milyon dolarlık doğal taş ihraç ederken, Çin 695 milyon dolarlık tutarla zirvede yer aldı. Çin, Türkiye’nin doğal taş ihracatında yüzde 37’lik dilimi tek başına temsil etti.

04 Şubat 2020 Salı

Etiketler : Gündem

Hazine ve Maliye Bakanlığı, "çok kazanan ancak az vergi veren" mükelleflere yönelik incelemeleri kapsamında lüks yat ve tekne satışlarını takibe alırken, bu kapsamda 2021-2023 yıllarındaki satışlardan 1,4 milyar liralık vergi kaybı saptadı.


Bakanlıktan edinilen bilgilere göre, Gelir İdaresi Başkanlığı, yüksek gelir elde eden, lüks tüketimde bulunan ancak buna uygun vergi ödemeyen mükellefleri yakından izliyor.


Kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında turizm bölgelerindeki lüks harcamaları yakından takip eden Gelir İdaresi, özel yat ve tekne satışlarını inceleme altına aldı.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından elde edilen verilerle uluslararası bilgi değişimi kapsamında elde edilen bilgileri kendi verileriyle çapraz kontrole tabi tutan Başkanlık, 2021-2023 yıllarındaki satışların büyük kısmında yüksek miktarda vergi kaybı tespit etti. Riskli mükelleflere odaklanan Başkanlık, söz konusu 3 yılda 45 binin üzerinde özel tekne ve yat satışı yapıldığını belirledi.


Söz konusu lüks taşıtların sigorta verileriyle kasko değerlerini de inceleyen Başkanlık, yaptığı bu analizlerle yürüttüğü saha çalışmalarıyla satışların gerçek bedelle beyanlara yansımadığını saptadı.


Analizlerde 15 bin gerçek kişi ve 1527 şirketin özel tekne ve yat satışlarında beyan edilen satış bedeliyle gerçek satış fiyatı arasında büyük fark bulundu. Bu mükelleflerin para transferleri inceleme altına alınırken, ilk tespitlere göre 1,4 milyar liralık kayıt dışı hasılat tespit edildi.


Bu arada, Gelir Vergisi Kanunu'na göre, gemi ve yat gibi taşıtların 5 yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar, değer artışı kazancı sayılıyor. Yat ve tekneleri aldıkları tarihten başlayarak 5 yıl içinde elden çıkaranların alış maliyetleri ve satış bedeli arasında oluşan fark üzerinden vergilendirme yapılıyor. Bu satışların ticari kazanç sayılması durumunda ise hem gelir veya kurumlar vergisi hem de satış bedeli üzerinden ayrıca KDV alınması gerekiyor.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Çok kazanan ancak az vergi verenlerin kapısını çalmaya devam ediyoruz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelemiz sektör sektör genişliyor. İncelemeler sonucunda, satış bedellerini düşük gösterenlerden gerekli vergi ve cezalar talep edilecek." dedi.


Gelir İdaresince bu alanda yapılan çalışmalara devam edileceğini ve yeni denetim yöntemlerinin de devreye alınacağını bildiren Şimşek, şunları kaydetti:


"Kayıt dışılığın neden olduğu haksız rekabeti ve vergi kaybını gidermek için sektörel saha denetimlerimizi yoğun şekilde sürdürüyoruz. Vergilendirilmeyen kazançla çok harcayanları, lüks harcama yapan ancak vergi matrahını düşük gösterenleri yakından izlemeyi sürdüreceğiz. Kayıt dışı kazançların peşindeyiz. Vergide adaleti ve etkinliği artırmak amacıyla kayıt dışılıkla mücadelemiz hız kesmiyor."


22 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : #Maliye Bakanlığı

İki merkez bankası başkanının görüşmesi, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan Dostluk Anlaşması'nın 100. yılı dolayısıyla TCMB ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte gerçekleşti.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Hollanda Merkez Bankası (DNB) Başkanı Klaas Knot ile bir araya geldi.


İki merkez bankası başkanının görüşmesi, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan Dostluk Anlaşması'nın 100. yılı dolayısıyla TCMB ev sahipliğinde dün düzenlenen etkinlikte gerçekleşti.


TCMB idare merkezindeki etkinliğe, Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands da katıldı.


TCMB Başkanı Karahan ve DNB Başkanı Knot, para politikaları ve ekonomik görünüme ilişkin sunum yaptı.


Etkinlikte daha sonra iki merkez bankası başkanının katılımıyla "100 Yıllık Dostluk: Vissering'in Türkiye Yolculuğu" sergisinin açılışı gerçekleştirildi.


Sergi, 1928 yılında Türkiye'ye davet edilen Hollanda Merkez Bankası Başkanı Dr. Gerard Vissering'in Türkiye'deki çalışmalarına dair arşiv belgelerini içeriyor. Vissering, bu çalışmaları sonucu Türkiye'de merkez bankası kurulmasına yönelik bir tavsiyede bulunmuştu.


22 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : #TCMB #Hollanda