tatil-sepeti

BTM girişimlerinden Shifter, işletmelerdeki verimsiz vardiya programları, iletişim boşlukları ve düşük çalışan memnuniyeti sorunlarına, planlama süreçlerini otomatikleştirerek çözüm sunuyor.

 Platform, gerçek zamanlı güncellemeler ve kişiselleştirilmiş vardiya tercihleriyle vardiya planlamasını kolaylaştırarak hem ekipler arası iletişimi geliştiriyor hem de çalışan memnuniyetinin artmasını sağlıyor.

HABER:TUĞÇE ÖZKUŞ

 

BTM girişimlerinden Shifter, vardiyaya dayalı sektörlerdeki verimsiz vardiya planlaması, iletişim boşlukları ve düşük çalışan memnuniyeti sorunlarına çözüm sunuyor. Bir mobil iş ağı uygulaması olan girişim, planlama süreçlerini otomatikleştirerek, gerçek zamanlı güncellemeler sağlıyor ve kişiselleştirilmiş vardiya tercihleriyle vardiya planlamasını kolaylaştırıyor. Shifter’ın Kurucu Ortağı Atakan Yılmaz, şirketlerin hataya açık planlama süreçleriyle nasıl mücadele ettiklerini ve girişimcilik yolculuğunu İstanbul Ticaret’e anlattı.

 

İŞGÜCÜ YÖNETİMİ

 

Bize kendinizden biraz bahseder misiniz?

 

Matematik ve bilgisayar mühendisliği eğitimim ve girişimcilik alanlarındaki geçmişimle, karmaşık problemlere yenilikçi çözümler geliştirme konusunda geniş bir deneyime sahibim. 

Daha önce çeşitli teknoloji girişimlerinde ekipler yönettim ve son teknoloji ürünlerin geliştirilmesine katkıda bulundum. 

 

KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TERCİHLER

 

Girişiminiz hangi soruna veya ihtiyaca çözüm üretiyor?

 

Shifter, vardiyaya dayalı sektörlerdeki verimsiz vardiya planlaması, iletişim boşlukları ve düşük çalışan memnuniyeti sorunlarını ele alıyor. Bu sektörler, genellikle manuel, hataya açık planlama süreçleriyle mücadele ediyor.

Bu da ekip üyeleri arasında zayıf iletişime ve düzensiz programlar nedeniyle çalışanlar arasında memnuniyetsizliğe yol açıyor.

Shifter olarak planlama süreçlerini otomatikleştirerek, gerçek zamanlı güncellemeler sağlıyoruz ve kişiselleştirilmiş vardiya tercihleri sunarak vardiya planlamasını kolaylaştırıyoruz. 

 

MİLYONLARCA İŞLETMENİN İHTİYACI

 

Hedef kitleniz kimlerden oluşuyor?

 

Shifter olarak öncelikle perakende, konaklama, sağlık ve tesis yönetimi gibi sektörleri kapsayan hizmet sektörünü hedefliyoruz. Dünya çapında vardiya planlama ve işgücü yönetimi çözümlerine ihtiyaç duyan milyonlarca işletme bulunuyor.

 Nüfus artışı,kentleşme ve artan tüketici talebi gibi faktörlerin etkisiyle hizmet sektörü büyümeye devam ediyor. 

 

RAKİPLERİMİZDEN FARKIMIZ

 

Benzer girişimler var mı? Varsa hangi yönlerinizle ayrılıyorsunuz?

 

Benzer bir ürün olan Monday, işletmelere ve takım üyelerine proje yönetimi ve işbirliği için bir platform sunuyor. Shifter ise vardiya planlaması ve işgücü yönetimi konularında uzman. Monday, genel iş yönetimi ve projeler için geniş bir araç seti sunarken, Shifter özellikle vardiya tabanlı sektörler için tasarlandı.

 

BTM’NİN DESTEKLERİYLE İLERLEDİK 

 

BTM projenize ne gibi katkılar sağladı?

 

BTM ile yollarımız Post Kuluçka Programı sayesinde kesişti. İTO’nun gücü ve tecrübesiyle Shifter’ı baştan şekillendirme fırsatımız oldu. 

BTM’nin sağladığı mentor desteği, eğitim ve seminerler, yatırımcı eşleştirmeleri ve demo günleri gibi hizmetleri çok kıymetli. Ayrıca 7/24 ofis imkânı, ekibimizin verimliliğini ve işbirliği yeteneklerini artırdı. 

İTO meslek komite eşleştirmeleri sayesinde ise sektördeki önemli isimlerle tanışma ve işbirliği yapma fırsatını yakaladık. 

 

İNOVATİF NESİL EKOSİSTEMİ BÜYÜTÜYOR

 

Türkiye’de girişimcilik ekosistemini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

 

Genç ve inovatif neslin enerjisi, yaratıcılığı ve girişimcilik ruhu, ülkemizdeki girişimcilik ortamını hareketli kılıyor.

Ayrıca, devletimizin teknoloji ve girişimcilik konusundaki destekleri, bu ekosistemin gelişmesine önemli katkılar sağlıyor. 

TÜBİTAK, KOSGEB ve benzeri kuruluşların sunduğu hibe ve destek programları, genç girişimcilerin yenilikçi fikirlerini hayata geçirmelerine yardımcı oluyor.

Bu yolculukta beni motive eden en önemli faktörlerden biri, Türkiye’deki bu genç ve inovatif neslin potansiyeline olan inancım. Onların yenilikçi düşünme yeteneği ve teknolojiye olan ilgisini, ülkemizi global teknoloji sahnesinde daha ileriye taşıyacak bir güç olarak görüyorum. 

02 Ekim 2024 Çarşamba

Jandarma Genel Komutanlığı’na 300 lojistik, 10 bando alt branşlarında olmak üzere 310 uzman erbaş alınacak. Kimler başvurabilir? Başvuru şartları neler? Başvuru için son gün ne zaman? İşte detaylar…

Resmi Gazete'de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’ndan yayımlanan ilana göre, başvurular 23 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasında internet üzerinden yapılacak.

 

KİMLER BAŞVURABİLİR?

Başvuru yapabilecek 1 Ocak 2024 itibarıyla 20 yaşından gün almış ve 27 yaşını bitirmemiş adaylardan, 2023-2024 KPSS'den 50 ve üzeri puana sahip olma şartı aranacak.

 

BAŞVURU İÇİN SON GÜN NE ZAMAN?

Başvuruların başlama ve bitiş saatleri, temini yapılacak uzman erbaş alt branşları, temin şartları ve diğer detaylar https://vatandas.jandarma.gov.tr, www.jsga.edu.tr ve https://kamuilan.sbb.gov.tr internet sitelerinde yayımlanacak.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı