Uzmanlar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nun (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 650 baz puan artırarak yüzde 15'e çıkarmasını değerlendirdi.


İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener, yaptığı açıklamada, bundan sonraki süreçte faiz artırımlarının devam edeceğini, faizde artış trendine girildiğini ifade etti.

 

Merkez Bankası'nın enflasyonda iyileşme sağlanana kadar faiz artışlarına devam edeceğini aktaran Şener, reel faizlerin en azından enflasyona yakın bir seviyeye getirileceğini belirtti.

 

PPK metninde piyasalar açısından fiyatlanması gereken çok önemli bir nokta olduğunu vurgulayan Şener, "Sadeleşmeden bahsediyor. Bu şu demek; daha önce bankalarla ilgili kredi kartlarıyla ilgili, bankaların tahvil bulundurmalarıyla ilgili çok ciddi kararlar alınmıştı ve bu biraz kafa karışıklığına da yol açıyordu. Çok yoğun bir karar mekanizması vardı. Merkez Bankası çok açık olarak sadeleşme vurgusu yapıyor. Yani bu, bankalarla ilgili eskiye dönüş demesek bile 'piyasa koşullarına döneceğiz' anlamına geliyor." ifadelerini kullandı.

 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in temaslarının önemli olduğuna dikkati çeken Şener, gelecek olan yabancı yatırımların da önem taşıdığını kaydetti.

 

2003 ila 2010 yılları arasında küresel çapta çok yoğun bir sermaye akımı, geçişkenliği olduğunu, şimdi bu sermaye geçişkenliğinin yeniden başladığını ifade eden Şener, "Bu sermaye geçişkenliği, belki 2003-2010 arasındaki gibi olmaz ancak ivmelenme yukarı doğru başladı ve Türkiye'nin bu fırsatı iyi değerlendirmesi lazım." dedi.

 

Faiz artırmanın para politikası için çözüm olduğunu ancak reel piyasa için çözüm olmadığını vurgulayan Şener, özellikle emek yoğun üretim yapan piyasaların hem özel hem de kamu bankaları tarafından desteklenmesi gerektiğini kaydetti.

 

Şener, "Yüksek faizi en azından enflasyonla mücadele etmek için gerekli görüyoruz. Ama nihai hedef düşük faiz olmalı. Uzun vadede düşük faiz politikasının devam edeceğini ama kısa vadede gerektiği için yüksek faiz politikasının uygulanacağını düşünüyoruz." dedi.

 

"BEKLENTİLERİN ALTINDAKİ FAİZ ARTIŞINI DENGELEMİŞ GİBİ DURUYOR"

 

Alnus Yatırım Araştırma Direktörü Volkan Dükkancık da TCMB'nin önden güçlü bir faiz artışı yerine "Sıkılaştırma sürecine başlıyoruz" diyerek "kademeli bir şekilde gidileceği sinyali" verdiğini söyledi.

 

PPK metninin baştan aşağı değiştiğini ifade eden Dükkancık, "'Gerektiği zamanda gerektiği kadar müdahale gelecek' söylemi bu aşamada beklentilerin altındaki faiz artışını dengelemiş gibi duruyor." ifadesini kullandı.

 

Karar metninden açık bir şekilde anlaşılacağı üzere politika setinde bir değişimin başlamış olduğunu aktaran Dükkancık, "Ekonomideki hassas durum göz önüne alınarak bu süreç, kademeli ve bir geçiş şeklinde yapılıyor olacak. Piyasaların, özellikle borsa cephesinin son 10 gündür TCMB belirsizliğini büyük ölçüde fiyatladığını ve bu aşamadan sonra başlayan değişim sürecini daha pozitif bir eğilimle fiyatlama aşamasına geçeceği kanısındayım." değerlendirmesinde bulundu.

 

"POLİTİKA FAİZİNİN YÜZDE 15 OLMASI BEKLENTİLER DAHİLİNDEYDİ"

 

Societe Generale Baş Orta-Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika (CEEMEA) Stratejisti Marek Drimal ise "Karar öncesi basında politika normalleşmesinin tercih edilen yolunun, kademeli olduğu öne sürüldüğü için aslında TCMB'nin politika faizini yüzde 15'e yükseltmesini bekliyorduk." dedi.

 

TCMB açıklamasının; enflasyonun temelinde yatan sorunlar, artan iç talep ve hizmet enflasyonunun kalıcılığını tespit etmesi açısından olumlu olduğunu dile getiren Drimal, Banka'nın para politikasını sıkılaştırmaya devam etme sözü vermesinin daha da önem taşıdığını kaydetti.

 

TCMB'nin, temmuz ve ağustos aylarındaki toplantılarında 500'er baz puanlık artışlar yapacağı, böylece politika faizini yüzde 25'e çıkaracağı öngörüsünde bulunan Drimal, "Bununla birlikte birçok yatırımcının büyük bir faiz oranı artışı beklediği ve umduğu gibi piyasa tepkisi olumlu olmadı. Yine de önümüzdeki yaz aylarında daha fazla para politikası sıkılaştırmasının ve güçlü turizm gelirlerinin liranın istikrar kazanmasına veya en azından zayıflamasının yavaşlamasına yardımcı olacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

23 Haziran 2023 Cuma

Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliği verilerine göre İstanbul, geçen yıl dünya kongre şehirleri sıralamasında Avrupa’da 4 sıra, dünyada ise 2 sıra atladı.


İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul’un dünya kongre şehirleri içinde yükselerek son 8 yılın en iyi performansını gösterdiğini söyledi ve “Nihai hedefimiz, ilk 10 şehir arasına girmek” dedi.

 

İstanbul, Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliği (ICCA) verilerine göre, geçtiğimiz yıl dünya kongre şehirleri sıralamasında Avrupa’da 4 sıra, dünyada ise 2 sıra atladı. İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu’ndan (ICVB) yapılan açıklamaya göre İstanbul, 2023 yılında katılımcı sayıları 300 ile 25 bin arasında değişen 72 kongreye ev sahipliği yaptı. Megakent, bu kongre istatistiği ile Avrupa’da 16’ncı, dünyada ise 21’inci sırada yer aldı. 2023’te Paris, dünyada 156 kongreye ev sahipliği yaparak birinciliği elde ederken, onu 152 kongre ile Singapur, 151 kongre ile Lizbon izledi. İstanbul’da kongre sayısı, 2023’te bir önceki yıla göre 14 adet arttı.

 

5 YILLIK YATIRIMLAR

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul’un, küresel turizm ve kongre sektörleri içerisindeki yükselişini son hızla sürdürdüğüne dikkat çekerek, “İTO ve ICVB olarak, İstanbul kongre turizmi odaklı olmak üzere son 5 yıldır sektörümüzle birlikte yaptığımız yatırımlar ve projeler başarılı sonuç vermeye devam ediyor” dedi.

HEDEF İLK 10

 

Avdagiç, İstanbul’un kongre turizmi özelinde uluslararası sıralamalarda ve istatistiklerdeki yerini aşamalı olarak yükselttiğini vurgulayarak, “İstanbul, dünya kongre şehirleri içinde adım adım yükselerek 2023’te son 8 yılın en iyi performansını gösterdi. Buna ICVB olarak katkı vermek gurur verici. Nihai hedefimiz, 2011 ila 2015 arasında başardığımız gibi dünyada en çok kongre düzenlenen ilk 10 şehir içine girmek” dedi.

 

13 KONGRE İÇİN ADAYIZ

 

Dünyadaki tüm destinasyonlarda gerçekleşen kongrelerin istatistiğini tutan ICCA sisteminde yer alan verileri paylaşan Avdagiç, 2024’te İstanbul’da katılımcı sayıları 250 ila 7 bin arasında olan 19 uluslararası kongre düzenleneceğini belirtti. Avdagiç, ICVB’nin de toplam 12 bin 800 kişinin katılacağı 6 uluslararası kongreye doğrudan destek verdiğini kaydetti. Şekib Avdagiç, gelecek yıla ilişkin ise, “ICVB’nin 2025 yılı ve sonrasında da İstanbul’a alınması için adaylık çalışması yaptığı 13 uluslararası kongre bulunuyor” bilgisini verdi.

 

2024 KONGRE TAKVİMİ

 

Mayıs: Otomatik Yüz ve Hareket Tanıma Uluslararası Konferansı (FG 20), 47. Avrupa Lenfoloji Derneği Kongresi

Haziran: Uluslararası Plastinasyon Konferansı, Dünya Biyolojik Psikiyatri Kongresi (WFSBP), FDI Yıllık Dünya Diş Hekimliği Kongresi, Uluslararası Peyzaj Mimarları Federasyonu Dünya Kongresi (IFLA), İyi Pamuk Konferansı

Temmuz: Havalimanları Konseyi Uluslararası Avrupa Genel Kurul, Kongre ve Sergisi

Eylül: Uluslararası Sağlık Hizmetlerinde Kalite Derneği Konferansı (ISQUA), Uluslararası Ulaştırma Uçağı Ticareti Derneği EMEA Konferansı (ISTAT), Uluslararası Transplantasyon Derneği Kongresi (TTS), IPPE Yıllık Politik Ekonomi Konferansı

Ekim: Uluslararası Kauçuk Konferansı (IRC)

Kasım: Uluslararası Antimikrobiyal Kemoterapi Derneği Kongresi (ISC)

IMEX FRANFURT’TA İSTANBUL’U TANITTILAR

 

Dünyanın en büyük uluslararası kongre turizmi fuarlarından biri olan IMEX Frankfurt 2024’te, İstanbul standı yoğun ilgi gördü. Her yıl 7 binden fazla sektör profesyonelini ağırlayan fuar, Almanya’nın Frankurt kentinde 14-16 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. Fuara İstanbul standı ile katılan İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB), uluslararası kongre ve toplantıların kente kazandırılması amacıyla ziyaretçilere İstanbul’u tanıttı. İstanbul standına, Güney Amerika da dahil olmak üzere birçok pazardan yoğun ilgi gösterildi. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Toplam piyasa değeri 14.2 trilyon TL olan Borsa İstanbul’da 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Son üç ayda BIST 100 endeksi kendi rekorunu tazeleyerek 10 bin seviyesinin üzerine yükseldi.


Borsada aynı dönemde gıda şirketlerinin de iyi bir performans gösterdiğini söyleyen uzmanlar, “Son üç ayda gıda şirketlerinin performansı, BIST 100 kazançlarını da geçti” diyor.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

Yerel seçimler geride kalırken BIST 100 endeksi hem kendi rekorunu tazeledi hem de 10 bin seviyesinin üzerine yerleşti. İstanbul BIST tüm endeksi dahilinde 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Bu şirketlerden gıda, içecek, tarım, ormancılık sektörleri içinde toplam 20’nin üzerinde şirket var. İstanbul Ticaret’e konuşan uzmanlar, önümüzde daha net bir tablo olduğuna ve bunun paralelinde borsada yükseliş trendinin devam edeceğine işaret ederek, burada ana temanın enflasyon, makroekonomik dengelenme ve yabancı girişleri olduğunu vurguluyor. Yıl başından bu yana fiyat hareketleri incelendiğinde, gıda şirketlerinin son üç ayda iyi performans sergilediğini söyleyen uzmanlar, “Şirket bazlı ayrışmalar gözlemlense de son üç aydaki performansları BIST 100 kazançlarını geçti. Bunun temel sebebi de açıklanan bilançoların diğer sektör hisselerine göre daha pozitif ve beklentilerin üstünde olması” diyor.

 

TEDBİRLER POZİTİF YANSIDI

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, yeni ekonomi yönetiminin kadrosuyla ortodoks politikaların uygulanması, makro ihtiyati tedbirlerle sadeleşme adımlarının atılması ve duyulan güven ile Türkiye’nin makroekonomik verilerinde iyileşmenin sürdüğünü söyledi. Bu sürecin yabancılar tarafından olumlu karşılandığını, CDS fiyatlaması, kredi derecelendirme kuruluşları ve majör yabancı banka kurum raporlarından da görüldüğünü belirten Erbaş, özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının devam ettiğine dikkat çekti. Global oyuncuların takip ettiği bu gelişmelerin Borsa İstanbul’a pozitif yansıdığını belirten Erbaş, “Bu seneyi neredeyse yarılarken dolar bazında yüzde 24 primlenen BIST, gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışıyor. Genel seçimlerin ışığında, son bir senelik süreçte ise yabancı takas oranımızın yüzde 29’dan yüzde 40 seviyesine dayandığını görüyoruz. Takip eden dönemde özellikle hükümetin enflasyonu düşürmek için uyguladığı daraltıcı para politikalarının etkisi enflasyonda görülmeye başladıktan sonra gösterge faiz oranlarında kademeli azaltımlar bekliyoruz. Yurt dışı merkez bankalarından erken gelecek faiz azaltım sinyalleri risk alma noktasında değerlendirilerek 10 bin seviyesi üzerinde kalıcılığın devam edeceği görüşündeyiz” dedi.

 

ORTALAMA GETİRİ YÜZDE 80

 

Erbaş, Borsa İstanbul’da gıda özelinde 20 şirket olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi: “Tarım ve tarıma dayalı bazı şirketlerin (Kayseri Şeker, Bor Şeker, Bagfas Bandırma Gübre Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Hektaş, Agrotech Yüksek Teknoloji ve Yatırım, Ofis Yem Gıda, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri, Kütahya Şeker, A.V.O.D Kurutulmuş Gıda, Elite Natürel Organik Gıda, Orçay Ortaköy Çay Sanayi, Söke Değirmencilik) sene başından bu yana ortalama getirisi yüzde 80.50 oldu. Bu şirketler, Borsa İstanbul’un yüzde 36 getirisine göre pozitif ayrıştı.”

 

TARIMA DAYALI ŞİRKETLER 

 

Borsa İstanbul’da tarıma dayalı halka açık şirket profillerinin de değiştiğini bildiren Erbaş, “Bazı şirketler doğrudan tarım ürünleri üretirken ve ilaçlama, gübreleme ve tohum çalışmaları yaparken, bazıları ise tarıma tedarik sağlayan ve üretime çeşitli ekipmanlarla destek veren grup olarak ayrılıyor. Diğer taraftan yeni halka arz olan tarıma dayalı şirket fiyatlaması, temel göstergelerin dışında gerçekleşebiliyor. Bu nedenle şirket performansları sadece temel beklentiler üzerinden değil, sektör içindeki konumu ve halka açılma süreci ile ilgili olabiliyor” diye konuştu.

 

İNOVATİF TEKNİKLER VERİMİ ARTIRIYOR

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, dünyada en büyük tarım ve tarıma dayalı şirketler incelendiğinde Archer-Daniels-Midland’ın Kasım 2022’den bu yana yüzde 35 değer kaybetti-ğini hatırlatarak, küresel geliş-meleri şöyle özetledi: “Küresel gıda şirketi Bunge, Haziran 2022’den bu yana yüzde 9’a yakın değer kaybetti. Latin Amerika’nın dev tarım şirketi olan Adecoagro, topraksız tarım ürünlerinde öncü olmayı hedefliyor. 2023 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre brüt kâr marjını yüzde 40’a yakın arttırdı. Global tarım şirketleri inovatif teknikler ve verimliliklerini sürekli artırma çabasındayken Türkiye’deki tarım ve tarıma dayalı şirketlerin global trendleri takip etmesi fayda sağlar.”

 

YENİ ZİRVELER GÖRECEĞİZ

 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul BIST Tüm endeksi dahilinde 531 şirketin faaliyette olduğunu belirterek, bunların 47’sinin gıda içecek, tarım, ormancılık sektörlerinde olduğunu söyledi. Doğan, şunları kaydetti: “Bu 47 şirketin toplam piyasa değeri 900 milyar TL civarında seyrederken BIST Tüm endeksindeki şirketlerin toplam değeri ise 14.3 trilyon TL civarında. BIST 100 endeksinin yılın geri kalanında da yeni zirveler görmeye devam edeceğini, hatta ekonomi ve siyaset ekseninde doğru adımlar atıldığı sürece makro risklerdeki düşüşle birlikte bu trendin gelecek yıl da süreceğini düşünüyoruz.”

 

GETİRİ ORTALAMASI YÜZDE 49

 

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, Borsa İstanbul’da 550 şirketten 10’unun dolaylı ya da doğrudan tarımsal faaliyetlere dayalı iş kollarında olduğunu belirtti. Yılbaşından bu yana BIST 100 ve BIST Sınai endekslerinin performanslarının sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 27 getiri sağladığını söyleyen Bircan, beklentileri şöyle anlattı: “Bu dönemde tarım ve tarıma dayalı alanda faaliyet gösteren şirketlerin getiri ortalamasının ise yüzde 49 olduğu dikkat çekiyor. Devam eden süreçte tarımsal alanların iyileştirilmesine yönelik çalışma-larla bir yandan Türkiye’nin kendi içerisinde tarımsal ürün yeterliliği desteklenirken bir yandan da ihracatın artırılmasına olumlu katkı sağlayacak.”  

20 Mayıs 2024 Pazartesi