Pazartesi, 09 Eylül, 2024
İstanbul Ticaret Üniversitesi, iki uluslararası konferansa imza attı. ‘Dijital diplomasi’ başlıklı konferansta, diplomasinin yeni dünyasında sosyal medyanın önemine dikkat çekildi. Özbekistan’da gerçekleştirilen ‘İpek Yolu ve Ötesi Kongresi’nde ise göç, turizm ve ekonomi temaları üzerinde duruldu.
Yeni döneme hızlı bir giriş yapan İstanbul Ticaret Üniversitesi, iki uluslararası konferansa imza attı. Türkiye’nin de öncülerinden olduğu ‘dijital diplomasi’ başlıklı konferansta, diplomasinin yeni dünyasında sosyal medyanın önemine dikkat çekildi. Özbekistan’da gerçekleştirilen ‘İpek Yolu ve Ötesi Kongresi’nde ise göç, turizm ve ekonomi temaları üzerinde duruldu.
HAMİT KARDAŞ
İstanbul Ticaret Üniversitesi, yeni öğretim yılına uluslararası konferanslarla başladı. Türkiye Ulusal Ajansı ve Avrupa Birliği’nin desteğiyle düzenlenen ‘Dijital Diplomasi: Eğilimler ve Özellikler’ konferansı, Sütlüce Yerleşkesi’nde yoğun bir katılımla gerçekleşti. Bir diğer konferans ise Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te ‘İpek Yolu ve Ötesi Kongresi’ başlığıyla düzenlendi. Kongreyi düzenleyen ortak kurumlar arasında İstanbul Ticaret Üniversitesi de yer aldı.
‘Dijital Diplomasi: Eğilimler ve Özellikler’ başlıklı konferansın açılışında konuşan Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Genel Müdürü Murat Lütem, son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmelerin ve dijitalleşmenin endüstrileri, hükümetleri ve diğer kurumları yeniden şekillendirdiğini söyledi.
ÖNCÜ ÜLKELERDEN BİRİYİZ
Lütem, Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve insani meselelerdeki önemli rolüne ilişkin anlatımlarının sosyal medya hesapları aracılığıyla etkili ve uygun şekilde yaygınlaştırıldığını belirterek, şöyle konuştu: “Yurt dışındaki sosyal medya kampanyalarımız, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile koordineli olarak, Türkçe veya yabancı dillerde düzenleniyor. Bu sayede Türkiye’nin oynadığı rolün önemini tüm dünyaya gösteriyoruz. Özellikle Batı’da bazı ülkeler dışişleri bakanlıklarını dijital çağa adapte ediyor. Türkiye de bu ülkelerden biri ve Dışişleri Bakanlığımız dijital diplomasinin öncülerinden.”
DİPLOMASİNİN YENİ DÜNYASI
Lütem, ortalama dikkat süresinin her geçen gün kısaldığı bir dünyada, bu tür içeriklerin özellikle sosyal medya aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaşma imkanına sahip olduğunu vurguladı. Bu kapsamda zirveler, temaslar, milli gün mesajları, basın açıklamaları, toplantılar gibi çeşitli interaktif faaliyetler için oluşturulan görsel içeriklerin sosyal medya aracılığıyla dolaşıma sokulduğunu ifade eden Lütem, “Grafik tasarımcılar ve görsel yönetmenler gibi diplomasinin geleneksel olmayan aktörleri tarafından oluşturulan bu içerikler, diplomasinin yeni dünyasına katkıda bulunuyor. Ancak yeni dijital medya süreçlerini ve platformlarını kullanmak, Bakanlığımızın sürekli değişen dünyaya uyum sağlamaya devam ettiği yollardan sadece biri” dedi.
KİTLELERİ ETKİLEME GÜCÜ
İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Abdulhamit Avşar da diplomasinin barışın sürdürülmesinden savaşların sona erdirilmesine kadar uluslararası ilişkilerde daima merkezi bir yere sahip olduğunu vurgulayarak, dijital çağda teknolojideki gelişmelerin iletişim olgusunu doğrudan etkilediği bir dönemi başlattığını kaydetti.
Prof. Dr. Avşar, yeni dönemde bilgi üretiminin hızlandığını, yerel düşüncelerin uluslararası alanda yer bulma zemininin kolaylaştığını hatırlatarak, kamuoyunu etkileyen iletilerin çoğalarak hız kazandığını söyledi. Artık sosyal ağlar yoluyla uluslararası toplumun dikkatini çekebilmenin mümkün hale geldiğini belirten Prof. Dr. Avşar, şöyle devam etti: “Doğru bilginin yanı sıra propaganda nitelikli, spekülatif enformasyonlar da aynı hızda yayılma ve hedef kitleleri etkileme gücü elde etmeye başladı. Dijital çağın aldığı bu görünümün en çok etkileyeceği alanlardan biri de diplomasidir. Konferansın yararlı sonuçlara ulaşmasını, dijital diplomasi kavramına yeni ufuklar açmasını diliyorum.”
4 ANA OTURUM
İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Uğur Yasin Asal ise konferansta dört ana oturum ve 20 sunum olduğunu söyledi. Asal, “Bu programlar daha önce Romanya ve Estonya’da düzenlenmişti. Şu an biz ev sahipliği yapıyoruz. Bundan sonra proje faaliyetleri Slovenya ve İtalya’da devam edecek” bilgisini paylaştı.
Açılış konuşmalarının ardından yapılan oturumlarla konferans başarıyla tamamlandı.
TAŞKENT’TE ‘BİR YOL BİR KUŞAK’ KONGRESİ
‘İpek Yolu ve Ötesi Kongre Serisi’nin (SIRCON 2023) ikincisi, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te gerçekleşti. Alfraganus Üniversitesi ev sahipliğindeki kongre, ‘Bir Yol Bir Kuşak: Göç, Turizm ve Ekonomi Politik’ temasıyla yapıldı. Kongreyi düzenleyen ortak kurumlar arasında bu sene İstanbul Ticaret Üniversitesi de yer aldı.
15 ülkeden 50’den fazla kurum ve kuruluşun katıldığı kongrenin açılışında Türkiye Özbekistan Büyükelçisi Dr. Olgan Bekar, Alfraganus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammadismoil Mahmudov, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ile çok sayıda üniversite rektörü ve akademisyen hazır bulundu.
ÜNİVERSİTELERLE İŞBİRLİĞİ
İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay, kongrede ‘Belgesel Filmin Tarih Bilimine Katkısı Bağlamında Moğolistan’da Unutulan Bir Türk Boyu: Hotonlar’ başlıklı bildirisiyle sunum yaptı. Üniversitemizin İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Zebiniso Kamalova da ‘Orta Asya Yeniden Küresel Ticaretin Kalpgâhi Olur mu?’ başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi.
Dr. Kuralay, Özbekistan ziyareti kapsamında, daha genç üniversite olmasına rağmen hızlı bir şekilde gelişen Alfraganus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammadismoil Mahmudov ile de görüştü. Kuralay, üniversiteler arasında pek çok alanda işbirliği sürecinin başlatıldığını belirterek, “İstanbul Ticaret Üniversitesi olarak yeni dönemde hedefli adımlar atarak, ulusal ve uluslararası bilimsel etkinlerde yer almaya devam edeceğiz” dedi.
Dr. İsrafil Kuralay, Özbekistan Gazetecilik ve İletişim Üniversitesi’ni de ziyaret ederek, Rektör Prof. Dr. Şerzathan Kudrethoca ile görüşmeler yaptı.
23 Ekim 2023 Pazartesi
20 milyon öğrenci ve 1.2 milyon öğretmen için yaz tatilinin ardından yeni eğitim-öğretim dönemi, 74 bin okul ve 750 bine yakın derslikte başladı.
Türk eğitim camiası, 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı’na Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile adım atıyor.
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı’na Türk eğitim tarihinde bir dönüm noktası oluşturacağına inandığımız Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile adım atıyoruz” diyerek yeni döneme işaret etti.
BECERİ TEMELLİ MODEL
Bakan Tekin, şöyle devam etti: “Bu sene okul öncesi, ilkokul 1. sınıf, ortaokul 5. sınıf, ortaöğretim hazırlık ve 9. sınıf düzeyinde uygulanacak olan ve beceri temelli bu modelin; eğitim sistemimizin birçok meselesine çözüm getireceğine canıgönülden inanıyorum. Bu kapsamda öğretmenlerimiz için hizmet içi eğitimlerimizi yıl boyunca sürdüreceğiz, uygulama aşamasında karşılaşılan problemlerin çözümünde öğretmenlerimizin yanında olacağız.”
HERKESİN BİR MESLEĞİ OLMALI
Bu eğitim öğretim yılında öne çıkacak ikinci husus da değinen Bakan Tekin, “İkinci önemli hususu, ‘herkesin bir mesleği olmalı’ anlayışı ile yola çıktığımız mesleki ve teknik eğitimde atacağımız adımlardır. Bakanlık olarak millî bir sorumluluk olarak gördüğümüz mesleki ve teknik eğitimi, ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi ve sürdürülebilir bir kalkınma için elzem görmekteyiz. Bu idrakle mesleki ve teknik eğitimi daha iyi noktalara taşıma gayretiyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.
OKUL-AİLE İŞ BİRLİĞİ
Bakan Tekin, açıklamasını, şöyle sonlandırdı: “2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı’nda hassasiyetle üzerinde duracağımız üçüncü husus ise okul-aile iş birliğini daha da güçlendirmektir. Bu hususta öğrencilerimizin üstün menfaati doğrultusunda ebeveynlerimizin eğitim öğretim süreçlerine katkılarını artırmak amacıyla farkındalık oluşturacak projeler geliştirmeye yeni dönemde de kararlılıkla devam edeceğiz. Bu vesileyle yeni eğitim öğretim yılının ülkemize ve maarif ailemize hayırlı olmasını diliyorum.
09 Eylül 2024 Pazartesi
İstanbul Ticaret Üniversitesi’ndeki panelde, Sudan’daki iç savaşın kökenleri ve barış için atılması gereken adımlar ele alındı. Diplomatlar ve hukukçular, Sudan’daki krizin bölgesel ve uluslararası etkilerini değerlendirirken, Türkiye’nin muhtemel desteğinin potansiyel faydalarına dikkat çekti.
ERTAN ERYILMAZ
İstanbul Ticaret Üniversitesi Komşu ve Çevre Ülkeler Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından ‘Sudan İç Savaşı ve Barışın Tesisi İçin Gerekli Adımlar’ konulu panel düzenlendi. Önceki hafta gerçekleştirilen panelin açılış konuşmasını, Afrika’da büyükelçilik yapmış olan Prof. Dr. Ahmet Kavas gerçekleştirdi. Sudan’ın Afrika’daki konumu ve ilişkileri sebebiyle çok önemli bir ülke olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kavas, “Sudan’daki kriz, kamuoyu oluşturularak ve devletin kurumlarına bilgi sağlayarak çözüme kavuşturulabilir” dedi. Savaşın küresel etkilerine dikkat çeken Prof. Dr. Kavas, uluslararası toplumun Sudan’daki krizle daha etkili bir şekilde ilgilenmesi gerektiğini vurguladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ise üniversitenin ‘Komşu ve Çevre Ülkeler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin önemine dikkat çekti. Sudan hakkında çok az bilgiye sahip olduklarını hatırlatan Dr. Kuralay, düzenlenen panelin bu bakımdan da önemli olduğunu belirtti.
15 MİLYONU AŞTI
Akademisyenlerin yanı sıra iş adamlarının da takip ettiği panelin konuşmacılarından Büyükelçi Sanaa Hamad Alawad, Sudan’ın uluslararası müdahalelere maruz kaldığını söyledi. Sudan’daki iç savaşın, sadece iki taraf arasında değil, 17 ülkeden gelen milislerle daha karmaşık bir hale dönüştüğünü belirten Alawad, “Milislerin liderlerinin yeterli askeri rütbesi ve deneyimi yok. Bu eksiklikler, sivil alanlarda kayıpları ve yıkımı artırıyor” dedi. Alawad, savaşın gıda ve su güvenliğiyle ilişkisine, özellikle Mısır ve Etiyopya üzerindeki olumsuz etkilerine de dikkat çekti. Savaş nedeniyle yerinden edilmiş mülteci sayısının 15 milyona ulaştığını hatırlatan Alawad, Batı’nın Sudan’daki barış sürecini desteklemek için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini söyledi.
BÖLGESEL SAVAŞ
Askeri, Siyasi ve Strateji Alanı Uzmanı Amir Hasan Abbas da konuşmasında, sömürge döneminde İngilizlerin uyguladığı kapalı bölge politikalarının, mevcut durumların ortaya çıkışında etkili olduğunu kaydetti. Abbas, Sudan’daki çatışmanın sadece iç savaş değil, aynı zamanda sınır ötesi ve bölgesel bir savaş haline geldiğini belirtti. Abbas, milislerin geniş alanlarda etkili olmaya çalıştığını, ancak kontrolü tam olarak elde edemediğini söyledi. Savaşın tarım alanlarını ve sanayi tesislerini yok ettiğini belirten Abbas, “Milislerin üye sayısı 250 bine ulaştı. Sudan’ın uluslararası desteğe ve yardıma ihtiyacı var” dedi.
DESTEĞE İHTİYAÇ VAR
Moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Doç. Dr. Aydın Özkan’ın gerçekleştirdiği panelde konuşan hukukçu Yasir Yusuf İbrahim ise savaşın sona ermesi için gerekenler hakkında bazı öngörülerin sunumunu yaptı. Savaşın, Sudan milli ordusu ile milisler arasında geçtiğini hatırlatan İbrahim, savaşın uzamasının Sudan ordusu için mali ve operasyonel zorluklar oluşturduğunu kaydetti. İbrahim, Sudan ordusunun desteğe ihtiyacı olduğunu ifade etti.
TÜRKİYE İÇİN POTANSİYEL
Panelin son konuşmacısı, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Mayada Kemal Eldeen oldu. Türkiye’nin daha önce Somali ve Azerbaycan gibi ülkelerde başarılı yeniden yapılanma projeleri gerçekleştirdiğini hatırlatan Dr. Eldeen, Sudan’ın da benzer yardımlardan yararlanabileceğini ifade etti. Dr. Eldeen, Türkiye’nin Sudan’a siyasi, askeri ve ekonomik açıdan destek verebileceğini, bu desteğin savaş sonrası yeniden yapılanma sürecinde kritik rol oynayacağını vurguladı. Dr. Eldeen ayrıca, uluslararası medyanın Sudan’daki durumu daha fazla gündeme getirmesi gerektiğini kaydetti.
09 Eylül 2024 Pazartesi
09 Eylül 2024 Pazartesi
09 Eylül 2024 Pazartesi
09 Eylül 2024 Pazartesi
09 Eylül 2024 Pazartesi
09 Eylül 2024 Pazartesi