HABER: FEDAİ YILDIRIM

İngiltere’de 23 Haziran’da gerçekleştirilecek AB referandumunda halka, ‘Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB’den ayrılmalı mı?’ sorusu yöneltilecek. Referandumdaki sonuçlar aynı gün açıklanacak. Halkın AB’den ayrılma yönünde karar vermesi halinde, İngiliz hükümetinin AB ile görüşmelerini Lizbon Anlaşması’nın ilgili maddesi uyarınca 2 yıl içinde tamamlaması gerekiyor.

BELİRSİZLİK OLUR

İngiltere’nin olası ‘ayrılık’ kararının hem Türkiye ile İngiltere arasındaki ticari ilişkilerde hem de AB içinde birçok belirsizliği de beraberinde getirmesi bekleniyor. Çünkü Türkiye 2015’te İngiltere’ye 10.5 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirirken, 5.5 milyar doların üzerinde de ithalat yaptı.

YENİ STA GEREK

İngiltere’nin AB’den ayrılmasının, Türkiye’nin İngiltere’ye olan ihracatını da etkileyeceği kaydediliyor. Çünkü Türkiye’nin önemli ihracat pazarlarından olan İngiltere, Gümrük Birliği Anlaşması’nın da dışında kalacak. Bu durumda iki ülke arasında yeni bir Serbest Ticaret Anlaşması’nın (STA) müzakere edilmesinin de söz konusu olabileceği değerlendiriliyor. İstanbul Ticaret Gazetesi olarak konunun uzmanlarına referandum sonucunun iki ülke ilişkilerine olası etkilerini sorduk.

TİCARET DEVAM EDER

Alman Marshall Fonu Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, referandumda ayrılık yönünde karar alınması durumunda, AB ile İngiltere arasında STA imzalanmasının muhtemel olacağını belirtti. Bu durumda Türkiye’nin, Gümrük Birliği kapsamında olması nedeniyle İngiltere ile ticarete devam edeceğine dikkat çeken Ünlühisarcıklı, “İngiltere’nin, AB’den ayrılmasının gerek kendi ekonomisinde, gerekse Avrupa ortak pazarındaki olumsuz etkileri, Türkiye’nin İngiltere’ye ve AB’ye yaptığı ihracatı da olumsuz etkileyebilir” dedi.

EN ÖNEMLİ İKİNCİ PARTNER

İngiltere, Almanya’nın ardından Türkiye’nin en önemli ikinci ticari partneri olurken, bu ülkeye ihraç edilen başlıca ürünler arasında hazır giyim ve konfeksiyon, taşıt araçları ve yan sanayi, elektrik-elektronik malzemeler, meyve ve sebze yer alıyor.

TÜRKİYE’Yİ FAZLA ETKİLEMEZ

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Ekonomi Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Yülek, 23 Haziran’daki referandumdan çıkacak sonucun AB üzerinde olumsuz etkisi olabileceğini ancak ekonomik ya da siyasi olarak Türkiye’yi çok fazla etkilemeyeceğini savundu. Yülek, şunları söyledi: “AB’de ilk başta travma oluşturabilir. Piyasa göstergeleri de bu yönde. Ancak AB içindeki siyasi sıkıntı, ekonomik sıkıntıya dönüşürse bu Türkiye’yi de etkiler. Ardından finansal ve ekonomik daralma oluşursa bunun birinci etkisi finansal kanaldan, ikinci etkisi ise sermaye piyasaları üzerinden olur. Daha sonra talepte daralma olursa Türkiye’nin ihracatını da etkiler. Ancak tüm bu etkilerin çap olarak küçük ve kısa süreli olacağını düşünüyorum.”

BOŞLAMAYA GELMEZ

İTO Ekonomi Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Hüseyin Bilgin, “İngiltere AB’den ayrılırsa Türkiye ile de mutlaka bir STA anlaşması yapılır. İki ülke ekonomik açıdan birbirinden kopamayacağı için uzun vadede ticaretimiz olumsuz etkilenmez. Ayrıca Türkiye’nin de mutlaka bir ‘B’ planı vardır. Pazarı boşlamamak gerekiyor” dedi.

KÜRESEL RİSK İŞTAHINI ETKİLER

Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen, İngiltere’nin AB’den çıkmasının kısa dönemde uluslararası piyasalardaki risk iştahını da etkileyebileceğine dikkat çekerek, “Risk iştahı azaldığı ölçüde bunun döviz üzerinde etkisi olacak. Daha çok doların Türk Lirası üzerinde baskısı olabilir. Bu daha kısa vadeli etkidir” diye konuştu.

16 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ

Türkiye ile İngiltere arasında geçen yıl itibarıyla 16 milyar doları aşan dış ticaret hacmi bulunuyor. Türkiye’nin İngiltere’ye ihracatı 10 yılda yaklaşık yüzde 55 artış gösterdi. İngiltere’ye ihracatımız geçen yıl 10 milyar 556 milyon 915 dolar olurken, ithalatımız 5 milyar 541 milyon 279 dolar düzeyinde kaldı.

AYRILMA YANLILARI DAHA FAZLA

Times Gazetesi’nin yaptırdığı ankette, katılımcıların yüzde 46’sı ‘Birlikten çıkalım’, yüzde 39’u ise ‘Birlikte kalalım’ dedi. Guardian Gazetesi’nin yaptırdığı ankette de ‘Ayrılalım’ diyenlerin oranı yüzde 53 oldu.

20 Haziran 2016 Pazartesi

Etiketler : Dünya

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma