tatil-sepeti

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, küresel yatırımlarla Türkiye'yi yeni nesil araç Ar-Ge ve üretim üssü haline getirdiklerini söyledi.


 

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Adıyaman'da Turizm Sektörünün Canlandırılması Projesi" kapsamında 8 elektrikli minibüsün Adıyaman Valiliğine teslimi amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nda düzenlenen "Ford e-Transit Araç Teslim Töreni"ne katıldı.

 

Burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, kadim tarihi birikimi ve dört mevsim tatil imkanı sunan doğal güzellikleriyle, dünya turizminde eşsiz bir yere sahip olduğuna işaret eden Kacır, Türkiye'ye gelen ziyaretçi sayısının yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 14 artarak 26,1 milyona yükseldiğini bildirdi.

 

Kacır, turizm gelirlerinin de aynı dönemde yüzde 9,3 artışla 23,7 milyar dolara ulaştığını aktararak, "Turizmdeki olumlu hava inanıyorum ki yılın geri kalanında da artarak devam edecek. Turizm sektörü, cari denge ve istihdamda oluşturduğu olumlu katkıyla ekonomik büyümemizin itici unsurları arasında yer almayı sürdürecek." diye konuştu.

 

Türkiye turizmine yeni cazibe merkezleri kazandırmanın, yürüttükleri bölgesel kalkınma programlarında öncelikli hedefleri arasında yer aldığını belirten Kacır, "Kalkınma ajansları ve bölge kalkınma idareleri eliyle kültürel mirası korumak ve turizm potansiyelini değerlendirmek adına 2 bin 320 projeye 13 milyar lira destek verdik. Avrupa Birliği desteğiyle Bakanlığımız tarafından yürütülen 'Rekabetçi Sektörler Programı' kapsamında sürdürdüğümüz 7 projeyle 47 milyon avro finansmanı şehirlerimizi yerli ve yabancı turistler için önde gelen turizm destinasyonları arasına taşıyacak projeler için harekete geçirdik." ifadelerini kullandı.

 

"8 ELEKTRİKLİ TİCARİ ARACI YOLCU TAŞIMA STANDARTLARINA UYGUN HALE GETİRDİK"

 

Kacır, kültürel ve doğal mirasın getirdiği birikimi koruyarak, yatırım ve tanıtım faaliyetlerini etkin şekilde sürdürerek şehirleri turizmde hak ettiği noktaya taşıdıklarını, Göbeklitepe Ören Yeri'nin üst çatı örtüsünü ve çevre düzenlemesini yaparak bir açık hava müzesi haline getirdiklerini anlattı.

 

Adıyaman'da Turizm Sektörünün Canlandırılması Projesi'yle de kentin sahip olduğu zenginlikleri turizme kazandırdıklarının altını çizen Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplamda 6 milyon avro tutarında kaynak aktardığımız proje kapsamında şehir merkezinde Kommagene Kültür Merkezi’ni inşa ettik ve Kommagene Sergisi’nin de yer aldığı sinevizyon salonunu son teknolojiyle donatarak hizmete açtık. 9 ören yerine ziyaretçi karşılama tesisleri kazandırarak çevre düzenlemelerini gerçekleştirdik. Karakuş Tümülüsü’nde Cendere ve Kızılin köprülerinde, Kahta Kalesi’nde, Palanlı Mağarası’nda, Arsemia, Taşgedik, Eski Besni ve Kuyulu ören yerlerinde şehrimizin mimarisine uygun eserlerle bölgenin tarihi ve kültürel mirasını turizmle buluşturduk. Bu program vesilesiyle, Adıyaman’ın tarihi destinasyonlarını keşfetmek isteyen ziyaretçilerin ulaşım ihtiyacına sürdürülebilir ve çevreci bir çözüm sunuyoruz. Geçtiğimiz yıl Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarafından açılışı gerçekleştirilen Ford Otosan Kocaeli Fabrikası’nda üretilen 8 elektrikli ticari aracı yolcu taşıma standartlarına uygun hale getirdik. Adıyaman şehir merkezi ile Nemrut Dağı arasındaki güzergahta bulunan ören yerlerine güvenli ulaşım imkanı sağlamak üzere elektrikli araçlarımızı vatandaşlarımızın, şehrimizi ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin hizmetine sunuyoruz. Araçlar ses ve çevre kirliliği oluşturmadan Adıyaman turizmine en güzel şekilde hizmet edecek.”

 

“ADIYAMAN’I BÖLGENİN PARLAYAN YILDIZI HALİNE GETİRECEĞİZ”

 

Kacır, Türkiye'nin, Togg ile birlikte Ford Otosan, BMC, Temsa, Karsan, Bozankaya, Otokar, Anadolu Isuzu gibi markalarla ticari araç ve yolcu taşıtlarında elektrikli araç devriminde en iddialı ülkelerden biri olduğunu bildirerek, Türkiye'de üretim yapan markaların yeni nesil araç üretimlerini desteklediklerini ve BYD gibi bu alanda lider küresel markaların yatırımlarını ülkeye kazandırdıklarını söyledi. Kacır, bu yatırımlarla Türkiye'yi yeni nesil araç AR-GE ve üretim üssü haline getirdiklerine dikkati çekti.

 

Asrın felaketinden ağır etkilenen şehirlerden biri olan Adıyaman'ın önemine işaret eden Kacır, "Hedefimiz, şehirlerimizin ekonomisini eski günlerine döndürmek, üretim ve rekabetçiliklerini yeniden kazandırmaktır. Başlattığımız tarihi seferberlik sürecinde Bakanlık olarak Adıyaman'ın toparlanması, altyapısından üstyapısına eskisinden daha güçlü hale gelmesi için tüm imkanlarımızı ilk andan itibaren harekete geçirdik. Yatırım teşviklerimizle, devreye aldığımız destek programlarımızla, gerçekleştirdiğimiz yeni yatırımlarla Adıyaman'da umutları yeniden yeşertiyoruz. Adıyaman'ı çekim merkezi yapacak projeleri, yeni atılımlarla destekleyerek şehrimizin bereketli topraklarında huzurun, refahın temellerini sağlamlaştıracağız ve bölgenin parlayan yıldızı haline getireceğiz." diye konuştu.

 

"ARAÇLARIMIZ KİLOMETRE TAŞI OLACAK"

 

Ford Otosan Genel Müdür Vekili Josephine Payne de Ford Otosan'ın Kocaeli fabrikasını içten yanmalı, elektrikli ve hibrit modellerin tek çatı altında üretildiği esnek üretim hatlarıyla donattıklarını belirtti.

 

Ford Avrupa'nın en çok satan modelinin ve tamamen elektrikli versiyonunun seri üretimine başladıklarını aktararak, şunları kaydetti: "Yakında da yeni modellerimiz eklenecek. Kocaeli fabrikamızda Türk mühendisler tarafından üretilen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından proje fazlı devlet yardımlarıyla da desteklenen e-transit araçlar önemli bir kilometre taşı olacak. Bu aracı Adıyaman halkının hizmetine sunmaktan büyük gurur duyuyoruz. Sürdürülebilir turizmi teşvik edecek bu özel projede Adıyaman Valiliği ile işbirliğimizi çok önemsiyoruz. Adıyaman gibi önemli bir tarihi turizm destinasyonunda böyle bir sürdürülebilirlik ve gelecek vizyonunun hayata geçirilmesi son derece anlamlıdır. En son teknolojiyi kültürel mirasa saygıyla bütünleştirerek sürdürülebilir turizm uygulamalarına örnek olmayı hedefliyoruz. Elektrikli araçlarımızın Adıyaman'da devreye alınması, tarihi öneme sahip bölgelerde karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik bir adımı temsil ediyor ve modern yeniliklerin geçmişimizin korunmasıyla nasıl uyumlu şekilde bir arada var olacağını gösteriyor. Elektrifikasyon bağlantıları, araçlar ve otonom sürüş çalışmalarımızın HIT 30 Programı'yla tamamen uyumlu olduğunu görmekten mutluluk duyuyoruz. Bakanlığın desteklerinden zaten faydalandık. Türkiye'nin en büyük özel sektör yatırımları arasında yer alan ve ülkemiz sanayi sektörünün katma değerli büyümesi ve gelişmesi için önemli fırsatlar yaratmaya devam edecek Kocaeli fabrikalarımızı dönüşümü, büyük önem taşımaktadır."

06 Ağustos 2024 Salı

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı

Küresel ham çelik üretimi, eylülde geçen yılın aynı dönemine göre Çin'deki üretimin yüzde 6,1 düşmesiyle yüzde 4,7 azalarak 143,7 milyon ton oldu.

Merkezi Brüksel'de bulunan Dünya Çelik Birliği (Worldsteel), eylül ayı ham çelik üretim verilerini açıkladı.

Buna göre, küresel ham çelik üretimi, geçen ay 2023'ün aynı dönemine kıyasla yüzde 4,7 gerileyerek 143,7 milyon tona indi.

Söz konusu dönemde dünyanın en büyük çelik üreticisi Çin'in üretimi yüzde 6,1 azalışla 77,1 milyon tona gerilemesi dikkati çekti.

Japonya'nın üretimi de yüzde 5,8 düşerek 6,6 milyon tona geriledi.

Ham çelik üretimi ABD’de yüzde 1,1 artışla 6,7 milyon tona, Almanya'da yüzde 4,4 yükselişle 3,1 milyon tona çıktı.

Eylülde Brezilya'nın ham çelik üretimi yüzde 9,9 artarak 2,8 milyon tona yükselirken, Rusya’da üretimin yüzde 10,3 düşerek 5,6 milyon tona gerilediği tahmin edildi.

Söz konusu dönemde, Hindistan’ın üretimi yüzde 0,2 düşerek 11,7 milyon tona ve İran’ın çelik üretiminin ise yüzde 41,2 azalışla 1,5 milyona gerilediği hesaplandı.

Birliğin verilerine göre, Türkiye'nin ham çelik üretimi ise eylülde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5 artarak 3,1 milyon tona yükseldi. Yılın ocak-eylül döneminde Türkiye'nin ham çelik üretiminin yüzde 13,8 artarak 27,9 milyon tona ulaşması dikkati çekti.

Küresel ham çelik üretimi, böylece bu yılın ocak-eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 düşerek 1 milyar 394 milyon tona geriledi.

Öte yandan, Dünya Çelik Birliği, 14 Ekim'de, 2024 küresel çelik talebinde daha önce yıllık bazda yüzde 1,7 artış olarak açıklanan büyüme beklentisinin yüzde 0,9 düşüş olarak güncellediğini ve talebin 1 milyar 751 milyon tona inmesinin öngörüldüğünü belirtmişti.

22 Ekim 2024 Salı