tatil-sepeti

Kalkınma ajansları, Türkiye'de bölgesel kalkınmanın sağlanması ve yerel değerlerin harekete geçirilmesi amacıyla geçen yıl 621 projeye 1,7 milyar lira destek verdi.


Kalkınma Ajansları 2023 Yılı Genel Faaliyet Raporu’ndan derlenen bilgiye göre, ülke genelinde 26 kalkınma ajansı faaliyette bulunuyor.

 

Ajanslar, bölgesel kalkınmanın lokomotifi ve destekçisi olarak stratejik rol üstleniyor. Bu kuruluşlar, sorumlu oldukları bölgelerin potansiyelini ve stratejik hedeflerini belirleyerek uygulamaya aldıkları mali ve teknik destek programlarıyla sürdürülebilir kalkınma için ihtiyaç duyulan altyapı ve kabiliyetleri ülkeye kazandırıyor.

 

Türkiye'nin yerel değerlerini harekete geçirerek kalkınmada ivme kazandırıcı bir unsur vazifesi görmesi için ajanslar eliyle bugüne kadar 25 bin 948 projeye 75,5 milyar lira destek sağlandı.

 

CAZİBE MERKEZLERİ DE TEMATİK SEKTÖRLER DE DESTEKLENDİ

 

Ajanslar, geçen yıl bölgelerin farklı alanlarda kabiliyetlerinin, potansiyelinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesine ve harekete geçirilmesine ışık tutan 235 analiz, araştırma, strateji ve rapor hazırladı.

 

Söz konusu kuruluşlar, mali, teknik ve yenilikçi destek programlarıyla yereldeki aktörlere destek verdi.

 

Ajanslar tarafından 2023'te mali destek programları kapsamında 115 projeye yaklaşık olarak 356 milyon lira destek sağlandı ve söz konusu projelerin eş finansman dâhil bütçesi 710,5 milyon lira oldu.

 

Teknik destek programları kapsamında 299 projeye yaklaşık olarak 9,8 milyon lira, yenilikçi destek programları kapsamında da 47 projeye yaklaşık 69,7 milyon lira destek sağlandı.

 

Ayrıca, 2023'te tematik bölgesel kalkınma programlarından Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı kapsamında 5 proje için 256,8 milyon lira, Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı kapsamında 94 proje için 226 milyon lira, Üreten Şehirler Destek Programı kapsamında 4 proje için 35,7 milyon lira, Kurumsal Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Destek Programı kapsamında da 4 projeye 26,8 milyon lira destek için sözleşme imzalandı.

 

DEPREM BÖLGESİNDE KRİTİK GÖREVLER

 

Kahramanmaraş merkezli geçen yıl meydana gelen depremlerden etkilenen illerde ortaya çıkan ihtiyaçların hızlı tespiti ve sosyoekonomik toparlanmanın bir an önce gerçekleşebilmesi için kalkınma ajansları aktif görev aldı. Ajanslar öncülüğünde hazırlanan "Kahramanmaraş Merkezli Depremlerin Deprem Bölgesi ve Türkiye Ekonomisine Etkisi Raporu" ile "Sanayi Tesislerinde Hasar Tespit Raporu" afetin meydana getirdiği tahribatın kapsamlı şekilde ele alınmasını ve anlaşılmasını sağladı.

 

Bu illerde "Bölgesel Kalkınma Odaklı Toparlanma Acil Eylem Programı" (BOTAP) ilan edildi. BOTAP kapsamında 53 proje için 732 milyon lira destek verildi.

 

Geçen yıl sözleşmeye bağlanan toplam destek tutarı ise 621 proje için 1,7 milyar lira oldu.

 

Teklif çağrıları aracılığıyla 40 proje destek almaya hak kazanırken bunlara ayrılan tutar 116,9 milyon lira seviyesinde gerçekleşti. Finansman destekleri kapsamında 39 projeye 59,6 milyon lira destek verildi.

 

Bölgelerin kalkınması ve rekabet gücü açısından önemli fırsatlardan yararlanılması, ekonomiye yönelik tehdit ve risklerin önlenmesi, yenilik ve girişimcilik kapasitesinin geliştirilmesi amacıyla yapılan fizibilite çalışmalarına da 4,6 milyon lira katkı sağlandı.

 

Ayrıca, proje teklif çağrısı yöntemi uygulanmadan 17 güdümlü proje uygulamasına verilen desteğin tutarı 175 milyon lira oldu.

 

YATIRIM DESTEK OFİSLERİNE YATIRIMCI ÇEKME ROLÜ

 

Ajanslar bünyesinde faaliyet gösteren yatırım destek ofisleri (YDO) ise yeni yatırımlar için adımlar attı. Gerekli idari işlemlerin mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilmesine katkı sağlayan ofisler, yerli ve yabancı yatırımcılara danışmanlık hizmeti verdi. Bölgelerin yatırım olanaklarını tanıtmak ve bilinirliğini artırmak için yurt içi ve dışında çeşitli faaliyetlerde bulunan YDO'lar, 2023'te 39 yatırımcının izin ve ruhsat işlemlerine yardımcı oldu. Bunlardan 15'inin izin ve ruhsatlandırma tamamladı. Ayrıca, 7 teşvik belgesinin kapatma işlemi bu ofisler aracılığıyla yapılırken 20 bin 105 kişi veya kuruma bilgilendirme ve danışmanlık hizmeti sunuldu.

14 Ağustos 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı

Küresel ham çelik üretimi, eylülde geçen yılın aynı dönemine göre Çin'deki üretimin yüzde 6,1 düşmesiyle yüzde 4,7 azalarak 143,7 milyon ton oldu.

Merkezi Brüksel'de bulunan Dünya Çelik Birliği (Worldsteel), eylül ayı ham çelik üretim verilerini açıkladı.

Buna göre, küresel ham çelik üretimi, geçen ay 2023'ün aynı dönemine kıyasla yüzde 4,7 gerileyerek 143,7 milyon tona indi.

Söz konusu dönemde dünyanın en büyük çelik üreticisi Çin'in üretimi yüzde 6,1 azalışla 77,1 milyon tona gerilemesi dikkati çekti.

Japonya'nın üretimi de yüzde 5,8 düşerek 6,6 milyon tona geriledi.

Ham çelik üretimi ABD’de yüzde 1,1 artışla 6,7 milyon tona, Almanya'da yüzde 4,4 yükselişle 3,1 milyon tona çıktı.

Eylülde Brezilya'nın ham çelik üretimi yüzde 9,9 artarak 2,8 milyon tona yükselirken, Rusya’da üretimin yüzde 10,3 düşerek 5,6 milyon tona gerilediği tahmin edildi.

Söz konusu dönemde, Hindistan’ın üretimi yüzde 0,2 düşerek 11,7 milyon tona ve İran’ın çelik üretiminin ise yüzde 41,2 azalışla 1,5 milyona gerilediği hesaplandı.

Birliğin verilerine göre, Türkiye'nin ham çelik üretimi ise eylülde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5 artarak 3,1 milyon tona yükseldi. Yılın ocak-eylül döneminde Türkiye'nin ham çelik üretiminin yüzde 13,8 artarak 27,9 milyon tona ulaşması dikkati çekti.

Küresel ham çelik üretimi, böylece bu yılın ocak-eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 düşerek 1 milyar 394 milyon tona geriledi.

Öte yandan, Dünya Çelik Birliği, 14 Ekim'de, 2024 küresel çelik talebinde daha önce yıllık bazda yüzde 1,7 artış olarak açıklanan büyüme beklentisinin yüzde 0,9 düşüş olarak güncellediğini ve talebin 1 milyar 751 milyon tona inmesinin öngörüldüğünü belirtmişti.

22 Ekim 2024 Salı