Türkiye'nin kozmetik sektöründe yılın 9 ayında gerçekleştirdiği ihracat 1 milyar 76 milyon dolar oldu.


 

Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Sanayicileri Derneği’ne göre, söz konusu sektörde başta saç, cilt ve güneş bakım ürünleri, deodorant ve kokular, makyaj ve tıraş malzemelerinin yanı sıra ağız ve diş sağlığını korumaya yönelik ürünlerin ihracatı dikkati çekiyor.

 

Türkiye’nin bu sektörde yaptığı ihracat yılın 9 ayında 1 milyar 76 milyon dolara ulaştı.

 

TÜRKİYE 150’DEN FAZLA ÜLKEYE KOZMETİK ÜRÜNÜ SATIYOR

 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Sanayi Meclisi Başkanı Ahmet Pura, AA muhabirine, 150'den fazla ülkeye kozmetik ürün ihracatı yapıldığını söyledi.

 

Kozmetik ürünleri ihracatında en fazla paya sabun ve ıslak mendil grubu ürünlerinin sahip olduğunu belirten Pura, bu ürünlerin çoğunlukla ABD, Irak ve Rusya Federasyonu'na ihraç edildiğini ifade etti.

 

Pura, ihracatta önemli paya sahip diğer ürünler arasında tıraş ürünleri ve deodorantlar olduğunu, bunların da en çok Rusya ve Hollanda'ya ihraç edildiğini belirtti. Ahmet Pura, saç ürünlerinin en çok Irak ve İran'a, güzellik, makyaj ve cilt bakımı ürünlerinin ise Libya ve ABD'ye ihraç edildiğini aktardı.

 

Söz konusu sektörde ihracatın yılın 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19 artış gösterdiğine işaret eden Pura, "Yıl sonunda ihracatımızın geçen yıla göre yüzde 12 artış göstereceğini ve 1,5 milyar dolar seviyelerine çıkacağını beklemekteyiz. Sektördeki ihracat büyüklüğü neredeyse son 5 yıldır bir önceki yıla göre büyüme göstermiştir. Yıllar itibarıyla sektör ihracatının artış trendi içerisinde olduğu görülmektedir. Son 10 yıldır ise ihracat büyüklüğü her dönem ithalattan fazla olarak gerçekleşmiş ve dış ticaret fazlası ile Türkiye ekonomisinin cari açığının kapatılmasına katkı sağlayan sektörlerden biri olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.

 

Kozmetik sektöründe ihracatın artırılması için bazı fırsatların görüldüğüne dikkati çeken Pura, şunları kaydetti: “Yoğun genç nüfusumuz ile birlikte gelişen tüketici trendlerine ve farklı ülkelerdeki tüketici davranışları ile toplumsal kültüre uygun, yüksek katma değerli ürünlerin üretilmesi, ülkelerin farklı Pazar dinamikleri göz önünde bulundurularak araştırma-geliştirme faaliyetlerinin sürdürülmesi ihracatımızı artırma yönünde önemli bir fırsattır. Bununla birlikte sektörde markalaşma faaliyetlerinin artırılması da ülkemizi öne çıkaracak adımlardan bir diğeri olarak sayılabilir. Avrupa Yeşil Mutabakatı konusunda farkındalık yaratmaya yönelik eylemler planlanarak uzun vadede rekabet avantajı sağlanması, sektörün gerek çevreye gerek de ekonomiye daha fazla katkı sağlaması açısından önem arz etmektedir.”

 

KAYIT DIŞI ÜRÜNLER PAZAR KAYBINA NEDEN OLUYOR

 

Pura, fırsatların yanı sıra ihracatı olumsuz etkileyen bazı durumların da olduğunu, mevzuat sorunlarının ihracatçılara engel oluşturduğunu belirtti.

 

Kozmetik sektöründe mevzuata aykırı, kayıt dışı ürünlerin denetimlerinin artırılmasını talep eden Pura, şunları kaydetti: "Pazarda taklit, sahte ürün ve vergi açısından suç teşkil eden kayıt dışı faaliyetler ülke ekonomisine kayıplar yaşatmakta ve bu ürünler nedeniyle, üreticiler, satış noktaları ve nihai tüketici de zarar görmektedir. Bu ürünlerin ihracata konu olduğu durumlarda ise ülkemizin ticari itibarı zedelenmekte dolayısıyla ihracat yapılan pazarlar kaybedilmektedir."

18 Kasım 2023 Cumartesi

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar