Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, "HYSouthMarmara Hidrojen Vadisi Projesi" ile "Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi"nin Türkiye'ye hidrojende lig atlatacağını belirterek, "Başlattığımız yeşil hidrojen atılımıyla ülkemiz hidrojen ihracatçısı bir ülke konumuna gelebilecek" dedi.



 

TÜBİTAK'ın iklim değişikliğine karşı çözüm arayışları çok yönlü olarak devam ederken, bu çalışmalar kapsamında çok önemli iki proje için imzalar atıldı.

 

Tüm dünya gibi hidrojene yönelen Türkiye'de ülkenin ilk hidrojen vadisi ve en büyük kapasiteli ilk yerli yeşil hidrojen tesisi kurulacak. Bu kapsamda Atatürk Havalimanı bölgesinde yer alan DHMİ Eski Havacılık Akademi Binası'nda "HYSouthMarmara Hidrojen Vadisi Projesi ve Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi İmza Töreni" gerçekleştirildi.

 

Törende konuşan Bakan Varank, 6'ncı yılında da TEKNOFEST coşkusunun tüm hızıyla devam ettiğini kaydederek, geleceğin araştırmacılarının, tasarımcılarının ve inovasyoncularının burada bir araya geldiğini, festivalin uluslararası marka değerinin her geçen gün artmaya devam ettiğini söyledi.

 

Bundan 6 sene önceki ziyaretçi sayısı kadar bugün yarışmacı sayısına ulaşıldığını dile getiren Varank, "Bu festivalin tılsımı, gençlerimizin teknoloji iştahında ve teknolojinin ortaya koyduğu neredeyse sonsuz potansiyelde yatıyor. Gençlerimiz TEKNOFEST'te teknolojiyi sadece görmüyor, teknolojiyi adeta yaşıyor. TB2'leri, Akıncıları, Altay tankını, Togg'u, Hürjet'i, Kızılelma'yı onları inşa edenlerle bu teknolojileri değerlendirme fırsatı buluyor." diye konuştu.

 

Varank, bugün, Türkiye'nin geleceği için vazgeçilmez gördükleri, dünyada önemi giderek artan başka bir teknolojinin, hidrojen yatırımlarının, imza törenlerini gerçekleştireceklerini kaydederek, Güney Marmara Hidrojen Vadisi Projesi ve Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu'nun hayırlı olmasını diledi.

 

"HER ALANDA ÖNEMLİ ATILIMLAR GERÇEKLEŞTİRMEYE DEVAM EDİYORUZ"

 

Bakan Varank, Milli Teknoloji Hamlesi rehberliğinde her alanda önemli atılımlar gerçekleştirmeye devam ettiklerini belirterek, son bir ayda açılışlarını, temel atmalarını ve fırlatmalarını yaptıkları yerli ve milli teknolojilerin bunun en net göstergesi olduğunu söyledi.

 

Togg'dan TCG Anadolu'ya, elektrikli lokomotiften İMECE'ye kadar milletin gurur duyduğu çok değerli işlere imza attıklarını dile getiren Varank, "Bunlar ülkemize teknolojik bağımsızlığını kazandıracak projeler ama teknolojik bağımsızlık tek başına yeterli değil. Tam bağımsız Türkiye için bizim teknolojik bağımsızlıkla beraber kalkınmanın temeli olan enerji bağımsızlığını da kazanmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.

 

Varank, bu manada enerjiye yönelik atılımlarına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kararlılıkla devam ettiklerini kaydederek, Karadeniz'de keşfedilen gazı kara ile buluşturulmasına ve hanelere bir süre ücretsiz ulaştırılmasına değindi.

 

Türkiye'nin bu gelişme sayesinde doğal gazda dışa bağımlılığının azalacağını vurgulayan Varank, "Keşifler ülkemizin kalkınmasına ve vatandaşımızın cebine etki eden çok önemli gelişmeler olarak öne çıkıyor." şeklinde konuştu.

 

"GÜNEŞ PANELİ ÜRETİMİNDE AVRUPA'NIN BİR NUMARASIYIZ"

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ne bugün ilk yakıtı yükleyerek resmi olarak Türkiye'de bir nükleer güç santralini başlatmış olacaklarını belirterek, yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirip artırma çabalarının son sürat devam edeceğini söyledi.

 

Güneş ve rüzgar enerjisinde ülke olarak iyi bir yerde olduklarını, güneş paneli üretiminde Avrupa'nın bir numarası olarak öne çıktıklarını dile getiren Varank, rüzgar ve güneş enerjisinde ulaşılan kapasitelerden bahsetti.

 

Varank, başta sanayiciler olmak üzere işletmelerin kendi tüketimlerini karşılamak için yaptıkları rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarını bölgesel teşvik kapsamına aldıklarını hatırlatarak, "Bu değişiklik sonrasında sadece 15 ayda 3 bin 818 işletme, 4 bin 600 megavatlık GES ve RES yatırımı yapmak için teşvik belgesi aldı." şeklinde konuştu.

 

"HİDROJEN ALANINDA İKİ VİZYONER PROJEYİ DEVREYE ALIYORUZ"

 

Bakan Varank, bugün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak stratejik önemde olan hidrojen teknolojilerinin geliştirilmesi ve hidrojen üretimi konusunda devreye alacakları vizyoner projelerin imzasını gerçekleştirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunların ilki Hidrojen Vadisi Projesi. Nedir hidrojen vadisi: Hidrojenin üretildiği, depolandığı, tüketildiği, firmalarımızın hidrojeni hem üretip hem kullandığı bir kümelenme. Hidrojen birçok endüstriyel uygulama için alternatif bir enerji kaynağı. Kimya endüstrisinde ve diğer birçok üretim sürecinde kullanılıyor. Örneğin, gübre ve ilacın ham maddesi olan amonyağın üretiminde hidrojene ihtiyacımız var. Petrol rafinerilerinde hidrojen, yakıt kalitesini artırmak ve kirleticileri azaltmak için kullanılıyor. Daha birçok alanda hidrojen ihtiyacı söz konusu. Hidrojen ile çalışan araçlar, bu teknolojinin bir başka önemli konusu."

 

Varank, Japonya ve Çin gibi ülkelerin ve dünyanın önde gelen otomotiv şirketlerinin hidrojenli araç konusundaki çalışmalarından bahsederek, "Son yıllarda temiz enerji olması sebebiyle hidrojen üretimi giderek önem kazanıyor. Bildiğiniz gibi Türkiye olarak 2053 yılında net sıfır emisyon hedefi koyduk. Bu doğrultuda 2030 senesine kadar olan emisyon azaltma hedefimizi de iki katına çıkardık. Karbon emisyonlarının azaltılmasına ve küresel ısınmaya sebep olan diğer sera gazlarına yönelik çalışmalarımızı devam ettiriyoruz." açıklamasında bulundu.

 

"HİDROJEN ÜRETİMİNDE YENİ BİR SAYFA AÇIYORUZ"

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, 5 yıl sürecek Hidrojen Vadisi Projesi'yle hidrojen üretiminde yeni bir sayfa açtıklarını belirterek, Güney Marmara Kalkınma Ajansı'nın koordinatörlüğünde Türkiye'nin önemli kurum ve kuruluşlarının bu projede yer aldığını söyledi.

 

Hidrojen ekonomisinin gelişimini destekleyecek bu projenin bütçesinin 36,8 milyon avro olduğunu dile getiren Varank, şu bilgileri verdi: "Proje kapsamında şimdiye kadar Avrupa'dan tek seferde en büyük hibe olan 7,5 milyon avroyu da ülkemize kazandırmış olduk. Proje tamamlandığında endüstride fosil yakıt kullanımı azalacak. Sanayinin bir bölümü küçük ölçekli de olsa karbondan arındırılmış olacak. Güney Marmara Bölgesi halihazırda Türkiye'nin toplam elektrik üretiminin yüzde 13'ünü sağlıyor. 3 GW kapasiteye yaklaşan yenilenebilir enerji kurulu gücüyle ülkemizin bir numaralı bölgesi. İnşallah bu projeyle bölgede hidrojen ekonomisini yeşertmek istiyoruz."

 

Varank, Balıkesir'de Enerjisa'nın sahasında üretilecek yıllık minimum 500 ton yeşil hidrojenin Linde Gaz tarafından taşınacağını kaydederek, şu açıklamalarda bulundu: "Hidrojen Peroksit, Kale Seramik, Şişecam ve Eti Maden’in tesislerinde kullanılacak. Projeyle sadece yeşil hidrojen üretimine değil türevlerinin üretimine de odaklanıyoruz. Bu kapsamda yurt dışına bağımlı olduğumuz metanol ve amonyak da yeşil yöntemlerle bu proje sayesinde ülkemizde üretilecek. Biz bu projeyi ülkemiz için büyük bir şans olarak görüyoruz. Hedefimiz hidrojeni sadece ithal teknolojilerle üretmek değil. Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu projesiyle hidrojen üretiminde kullanılan elektrolizör teknolojisini de yerli ve milli imkanlarla ileriye götürmek istiyoruz. Böylelikle Türkiye’nin en yüksek kapasiteli yerli yeşil hidrojen tesisinin Bandırma'da kurulmasını hedefliyoruz."

 

Varank, bu iki projenin Türkiye'ye hidrojende lig atlatacağını vurgulayan Varank, "Başlattığımız yeşil hidrojen atılımıyla ülkemiz hidrojen ihracatçısı bir ülke konumuna gelebilecek. İşte yeşil dönüşümse yeşil dönüşüm, teknolojiyse teknoloji, vizyonsa vizyon. Eser ve hizmet siyasetimiz emin olun tüm hızıyla devam ediyor. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapma hedefimize Türkiye yüzyılı vizyonumuzla büyük bir gayretle çalışarak devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

 

"BAKANLIĞIMIZ VİZYONER BİR SORUMLULUK ÜSTLENİYOR"

 

Bakan Varank, Türkiye'nin ihtiyaçlarının farkında olduklarını, yol haritalarının hazır olduğunu belirterek, "21 yıldır taş üstüne taş koymanın mücadelesini veriyoruz. İhtiyacımız olan altyapıların önemli bir kısmını tamamladığımız için önümüzdeki dönemde bunların getirilerini, katma değerlerini çok daha hızlı şekilde elde etmeye devam edeceğiz. İşte görüyorsunuz her gün bir açılış yapıyor, her gün yeni bir ürünün tanıtımını gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.

 

Bundan sonra da yeni açılışlarla, yeni eserlerle, yeni projelerle vatandaşların huzurunda olacaklarını vurgulayan Varank, "Bugün yeşil hidrojenle ilgili bir adım attık. Burada Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı vizyoner bir şekilde sorumluluk üstleniyor." ifadelerini kullandı.

 

Varank, bütün vatandaşları TEKNOFEST'e beklediklerini kaydederek, "Gelsinler, ailecek burada Türkiye'nin hangi kabiliyetlere sahip olduğunu, hangi teknolojileri geliştirdiğini, bu teknolojiler sayesinde hangi kabiliyetleri elde ettiğini görsünler. Gençlerin nasıl coşkuyla yarıştığına şahit olsunlar. 1 Mayıs'a kadar TEKNOFEST bütün vatandaşlarımıza açık. Etkinlikler, faaliyetler, ziyaretler devam ediyor." açıklamasında bulundu.

 

Etkinlikte TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da projelerle ilgili bilgi paylaştı. Açılış konuşmalarının ardından her iki projenin paydaşları tarafından imzalar atıldı.

 

Varank, imza töreninde yaptığı açıklamada, hidrojen teknolojisinin Türkiye'nin enerji koridoru olmasında ve kendi üretim kabiliyetlerini farklı bir boyuta taşımasında önemli bir alan olduğunu belirterek, bu alanda Bakanlık olarak yaptıkları faaliyetlerden bahsetti.

27 Nisan 2023 Perşembe

Bulgaristan’ın en gelişmiş sanayi, üretim ve turizm şehirlerinden Burgaz, biri yapım aşamasında olan, biri de tamamlanarak hayata geçirilen iki yeni yatırım bölgesi için Türk girişimcilerle işbirliği yapmak istiyor.


Burgaz Sanayi ve Lojistik Parkı’ndan yapılan açıklamaya göre, küçük ve orta ölçekli yatırımcılar ve girişimciler için de çeşitli teşvikler uygulanıyor.  

 

SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Bulgaristan’ın en kalabalık dördüncü kenti konumunda olan Burgaz, iki ayrı yatırım bölgesi için Türk girişimcilerle işbirliği istiyor. Gümrüksüz serbest ticaret bölgesine de ev sahipliği yapan Burgaz; lojistik, altyapı ve Türkçe kullanımının yaygınlığı gibi avantajlarla dikkat çekiyor. Bulgaristan Burgaz bölgesine yönelik iş fırsatları, İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlenen webinarda ele alındı. 

 

UYGUN KONUM 

 

‘Burgaz’a Yönelik Ticaret ve Yatırım Fırsatları’ konulu webinarın açılışında konuşan Burgaz Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Todor Demirkov, bölgelerinin yatırım için çok uygun bir konumu olduğunu ifade etti. Demirkov, “Şirketlerimiz Avrupa standartlarında hizmet veriyor. Burgaz bölgesi, gelişmiş altyapı ve ulaşım imkânları ile dikkat çekiyor. Her anlamda çok cazip bir lokasyonda bulunuyoruz” diye konuştu. 

 


BÜYÜME TRENDİ

 

Toplantıda konuşan Burgaz Ticaret Ataşesi Ali Arda Alıcı da Bulgaristan’ın son 5 yıldır büyüme trendi içinde olduğunu söyledi. Alıcı, “Bulgaristan’a yatırım yapacaklar için en büyük fırsatlardan biri, sabit kur sisteminin uygulanıyor olması. Bu şekilde kur dalgalanmalarından etkilenilmiyor. Aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) fonlarından faydalanma imkanı var. Burgaz bölgesi de Bulgaristan’ın en gelişmiş bölgelerinden biri. Çok önemli bir turizm kenti. Normalde 380 bin olan nüfus, turizm sezonunda 1 milyona çıkıyor. Potansiyel arz eden ürünler; makina, demirli metal, motor ve hazır giyim malzemeleri olarak ön plana çıkıyor.

 

İŞGÜCÜ AVANTAJI 

 

Toplantıda konuşan Burgaz Belediyesi Temsilcisi Violeta Lazova da bölgelerinin yatırım için çok elverişli olduğunu söyledi. Violeta, “Kentimizde gümrüksüz serbest ticaret bölgemiz var. Buradan KDV uygulaması olmadan üçüncü ülkelere ihracat mümkün. Şehrimizde 95 eğitim kurumumuz var ve işgücümüzün yüzde 98’i en az bir yabancı dil biliyor, iki dil bilenlerin oranı yüzde 73. Ayrıca burada Türk vatandaşları da yaşadığı için Türkçe bilen işgücü de bulunuyor. Burgaz’da 17 bin kayıtlı firma var. Şehrimizde yüzde 29 ticaret, yüzde 25 hizmet, yüzde 15 üretim, yüzde 19 lojistik, yüzde 11 tarım ve yüzde 6.5 inşat alanında faaliyet gösteren firma var” diye konuştu. 

 

KÜÇÜK İŞLETMELER

 

Burgaz Sanayi ve Lojistik Parkı Direktörü Petar Ivanov da yatırım bölgelerinden bahsetti. Biri kuzeyde, biri güneyde iki ayrı yatırım bölgesine sahip olduklarını ve bu bölgelere yatırımcı çekmek istediklerini ifade eden Ivanov, “Sanayi ve lojistik parkımız iki fazdan oluşuyor. Kuzey bölgesi için özellikle küçük ve orta ölçekli yatırımcı çekmek istiyoruz. Bölgemiz havalimanına, tren garına, gümrüksüz bölgeye çok yakın. 

 

Şu an burası tamamlandı ve 37 firma faaliyete başladı. Güney yatırım alanımız ise yapım aşamasında ve buraya da daha büyük çaplı yatırımcıların yatırım yapmasını istiyoruz. Burası da yine lojistik ve altyapı olarak çok güzel imkanlara sahip” dedi.  

 


KARADENİZ’İN EKONOMİK FIRSATI

 

Toplantının açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün gerçekleştirdi. Üstün, “Burgaz bize, coğrafi olarak Türkiye’deki pek çok şehirden daha yakın. Coğrafyası, yeşili, doğası çok güzel. Ayrıca turizm, lojistik ve ticaret imkanlarıyla göze çarpıyor. Karadeniz kıyısındaki ekonomik fırsatların bölgesel hatta küresel ölçekte değerlendirilmesi için çok çok önemli bir zemine sahip. Geçen yıl Bulgaristan’la dış ticaret hacmimiz 6 milyar 600 milyon doların üstüne çıktı. Bu olumlu süreci, bilhassa Bulgaristan’daki şehirlerin yatırım ve ticaret imkanlarını değerlendirerek ileriye taşıyabiliriz” diye konuştu. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar